Devlet bey bunu haketmiyor!
Diyor ki Türk Dil Kurumu;
Mitil: Yüz geçirilmemiş yorgan ya da yatak..
Yüz geçirilmemiş.. Yorgana-yatağa kimliğini veren yüzü aslında.. Dolayısıyla, yüzsüz yorgan, yüzsüz yatak, biraz kimliksiz, rengi kokusu belli olmayan bir ürün oluyor..
**
Nereden çıktı bu muhabbet?
Takdir edeceğiniz gibi, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sözünden..
Devlet bey, "Mitili İstanbul'a atacağız" dedi.. Ancak şu ana kadar İstanbul'a atılmış bir mitil yok.. Kurmayları İstanbul'da ama Devlet bey yok..
**
Birkaç gündür takip ediyorsunuzdur, ortada bir iddia dolaşıyor..
İddia o ki; Ak Parti patronajı, 'Kürt seçmenin' oyuna göz diktiği için, o seçmende ters tepen Devlet Bahçeli'nin sahada görünmesini istemedi.. Bu yüzden de Devlet bey İstanbul seçimlerinde geri çekildi ve pek müdahil olmayacak..
Ben iddia sahiplerinin yalancısıyım..
Ancak şunu hemen söyleyeyim, Devlet beyi yıllardır tanırım.. Bir şeyi aklına koyduysa mutlaka yapar.. Hele de ona, "Gelme, görünme, geri çekil" gibi bir hadsizlik yapılırsa, üstüne üstüne gider..
Gerçekten de bir Genel Başkana, "Gelme" demek büyük hadsizliktir.. Hayati bir seçim için çaba sarfetmek isteyen bir Genel Başkana, "Zarar verirsin" demek, büyük hakarettir..
O yüzden, ben Devlet Bahçeli'nin bu hadsizliğe sessiz kalmayacağını tahmin ediyorum..
**
Yalnız, sıkıntıda olduğu kesin..
Zira dediğim gibi, "Mitil"in yani yüzsüz yatak-yorganın kimliği-rengi-kokusu yüzüdür..
İstanbul'a atılması planlanan mitile önce "Öcalan avukatlarıyla görüşebilir" şeklinde bir yüz geçirilmişti.. Ama belli ki yetmedi..
Nereden anlıyoruz?
Binalı Yıldırım'ın Diyarbakır'a gidip, eski Tarım Bakanı Mehdi Eker'in amigoluğu eşliğinde Kürtçe konuşup, "kürdistan" demesinden anlıyoruz..
Belli ki, Devlet beyin mitiline, "Öcalan avukatlarıyla görüşsün" desenli yüz yetmedi..
Bizzat Binali Yıldırım eliyle, 'kürdistan' desenli yüz geçirilmek istendi..
E doğal olarak da, yüz geçirilince elde avuçta mitil kalmıyor.. İstanbul'a atılacak mitil kalmıyor..
Mitilin yüzü 'kürdistan' motifli olunca da, bu kez sokağa çıkacak yüz kalmıyor..
**
Bence Devlet beyi fazla zorluyorlar.. Zorlarken de refüze ediyorlar..
Bir yandan muhalefeti 'pkk ile işbirliği yapmakla' itham ettiriyorlar, diğer yandan, daha kapsamlı, daha vahşi ve daha akılsız bir açılım sürecinin aktörü haline getirmeye kalkıyorlar..
Sonuçta da, dediğim gibi, İstanbul'a atılacak mitil kalmadığı gibi, İstanbul sokaklarına çıkacak yüz de kalmıyor..
**
Ben size size bir şey diyeyim mi;
Çok değil, 3 yıl önce, biri bana deseydi ki, Devlet bey ve kurmayları, açılım sürecinin aktörü haline gelecek,
'kürdistan' diyebilen dillerin avukatı olabilecek,
Diyarbakır'daki konuşmasını; 'Ne Mutlu Türküm Diyene' diye bitiren Devlet Bahçeli'nin, yine Diyarbakır'da konuşmasına 'rojbaş' diye başlayanlarla ittifak kuracağını söyleselerdi, söyleyene 'deli' der geçerdim..
Oldu.. Bu da oldu..
**
Sonuçta İstanbul seçimlerinin hangi iki bakış arasında geçeceği de belli oldu..
Bir yanda '12 kötü adamla' başlayan açılım sürecinin yeni müritleri var ve mitile 'kürdistan' motifi geçiriyorlar..
Diğer yanda, milletin ittifakı var ve mitile ortak renklerimizden yüz örüyorlar..
**
Olan da, "İstanbul'a gelme, görünme" denilerek, büyük hadsizlikle siyaseten refüze ettikleri Devlet beye oluyor..
Ne siyaset, ne de Devlet bey, bu terbiyesizliği haketmiyor..