Denize düşen iktidara atılan can simidi!

Türkiye''nin etrafında, Ukrayna ve Suriye''de iki sıcak savaş devam ediyor. Suriye''deki savaş, Büyük Orta Doğu Projesi haritasının uygulanması için ABD, İngiltere ve İsrail tarafından planlandı, Türkiye, Ürdün, Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt tarafından uygulandı. IŞİD ise ABD''nin bölgeye müdahale gerekçesi oluştursun diye kuruldu. Bir hedef de Batı için tehdit oluşturan kişilerin istihbarat organizasyonu ile bölgeye yönlendirilmesi, burada tasfiye edilmesi ve sağ kalanların da Amerikan hedeflerine hizmet eder hale getirilmesi idi...

Nitekim harcanan insanlar harcandı ve IŞİD bahanesiyle, Suriye''nin kuzeyinde şimdilik PKK devleti gibi görünen bir devletçik kuruldu... Bu arada, hem bu bölgeden hem Afganistan''dan sürülen milyonlarca insan, Türkiye''ye yerleştirildi!

Doğu Akdeniz''de Türkiye, "mavi vatan"ına sahip çıkmakta zorlanıyor. Ege''de Aydın ve İzmir''e bağlı 20 ada, 2004 yılındaki gizli bir anlaşmayla Yunanistan''ın işgaline terk edildi. ABD, Yunanistan''ı üslerle donattı ve Türkiye sınırına yığınak yaptı. Yeni göç dalgasına yol vermek için olsa gerek Ermenistan sınırındaki mayınlar da temizleniyor. Mısır ile gerginlik devam ediyor. Bir tek İsrail ile ilişkiler iyi gidiyor...

***

Dünya "pandemi" kullanılarak "Büyük Sıfırlama"ya zorlanıyor. İnsanlar, "aşı" adı altında içeriğinde grafen oksit bulunduğu laboratuvar analiziyle tespit edilen ve hiçbir faydası olmadığı anlaşılan sıvılara hukuken değil ama fiilen mecbur edildi. Kapatmalar sebebiyle tedarik zinciri bozulunca, yapay olarak temel gıda maddeleri kıtlığı baş gösterdi. "Büyük Sıfırlama"yı planlayanlar, "büyük baş hayvanların yellenmesi iklim değişikliğine sebep oluyor" iddiasına insanların bir kısmını inandırmayı başardılar. Hayvanlar katledilmeye başlandı. Son olarak "karbon ayak izi" diyerek, "her bireyin dünyayı ne kadar kirlettiğini tespit edeceğiz" diye, insanlar için de yeni bir uygulama dayattılar. Dünyayı kirleten sanayi şirketlerine yönelik önlemlerden bahseden yok! TRT''de "Rafadan Tayfa" adlı çizgi filmde, çocuklara karbon ayak izi uygulaması savunması yaptırılıyor.

Türkiye''de bir taraftan da tarihin en büyük soygunları yapılıyor. Devlet soyuluyor, ülke soyuluyor, halk soyuluyor... Ülkenin ekonomik gücü yok ediliyor, tapusu değiştiriliyor, nüfusu değiştiriliyor.

Savaş, işgal, göç, kıtlık, sahte pandemi, sahte aşı, sahte çevrecilik gibi uygulamalar, iktidarın kararlarıyla Türkiye''yi de tehdit ederken muhalefetten beklenen nedir?

Muhalefetten beklenen, bütün bu sorunları hem ülke çapında hem dünya çapında çözebilecek bir siyasi irade, bir kararlılık sergilemektir...

Görüyoruz ki küresel çapta uygulanan ve Türkiye''yi de baskı altına alan bu dayatmalar karşısında, Meclis''te grubu bulunan siyasi partiler arasında özde hiçbir fark yoktur. Küresel projelere hepsi destek vermektedir. İktidara geldiklerinde daha iyisini yapacaklarını da söylemektedirler. Genetik yapıyı değiştiren sıvıları zorunlu kılmak için daha pandemi ilan edilmeden, zorunlu aşı için yasa önerisinde bulunanlar da vardır! Televizyonlarda bu yönde konuşan sözde akademisyenlerin ise aşı denilen sıvıları üreten şirketlerle çıkar ilişkisi olduğu sonradan ortaya çıktı.

***

Ana muhalefet bu sorunlara çözüm üretmek yerine, iktidara gelirse kamuda başörtüsü sınırlaması yapmayacağını göstermek için yasa öneriyor, iktidar da "yasayla değil anayasayla yapalım" diye karşılık veriyor!

Ana muhalefet, "Yeni Anayasa, yeni Meclis''in işidir" diyerek cevap veriyor. İktidar da "Yeni Anayasa" diyor zaten! Kısacası, ana muhalefet, ülkeyi yönetemez duruma gelmiş iktidar partisine naylon başörtüsünden imal edilmiş bir can simidi uzatıyor!

Yazarın Diğer Yazıları