Dershane yerine keçi çobanlığı!
Elazığ'ın Arıcak ilçesinde hayvancılık yapan ailesiyle yaylaya giden Muhammet Halil Yazar, keçileri otlatırken hazırlandığı Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamındaki merkezî sınavda sadece bir soruyu yanlış cevaplandırarak 494 puan aldı.
Anadolu Ajansı’nın haberi böyle başlıyor... Habere göre 14 yaşındaki Yazar, ailesiyle 2 bin 500 rakımdaki Akdağ Kepir Yaylası’nda ailesine ait keçilerin bakımıyla da ilgilendi.
Yazar, "Başarımın sırrı, ailemin arkamda olmasıydı. Ders çalıştığım dönemde televizyonu kaldırdım, telefonum da yoktu. Öğretmenlerim benimle çok ilgilendi. Hocalarım sürekli Elazığ'a giderek bana kaynak kitap getiriyordu. Sürekli çalışıyordum. Hedefime ulaştım. Hayvanlarımı otlaklık alana saldıktan sonra kendi başlarına otluyorlar. Ben de bir taşın altında gölgelik alana geçtikten sonra ders çalışıyordum. Bu imkânlarda çalıştım. Arıcak'ta etüt merkezi, dershane yok. Bu hayatı, bu zorluğu gördüğüm için tek çarem okumaktı. O yüzden çok çalıştım." dedi.
Arıcak Ortaokulu Müdürü Adil Yıldırım ise öğrencileri Muhammet Halil Yazar'ın son girdiği 10 deneme sınavının 8'inde tüm soruları doğru cevapladığını söyledi. Yıldırım, "Halil çok ders çalıştı. Bütün kaynakları çözmüştü. Eksik olanları da biz bir şekilde temin ediyorduk." dedi.
Yazar, sadece yaylada keçi beklerken test çözmemiş, öğretmenlerinden de destek görmüş ve 10 defa deneme sınavına girmiş...
***
Tabii hayat bu tür sınavlardan ibaret değil ama uzmanlık gerektiren meslekleri edinmek için iyi okullarda okumak, bunun için de sınavları kazanmak gerekiyor. Mezun olduktan sonra da sınavlar devam ediyor. Aslında hayatın tamamı bir sınav...
Fakat Muhammet Halil Yazar’ın sınav başarısının sırrı, huzurlu bir ortamda, televizyon ve telefondan uzak durarak derslerine veya testlere odaklanmasıdır. Tipik bir “konsantrasyon yeteneği” veya “dikkat kontrolü” de diyebiliriz. Ailesinde veya çevresinde büyük sorunlar yaşanan kişiler, işlerine odaklanamaz. Bu bakımdan gençlerin başarılı olması için aile desteği her zaman birinci sıradadır.
Bu arada dershaneler güya kapatıldı ama kurs veya etüt merkezi adıyla devam ediyor, okullarda ek kurslar düzenlenebiliyor... Yoksa dershaneye gitmek yerine yaylalarda keçi çobanlığı yapmak herkese tavsiye edilirdi.
***
Aslında, ülkelerin veya milletlerin başarılı olması da uğraş alanına odaklanmasından kaynaklanır. Spordan örnek vermek gerekirse Küba’nın boksa veya Türkiye’nin kadın voleyboluna odaklanması gibi... Uzun yıllardır başarılı sonuçlar alan kadın voleybolcularımızın arasına Vargas’ı da katıp, başlarına çok iyi bir çalıştırıcı bularak dünyanın zirvesine çıkarılması gibi...
Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin sırrı da hedefe odaklanmaktır. Hedefe odaklanmış gençlerin, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Şirketi (TUSAŞ) ve Baykar Savunma bünyesinde İHA ve SİHA geliştirmedeki başarıları gibi. Tabii onlar da devlet ve aile desteği sayesinde bu başarıya ulaştılar.
Siyasette Millet İttifakı’nın başarısızlığının sebebi belirli bir hedefe odaklanmamasıdır. Oysa ittifak bu kadar dallanıp budaklanmamışken, yerel seçimlerde büyük şehirleri almıştı!
***
Türkiye’nin ekonomideki başarısızlığının sebebi ise iktidarların hep birlikte kazanmaya değil, yandaşlara kazandırmaya odaklanması ve bunun için de her yolu mübah görmesidir. Hatta Türkiye’yi çökertmeye odaklandıkları de söylenebilir. Çünkü dünyanın en verimli topraklarında, en zengin yer altı ve yer üstü kaynaklarına ve önemli bir nüfusa sahip Türkiye’nin ekonomik krizler yaşamasının ana sebebi, iktidar sahiplerinin konumlarını korumak için güçlü ülkelerle iş birliği yapması ve onların taleplerini harfiyen yerine getirmesidir.
Süleyman Demirel de bir keçi çobanıydı ve hayatta başarılı olmuştu ama ne zaman millî politika takip etse, iktidardan uzaklaştırılmıştı! Tek başına millî olmak yetmiyor, bütün kurum ve kuruluşlar, milli olmalı ki istikrar sağlansın ve hedefe ulaşılsın...