Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU
Armağan KULOĞLU

Dışarıda ve içeride sıkıntı var

Yanlış politikalar ülkemizi dışarıda, dikkate alınmayan bir ülke durumuna sokmakta, içeride de ülke bütünlüğü ve güvenliğiyle ilgili istenmeyen sonuçların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.

İsrail Kürt Devletinin kurulmasını destekliyor

Karşılıklı menfaate dayalı iyi ilişkilerimiz olan İsrail'le ideolojik, ileriyi görmede eksiklik ve iç politikada prim yapma düşünceleriyle bir anda köprüler atılmış ve diplomatik ilişkiler, herhangi bir aralık kapı da bırakılmadan bozulmuştur. Ancak son zamanlarda, sanki hiçbir şey olmamış gibi, ilişkilerin yeniden rayına sokulması için beyanlarda bulunulmuştur. Uluslararası ilişkilerde dostlukların değil, menfaatlerin olduğu bir gerçek olmakla birlikte, ileri veya geri adımlarda, dengeli hareket edilmesinin ve dikkatli davranılmasının ne kadar gerekli olduğu bir kere daha ortaya çıkmıştır. Böyle bir ortamda, İsrail Adalet Bakanı'nın, bölgede bir Kürt Devleti kurulmasının desteklenmesi gerektiğini açıklaması, İsrail'in kendi güvenliği için düşüncelerinden vazgeçmeyeceğini bir kere daha göstermiştir. İlişkilerin düzeltilmesi aşamasında böyle bir açıklama yapılmasının sıkıntı yaratacağı aşikârdır. Bu konu görmezlikten gelinmemeli, gerekli tepkinin gösterilmesinden çekinilmemelidir.

İran ambargosunun kaldırılmasına sevinmeyelim

İran'la ilişkilerimize özen gösterilmiş ve nükleer teknoloji çalışmalarından dolayı ona uygulanan yaptırımlara engel olunması için, birçok ülkeyi de karşımıza alarak, karşı konulmuştur.

Ancak Suriye politikasından dolayı İran'la ilişkilerimiz bozulmuştur. Batı tarafından İran'a uygulanan ambargonun sona erdirilmesine, ekonomik açıdan fayda getireceği düşüncesiyle, fazla sevinilmemelidir. İran pazarının Türkiye'den çok, batılı şirketler tarafından kullanılacağı bilinmelidir. İran konusunda daima dengeli ve ihtiyatlı olunmalıdır.

ABD ve Rusya Türkiye'yi dikkate almıyor

ABD Savunma Bakanı, Paris'te, IŞİD'e karşı oluşturulan koalisyonun Avrupalı üyeleriyle bir araya gelmiş, ancak toplantıya Türkiye çağrılmamıştır. Bunun nedeninin, toplantıda, Suriye'de yerel unsurlara daha fazla destek verilmesinin görüşülmesi, bunların başında da PYD/YPG'nin gelmesi, Türkiye'nin ise PYD'yi PKK'nın uzantısı bir terör örgütü olarak görmesi olduğu değerlendirilmektedir. Toplantıdaki ülkelerin tümüne İncirlik'i açan, diğer üslerin de kullanılmasına imkân tanıyan Türkiye'nin, toplantıya çağrılmaması dikkat çekicidir. Türkiye'nin bu mücadelede yok sayılması ve PYD konusundaki hassasiyetinin görmezden gelinmesi de kabul edilemez. Bu konuda da gereken tepki gösterilmelidir. Ayrıca ABD ve Rusya Dışişleri Bakanları İsviçre'de bir araya gelmişler ve akabinde Ruslar Nusaybin'in karşısındaki Kamışlı'ya, ABD de Suriye'nin batı ucunda bulunan Ramelan'a asker konuşlandırmışlardır. Bu durum PYD'ye destek konusunda ABD'yle Rusya'nın anlaştıklarını göstermektedir. Suriye'de Kürt Koridoru'nun oluşmasına imkân yaratacak bu gelişme de gözden kaçırılmamalıdır. Suriye için bir araya gelinecek görüşme masasına, PYD'nin dolaylı yollardan katılmasını sağlayacak hileli yaklaşımlara da dikkat edilmelidir.

Çözüm sürecine geri dönüş sinyalleri var

Güneydoğu'daki şehir merkezlerinde çatışmalar devam etmektedir. Güvenlik güçleri kahramanca, fedakârca, azimle ve sebatla mücadele etmektedir. Güvenlik güçleri, sivillerin zarar görmemesi için hassas davranmakta, bu nedenle operasyonlar zaman almakta, onları korumadaki hassasiyetten ötürü şehit vermektedir. Sonucun alınmasından kimsenin endişesi yoktur. Ancak operasyonların, biran önce netice alınarak sonlandırılması konusunda, yönetim tarafından güvenlik güçlerine telkinlerde bulunulduğu söylenmektedir. Bu yaklaşımın, teröristleri cesaretlendireceği, güvenlik güçlerinin motivasyonunu bozacağı ve zayiatını artıracağı bilinmelidir. Ayrıca başbakan eski yardımcısının, operasyonlardan sonra görüşmeler yapılacağına ve bölücü başının bunda aktif rol oynaması gerektiğine ilişkin açıklamaları, çözüm sürecinin buzdolabından çıkacağı endişesini yaratmıştır. Yeniden başa dönülmesi kabul edilemez. Asla buna bir daha tevessül edilmemelidir.

Bu sıkıntılar varken, yeni anayasa ve başkanlık düşüncelerinin sırası değildir. Sonuç alınması da şüphelidir. Ayrıca bunların ülkeye zarar getireceği de bilinmelidir.

Yazarın Diğer Yazıları