Deprem ortamında dosta-düşmana dikkat!
Geçtiğimiz haftaki yazımda Anavatan Türkiye''de 10 ilde inanılmaz yıkıma sebep olan depremin KKTC''de büyük bir üzüntü ile yakından izlendiğini belirttim. Yazımı yazdığım şu anda 36 bini aşan can kaybı yanında Adıyaman''nda otel enkazı altındaki öğrenci kafilemizin ve diğer vatandaşlarımızın kaybının adayı mateme boğduğunu da aktarabilirim.
KKTC''nin deprem kuşağında olduğu dikkate alındığında, Türkiye''deki depremlerden gerekli dersler çıkarılmalı,binaların imar mevzuatına göre yapılması ve gerekli kontrollerin ihmal edilmemesi muhakkak sağlanmalıdır. Bu bağlamda hükümete,mimar ve mühendis odalarına,belediyelere ve duyarlı vatandaşlarımıza önemli görevler düşmektedir. Depremin can almadığını,yıkılan binaların can aldığını dikkate alarak sağlam ve güvenilir yapılar yapılmalı,sıkı denetimlerle kimsenin gözünün yaşına bakılmamalıdır.
KKTC halkı Anavatan Türkiye''deki depremzede kardeşlerimize yardım konusunda oldukça duyarlı olmuştur. Gerek maddi gerekse de yardım malzemeleri ile katkılar deprem bölgelerine ulaştırılmaktadır. Hükümet ile deprem nedeniyle kurulan Kıbrıs Türk Dayanışma Platformu arasında imzalanan protokol çerçevesinde Türkiye''de gösterilecek bir yere 1000 adet prefabrik konut yapılması kararlaştırılmıştır. Kıbrıs Türk Şampiyon Melekler Köyü adı verilecek olan projeye katkı koymak için Kıbrıs Türk halkı birbiri ile yarış halindedir. Kıbrıs Türk halkı Anavatan''daki kardeşlerimizin acısını paylaşmak için kenetlenmiş, tek yürek olmuştur.
Geçtiğimiz haftaki yazımda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi cumhurbaşkanlığı seçimi konusuna da değinmiş ve ikinci turda eski Dışişleri Bakanlarından fanatik Rum milliyetçisi, Enosisçi Nikos Hristodulidis''in başkan seçileceğini yazdım. Kıl payı da olsa Kıbrıs''ta Kıbrıs Türküne yaşam hakkı vermek istemeyen, Türkleri yoketme peşinde olan,adanın tamamını Elenleştirmek isteyen cephenin azılı savunucularından, liderlerinden Hristodulidis kullanılan oyların yüzde 51.9''unu alarak Rumların Başkanı oldu. Hristodulidis ,bir önceki yazımda da vurguladığım üzere Anastasiadis''ten daha fanatik Türk düşmanıdır. Hristodulidis''in seçilmesi ile bana göre federasyon defteri Rumlar için de tamamen kapanmıştır. Hristodulidis bundan sonraki süreçte üyesi oldukları Avrupa Birliği''nin Kıbrıs konusunda daha aktif rol almasını talep edecek, adada ''işgalci'' olarak karaladığı Türkiye''nin cezalandırılması için gayret içerisinde olacak ve son dönemde sıcak ilişkiler içerisinde oldukları ABD''nin de Türkiye karşı sert siyaset yapması, yaptırımlar uygulaması için girişimlerini artıracaktır. Hristodulidis''in istediği Kıbrıs Cumhuriyeti''nin korunması ve ''azınlık'' olarak gördüğü biz Kıbrıs Türklerinin devletimizden, muktesep haklarımızdan feragat ederek bu Rum devletine yamalanmamız,zaman içerisinde yok olup tükenmemizdir. KKTC''deki federasyon taraftarları, ''Birleşik Kıbrısçılar'' Hristodulidis''in seçilmesinden rahatsız oldular. Özellikle ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) sıkı işbirliği içerisinde olduğu AKEL''in desteklediği eski müzakereci Mavroyannis''in seçilememesinin yasını tutmaktadır. Hristodulidis''in seçilmesiyle, KKTC ve Türkiye''nin tanınma konusuna daha da ağırlık vermesi gerekecektir. Deprem nedeniyle Anavatan Türkiye''deki seçimlerin ertelenebileceği, en az 6 ay sonra yapılacağı konuşulmaya başlandı. 14 Mayıs''ta yapılması kararlaştırılan seçimin, 10 ili etkileyen deprem nedeniyle Yüksek Seçim Kurulu tarafından ileriki bir tarihe ertelenebileceği, ayrıca Türkiye''nin depremin ağır yaralarını sarmaya odaklanacağı dikkate alındığında KKTC''nin tanınması çabalarında gecikme söz konusudur.
Birçok ülke bu çağrıya olumlu yanıt verip, arama kurtarma çalışmalarına katılmak üzere özel ekipler gönderirken, ABD''nin arama kurtarma ve insani yardım çalışmalarına destek için PKK teröristlerine silah taşıdığı uçak gemisi USS George HW Bush''u bölgeye göndermesi iyi niyetli, dostane bir davranış değildir. Türk Denizcilik ve Global Stratejiler(TÜRKDEGS) Başkanı, müstafi Tümamiral Doç.Dr. Cihat Yaycı bu konudaki endişelerini günlerdir dillendirmektedir. Amiral Yaycı, ABD''nin 2002 yılında yaptığı "Millennium Challenge" adıyla bilinen Milenyum Tatbikatı''na atıfta bulunarak haklı uyarılarda bulunmaktadır. Yeniçağ Televizyonu''na konuşan Yaycı bu konuda şunları söylemektedir: "Komplo teorisinden bahsetmiyorum. Uyanık olmak lazım. 2002''de Milenyum Tatbikatı vardı. Bir deprem oluyordu. Deprem olan ülkenin Türkiye olduğu söylenmişti. Bu ülkenin bir ada devletiyle sorunu vardı. Ülkede deprem olunca yardımlar gelmiyor, barınma sorunu çıkıyor, iç karışıklık oluyordu. Asker yönetime el koyuyor, uluslararası yardım çağrısında bulunuyordu. ABD yardım için bölgeye geliyordu. Askerlerin sayısı ve niteliği konusunda ülkenin askerleriyle sorun çıkıyor ve çatışmaya dönüşüyor. 22 gün sürmüştü bu tatbikat. 96 saat içinde o ülke işgal ediliyordu. Allah muhafaza öyle bir şey olacak demiyorum. Böyle bir durumda birlik olma zamanı." Yardım adı altında gelen bazı yabancı unsurların istihbarat faaliyetlerine karşı uyanık olmanın da şart olduğuna dikkat çeken Amiral Yaycı''nın söyledikleri muhakkak dikkate alınmalıdır. Depremin yaralarını sararken dış tehlikeler iyi hesaplanmalı, dost görünen düşmanlara karşı zaafiyet gösterilmemelidir.