Dünya ekonomisi kaynıyor. Türkiye ise yanıyor.
Amerika’nın karşılıksız olarak bastığı ve kâğıtla mürekkepten yarattığı dolar imparatorluğu yerle bir oluyor.
Son 20 gün içerisinde borsalar yerle bir oldu. Amerika 3 çöktüyse Türkiye 100 çöktü.
Borsa kaybettirdi. Altın yine öyle. Döviz ise hafif yükseldi.
Bu şartlarda kriz sürdüğüne göre borsada yatırım yapmak pek akıllıca değil. Altın ise ısınan dünya ekonomisiyle birlikte değer yitiriyor.
O halde para dövize yatırılır mı?
İşte son günlerde en çok yanıt aranan soru.
Amerikan Doları’nın 4 yıl önce 1.70 lira olduğunu düşünürsek bugün 1.18 liradan dolar almak ne kadar mantıklı?
Rakama baktığınızda parasını 4 yıl önce dolara yatıran kişinin ne kadar zararda olduğunu görüyorsunuz.
Bu birinci cazibe. Yani dolar 4-5 yıldır hiç prim yapmamış.
İkinci cazibe ise Türkiye’nin cari açığı. Artık rakamlarla bile teleffuz edilemeyecek kadar büyük.
Türkiye bu açığı şu ana kadar hep sıcak para girişiyle kapattı.
Dünyanın en yüksek faizini veren bir ülke olarak bütün dünyanın sıcak para trafiğini ülkemize çektik. Hatta iş öyle komedi boyutlarına vardı ki, Japonya’da evde oturan ev hanımları yüzde 1 ile kredi çekip, bu parayı Türkiye’de Hazine bonosuna yatırdılar ve yüzde 25 dolayında para kazandılar. Yani basit bir hesapla, 100 bin doları Türkiye’de faize yatıran bir Japon ev hanımı 1 yıl sonra 125 bin dolar alacak. 100 bin dolara bin dolar da faiz ödeyecek ve kendisine 24 bin dolar kalacak. Hiçbir şey yapmadan ayda 2 bin dolarlık bir gelir elde ediyor. Üstelik bunu yaparken Kemal Unakıtan’ın kendilerine yaptığı jestten, yani sıfır vergiden de yararlanıyor.
Biliyorsunuz Kemal ağbi, yerli yatırımcıdan vergi alırken yabancıdan almıyor.
Bu kısırdöngü Türkiye’nin cari açığını fonluyor.
Siz ödediğiniz vergilerin size yol, su, elektrik olarak geri döndüğünü mü sanıyorsunuz?
Elbette yanılıyorsunuz!
Ödediğiniz verginin yüzde 1’inden azı size hizmet olarak geliyor. Geri kalanı yüksek faizin temettü, yani kâr payı ödemelerine gidiyor.
Yukarıdaki Japon ev hanımı örneği şunu anlatmaya çalışıyor:
Türkiye’de döviz ne kadar kriz çıkarsa çıksın yükselmez.
Çünkü son bir ayda yaşanan krizde de gördük ki, ilk etkilenen borsa ve faiz. Borsa düşüyor faiz yükseliyor.
Faiz yükselince yurtdışından biraz daha fazla para girişi oluyor.
Arz fazlalığı da dövizin yükselmesine engel oluyor.
Yatırımcıların bu kısırdöngüyü göz önünde tutarak dövizi bir yatırım aracı olarak görmemeleri gerektiğine dikkat çekiyorum.
O halde ne yapmalı?
Her zamanki gibi yabancının yaptığını yapmak lazım.
Yani paranızı YTL olarak Hazine bonosuna yatırmanız AKP iktidarı felsefesine en uygun harekettir.
Üretme rantla kazan!
