Doğu Türkistan'ın namusu bizim namusumuzdur!
Yaklaşık 30 milyon Türk’ün yaşadığı, kurdukları devletler ile “uygar” lık kavramının türemesine yol açan Uygur Türkleri’nin ve bütün Türklerin vatanı olan Doğu Türkistan, Türk Dünyası’nın en sancılı bölgesi.
Çin devleti, bölgede uzun yıllar nükleer denemeler yaptı ve Türk çocuklarının sakat doğmasına yol açtı. Yine hamile Türk kadınlarının çocuk doğurmaması için vakumla cenin alma yöntemi uyguladı. Bunlar yetmezmiş gibi bölgeye Çinli nüfus yerleştirerek Türkleri kendi vatanlarında azınlık durumuna düşürmeye kalkıştı.
Doğu Türkistanlı aydınlar, Çin tarafından, dünyaya aşırı İslamcı, El Kaideci gibi tanıtılmaya başlandı, bütün Doğu Türkistan kuruluşları uluslararası terörist ilan edildi. 2004 yılı sonunda Doğu Türkistan’da bütün okullarda Türk dili yasaklandı.
Orta Asya’daki Türk devletlerinden hiçbiri kendilerine sığınan Doğu Türkistanlılara yardım etmediği gibi Çin’in gücünü dikkate alarak onlara baskıda bile bulundu ve idam edileceklerini bile bile bazı aydınları Çin’e iade etti. Bugüne kadar 200 binden fazla Doğu Türkistanlı genç idam edildi. Komünist dönemden bugüne kadar toplam 600 bin Türk katledildi ama kimse bu soykırımdan bahsetmiyor.
* * *
Türkiye’de Doğu Türkistan konusunda milliyetçiler arasında güçlü bir bilinç vardı. Çin ile silah teknolojisi konusunda sürdürülen görüşmeler yüzünden Türkiye’de bu bilinç sahipleri baskı altına alındı. Hatta, Doğu Türkistan meselesini Türk kamuoyuna duyuran MHP’de bile bir bilinç kaybı yaşandı. MHP’nin iktidar ortağı olduğu dönemde, Doğu Türkistan’da Türklere zulmedilirken, Çin Devlet Başkanı Zemin’e Türkiye adına madalya verilmesi yüzünden partide büyük sorunlar çıkmıştır.
Çin’de bu politikalar uygulanırken 2003 yılında AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çin gezisinde Başbakan Zhu Rongji’ye “Türkiye olarak, mevcut bir politikamız var: Tek Çin anlayışını destekliyoruz. Çin’in toprak bütünlüğü konusunda Türkiye’nin herhangi bir tereddütü yok, saygısı var” dedi. Erdoğan, sanki Türkiye toprakları şahsi malıymış gibi Çinliler’e Türkiye’de istedikleri yerde tahsis edilecek bir toprakta serbest ekonomik bir Çin kenti kurmalarını önerdi!
Türkiye’deki bu zafiyet yüzünden ABD konuya el attı ve Çin’i sıkıştırmak için “Sürgündeki Doğu Türkistan hükümeti” nin kurulmasını sağladı. Amerika’nın hedefi, Çin’de de turuncu devrim yapmak, bu hedef için Türkleri ayaklandırmak olabilir ama Çin de Türkleri ezerek kendi bindiği dalı kesiyor.
* * *
Son olaylar 2005 yılından itibaren Çin hükûmetinin binlerce Türk kızını, Doğu Türkistan’dan alarak, Çin’in iç bölgelerine çalışmaya göndermesiyle başladı. Bu kızlara gittikleri yerlerde hor davranıldı. Türk kızları taciz edildiler, fuhuşa sürüklendiler!
Maksat, Türk ailesini, Türk dilini ve kültürünü ayakta tutan Türk kızını vatanından uzaklaştırarak Türk erkeklerinin Çinli kızlarla evlenmesini sağlamak, böylece Doğu Türkistan’ı tamamen Çinlileştirmekti.
Son olaylar, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Çin ziyareti sırasında Çin iç eyaletlerinden Guandong’un Şao Güan şehrindeki bir oyuncak fabrikasına zorunlu işçi olarak götürülen Türk kızlarının taciz edilmesi iddiası ile başladı. Çin hükûmeti, Türk kızlarının namusunu korumak için sokağa dökülen Uygur Türklerini katlediyor. Türk Medeniyeti’nin beşiği olan Kaşgar, Urumçi ve Hotan’da Türk kanı dökülüyor.
Erdoğan hükûmeti, Gazze’ye gösterdiği hassasiyeti, Doğu Türkistan’a da göstermeli ve doğrudan Çin hükûmeti ile görüşerek, Türklerin can ve mal emniyetinin sağlanmasını istemelidir.
Doğu Türkistan’daki Türklerin namusu bizim namusumuz değil mi dostlar?