Atatürk'ün istediği son yemek
Yemeğe çok düşkün biri değildi.
Ama sofra adabını iyi bilirdi.
Kuru fasülyeyi çok severdi, yağlı fasülye derdi.
Bu yüzden ahçılar konakta her gün kuru fasülye yapar, hazır tutardı.
Kuru fasülyenin yanında ya pirinç ya da bulgur pilavı.
Karnıyarık ve etli bamya da yerdi.
Bazen kuşkonmaz.
Haşlanmış ve zeytinyağlı.
Selanik usülü ıspanaklı böreği de severdi.
Böreğin yanında ayran.
Ekmekle arası pek iyi değildi.
Kahvaltılarda peynirli omleti tercih ederdi.
Öğün aralarında Türk kahvesi.
Rakı sofralarında ise fava.
En iyi mezesi leblebi değil, Ege usülü favaydı.
Kuru bakla, soğan, dere otu, limon suyu ve kesme şekerle yapılan fava.
Tatlı olarak da irmik helvası.
*. *. *
Tarih 7 Kasım 1938''di.
Mustafa Kemal Atatürk yaklaşık 10 gündür kendinde değildi.
Hastalığı ilerlemişti.
Zaman zaman uyanıyor, isteklerini söylüyordu.
O gün canı enginar çekmişti.
Kılıç Ali''ye seslendi.
"Yahu doktorlar bana niçin enginar yedirmiyorlar?"
Oysa o güne kadar enginar yediğini gören olmamıştı.
Belki de bu sebzenin karaciğere iyi geldiğini bildiği için istemişti.
Ama enginar mevsimi değildi.
Hasan Rıza Soyak eline telefonu aldı, Ege ve güney bölgelerindeki illeri tek tek aradı.
Sonunda taze enginar Hatay''da bulundu.
Hemen sipariş edip, trenle gönderilmesini istedi.
Kısa bir süre sonra enginarlar Hatay''dan yola çıktı.
Ama sipariş İstanbul''a vardığında Atatürk hayata veda etmişti.
Son arzusu enginar yemeğini yiyememişti.
Kılıç Ali anılarında son arzuyu şöyle dile getirmişti.
"Bu enginar yemeği Atatürk’ün yanında bulunduğum uzun yıllar içinde içten arzu ederek sipariş ettiği ilk ve son yemekti. Maalesef bunu yemek kendisine nasip olmadı.”