Derisi siyahlaşan Çinli doktorlar!
Bazı okurlar, korona virüs gündeminden sıkılmış olsa da sorunu yok sayarak başka konulara girmek pek mümkün olmuyor. Sosyal hayatı durduran bu illetin sona ermesi için salgının sebebini doğru tespit etmek gerekiyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün bu yönde hiçbir çabası yok! Salgının Çin'deki yarasalardan insana geçtiği hikâyesine inanmamızı bekliyorlar. Çin'deki yarasadan geçmişse, Amazon ormanlarındaki yerli kabilelere nasıl bulaştı?
***
Salgında hastalanan insanlarda oluşan bütün belirtiler kansere benziyor ama temel farkı, sürecin çok hızlı cereyan etmesi... Vücudun oksijensiz kalmasına ise insan hücrelerinde meydana gelen ani tepkilerin sebep olduğu çok net...
Tıp doktorları, virüsleri ve insan hücre yapısını çok iyi biliyor ama böylesine ilk defa tanık oluyorlar.
Hastalığın sebebini bulmak konusunda öncelikle biyofizikçilere kulak vermek gerekir.
***
Korona virüs salgınından çok önce, 2011 yılında, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Gazi Non-İyonizan Radyasyondan Korunma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Bahriye Sırav, bakınız ne diyordu:
"Gazi Non-İyonizan Radyasyondan Korunma Merkezi, elektromanyetik alanların sağlık ve biyolojik etkileri üzerine araştırmalar yapıyor.
Bu araştırmalarda, oldukça düşük frekanslı elektrik alanlarının, karaciğer, akciğer ve böbrek dokularında hidroksiprolin miktarını, MDA seviyesini değiştirdiği, yapısal değişimlere neden olduğu, radikal oluşumuna neden olduğu, SDO enzim aktivitesini değiştirdiği, kanda ve kemikte farklı etkileri olduğu görüldü.
50 Hz manyetik alanların, NK sitotoksik aktivitesinde azalmaya neden olduğu; kanda plazma elektrolitlerinden, kalsiyum, sodyum ve magnezyum konsantrasyonlarında artışa, çinko ve potasyum konsantrasyonlarında azalmaya neden olduğu bulgulandı. Beyinde yine çinko, bakır, kalsiyum ve magnezyum seviyelerinde artışa neden olduğu bulgulandı.
Radyo frekansı alanlarıyla ilgili hamile çalışmamız var; 15 dak/gün, 7 gün boyunca 1800 MHz GSM modülasyonu radyo frekans alanına maruz bırakılan yetişkin, hamile ve yeni doğan tavşanların beyin dokusunda hücre ölümüne neden olduğu ve oksidatif stres parametrelerinde değişime neden olduğu bulgulandı. Hamile ve hamile olmayan yetişkin tavşanların beyin dokularında yine DNA baz modifikasyonunda ve MDA seviyelerinde artışa neden olduğu bulgulandı, karaciğer dokularında oksidatif stres gözlendi. Beyin ve gözde pek çok bölgede apoptosis gözlendi, karaciğer, böbrek, akciğer, kalp ve dalakta histopatolojik lezyonlar tespit edildi. İnsan kıl kökü hücre çalışmasında, SAR değeri 9.974 W/kg olan 900 MHz cep telefonları kullanıldı ve COMET Assay yöntemi ile DNA kırıkları tespit edildi.
Uluslararası Kanser Araştırma Ajansının kanser sınıflandırmaları var; 1, 2A, 2B, 3 ve 4.
1-Kesin kanserojen mekanizması bilinenler grubu, ,
2A-Kanserojen olduğuna dair güçlü bulgu olanlar grubu,
2B-Bazı bulguları olanlar,
3-Bulgu olmayanlar
4-Kanserojen olmadığına dair güçlü bulguları olanlar.
Sebepler... Yüksek gerilim hattı, trafolar, şehir cereyanıyla beslenen tüm elektrikli cihazlar ELF yani oldukça düşük frekanslı manyetik alan kaynakları…
ELF'in lösemi yaptığını biliyoruz, çocuk lösemisi riskini arttırıyor. Dünya Sağlık Örgütünün farklı verileri var; 4 mG, 3 mG ve 2 mG. Çeşitli faktörlerle (2, 1.7 ve 1.5 kat) lösemi riskini arttırıyor. Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı, lösemi çalışmalarını dikkate alarak, oldukça düşük frekanslı manyetik alanları 2 B sınıfı kanserojen ilan etti."
***
Bu bilgiler, korona virüs araştırması yapan Çinli doktorların, karaciğerlerindeki değişim sonucu derilerinin siyahlaşmasını da izah ediyor sanki... Tabii bu son değerlendirme bana aittir.