Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Hrant Dink davasında Türkiye’yi mahkûm edince bir gazetede, “Tazminatı Yargıtay ödesin” diye bir başlık gördüm!
Hrant Dink’i Yargıtay mensupları mı öldürtmüştü?
Veya Hrant Dink’in öldürülmesinde, kastı, görevi ihmali veya kusuru bulunanlarla ilgili bir dava açılmış da Yargıtay bu davada sanıkları mı korumuştu?
Hiçbiri değil..
O halde nasıl oluyor da bu kadar vicdansızca bir tutum sergilenebiliyor?
Bir ülkenin Başbakanı yüksek yargıyı hedef alan konuşmalar yapar ve hatta devletin yargı organlarını alenen aşağılarsa, kendisine göbek bağı ile bağlı olan medya kuruluşları da işte böyle gemi azıya alır...
* * *
Hrant Dink’in öldürülmesinden itibaren Türkiye’nin nereye sürüklendiğini bir hatırlayalım! Bugün içinde bulunduğumuz sürecin başlangıç noktası bu cinayettir! Kimse cinayetin bu yönünü araştırmadı.
Dink cinayetinden ulusalcılar veya milliyetçiler sorumlu tutulmak istendiyse de bunda inandırıcı olunamadı. Çünkü olayda asker ve sivil birçok devlet görevlisinin kastı, ihmali veya kusuru bulunduğu ortaya çıktı.
Buna rağmen, sorumlular hakkında hiçbir soruşturma başlatılmadı. Hatta bazıları ödüllendirildi.
Nitekim, CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Başbakan Tayyip Erdoğan’a, “AİHM’in Dink davasında Türkiye’yi mahkûm ettiği 133 bin 595 bin euroluk para cezası, Hrant Dink’i korumayanlar ile cinayetten sonra etkili başvuru hakkını engelleyenlere rücu edilecek midir? Eğer rücu edilmeyecek ise, bu himayenin gerekçeleri nedir” diye sordu.
Anadol, AİHM’in verdiği karara ilişkin olarak temyiz başvurusunda bulunulmamasının, siyasi iktidarın cinayetteki kusurunu kabul ettiği anlamına gelip gelmediğini de sordu.
* * *
Anadol, Başbakan’a, şu soruları da yöneltti:
“AİHM kararındaki tespitler çerçevesinde kimler, Hrant Dink cinayetini önlememiş ve cinayetin kimler tarafından işleneceğini bildiği halde hiçbir soruşturma başlatmayarak cinayetin işlenmesine göz yummuştur?
Cinayete göz yumanlar hakkında herhangi bir soruşturma başlatmayanlar hakkında herhangi bir işlem başlatılmış mıdır? Eğer başlatılmadı ise, Türkiye’yi uygulamada düşünce özgürlüğü olmayan ve yaşam hakkı ihlal edilen bir ülke konumuna düşürenler hakkında işlem başlatılmamasının gerekçeleri nedir?
Dink cinayetini planlayanları bilen polis müdürünün görevde yükseltilerek Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanı yapılması, cinayete göz yumanların himayesi değil midir?”
* * *
Bu durumda bile “Tazminatı Yargıtay ödesin” diyebilmek için insanlık değerlerini kaybetmiş olmak gerekir.
Hem sonra Tazminat ödenince, hükümet bu işin sorumluluğundan kurtulmuş olacak mı?
Bir insanın hayatının bedeli 133 bin 595 bin euro mudur?
Facebook’a üye değilim!
Facebook’ta benim adıma oluşturulan sayfalar var. Bir tanesini gerçekten bana hayranlık duyan bir gazeteci arkadaşım düzenlemiş ve orada bir problem görünmüyor. Bazen Arslan Bulut adına, bazen adımdaki r harfi kullanılmadan “Aslan Bulut” adı ile açılan sayfa veya gruplardan, beni tanıyan, seven insanlara farklı içerikte mesajlar gönderiliyor. Hatta Yeniçağ’daki e.posta adresimi kullanarak başkalarına mesaj gönderenler de var. Mesajı benim gönderdiğimi zanneden dostlarım, söz konusu sayfalara veya gruplara üye oluyor. Bu arada benimle aynı adı taşıyan gençlerin sayfaları da var.
Ben Facebook’a üye bile değilim. Bu tür gruplarla veya sayfalarla hiçbir ilgim yoktur.
Durumu bir tedbir amacı ile kamuoyuna duyuruyorum.
