Dolar neden yükselmiyor? (05 Nisan 2010)
Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Anayasa kitapçığını bir fırlattı dolar o dönemin parası ile bir gecede 700 liradan 1.200 liraya yükseldi.
Doların ateşini Merkez Bankası ne yaptıysa söndüremedi, bu çaresizlik doları 1.750 liraya kadar sürükledi.
O gün bu gündür bu olay Türk halkının bilincinde yer almıştır.
Her siyasi krizde hemen döviz büfesine koşar ve ya dolar ya da euro alır.
Ancak şimdi aldığı ile kalıyor ve 2 gün sonra zararına satıyor.
İşte son dönemde en çok karşılaştığım sorulardan biri de bu konu ile ilgili:
Döviz neden yükselmiyor?
Eskiden bazı kişiler ortalıkta dolaşırdı “Eylül’de dolar patlayacak” derdi.
Şimdi o şom ağızlılar bile yok oldu.
Paşalar evinden polis zoru ile alınıyor, Genelkurmay bütün kuvvet komutanları ile toplantı yapıyor, herkes soluğunu tutmuş büyük krizi izliyor.
Döviz cephesinde hiçbir şey yok!
1-2 liralık bir artış panikçilerin alımından kaynaklanıyor.
Ermeni tasarısı Amerika’da oylanıyor ve kabul ediliyor.
Türkiye öfke kusuyor Amerika’ya. Büyükelçisini geri çekiyor. Ortalık toz duman.
Dövizde tık yok.
Anayasa taslağı hazırlanıyor. Siyasi arena toz duman. Erken seçim konuşuluyor. Eskiden Meclisteki iki odacının bile erken seçimi konuşmasından yükselen döviz yine yükselmiyor.
Türkiye’nin onca cari açığına rağmen döviz düşüyor.
Son bomba, Türkiye yıllardır yapılamayanı yaptı. IMF’ye “evine dön” dedi.
Bu rest, dövizde en az yüzde 30 bir artışa tekabül etmesi gerekiyordu.
Döviz düştü!
Bu davranış şeklini iktisat ilmi ile açıklamak mümkün değil.
Ta ki tek bir ayrıntıyı yakalayana kadar:
Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı şirketlerin kâr transferi olayı.
Türkiye son 10 yılda ne bulduysa sattı. Cumhuriyet tarihinin en büyük satışını yaptı.
Kemal Sunal ve Şener Şen’in Züğürt Ağa filminde olduğu gibi. Bu filmde Şener Şen, köy halkını da baş olarak sayıp yeni ağaya satıyordu.
AKP bu konuda insaflı davrandı bizi yabancılara satmayıp, sadece fabrikalarımızı bütün milli tesislerimizi sattı.
Ağzından her zaman “Milli Sanayi” kelimesi düşmeyen Erbakan Hoca’nın talebeleri tüm millileri yabancı yaptı.
O yabancılar özelleştirme adı altında satın aldıkları tesislerden kazandıklarını artık ülkelerine götürüyorlar.
İktisatta buna “Kâr Transferi” deniliyor.
Komünsit bakış açısıyla da “Sömürü Transferi”.
Siz bu olaya ister kâr transferi, ister sömürü transferi deyin ama Türk şirketlerini alan yabancılar 4.5 yılda 5.1 milyar dolar kâr transferi yaptı. Üstelik bu rakamlar son iki yılı içermiyor. Onları da eklediğinizde korkunç rakamlar çıkıyor.
Yabancılar her yıl Türk parası olarak yaptığı kazancı transfer için mecburen dövize çeviriyor. Satın alacağı dövizdeki 1 liralık artış bile yabancı şirketin kârının azalmasına neden olacaktır.
Bu nedenle Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı şirketler dövizin yükselmesine izin vermiyorlar. Şimdi dövizin neden yükselmediğini anladınız mı?..