DENİZ FENERİ; Erdoğan, oyunu minder dışına taşımaya çalışıyor!
Hani altta kalan güreşçi, üstteki rakibi çırpma yapıp iki-üç puan daha kazanmasın diye oyunu minder dışına taşırır ya, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Almanya’daki Deniz Feneri davasında adının geçtiğini yazan gazetelerin sahibi olan Aydın Doğan’a “Sen de benden Hilton meselesinde yardım istemiştin. Sen bir yazarsan ben de bir açıklama yaparım. Bizi izlemeye devam edin” dedi.
Oysa konuyu ilk açıklayan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal oldu. Hem de NTV’de!
Peki Erdoğan niçin Aydın Doğan’a ve onun “maaşlı köşe yazarları” na saldırıyor? Bunu söylerken kendisinin maaşlı köşe yazarları olmadığını da anlatıyor!
Çarpıtma, tehdit, şantaj, meslek mensuplarına saygısızlık, ne ararsan var!
* * *
Tayyip Bey, sizin rakibiniz Deniz Baykal’dır, onunla güreşe niçin girmiyorsunuz da, bir çeşit hakem konumunda olması gereken medyanın önemli bir temsilcisini hedef alıyorsunuz?
Aydın Doğan, sizden Hilton otelini yıkıp yeniden yapmak için imar izni istemiş, siz de vermemişsiniz?
İyi de burada suçu işleyen yine sizsiniz! Siz İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı mısınız, yoksa Başbakan mı? İmar izinleri size bağlı ki Aydın Doğan konuyu size kadar taşıyor!
Aydın Doğan’ın gazeteleri eleştirirse imar izni vermeyeceksin, eleştirmeden bir süre beklerse, konuyu elinde bir koz olarak tutacaksın! Hem de ne zaman? 22 Temmuz 2007 seçimlerinden önce! Böylece, adamın elini kolunu bağlayacaksın!
“Muhafazakâr demokrasi” böyle bir şey galiba; “Rakibime iftira bile atabilirsin ama bana en küçük bir eleştiri getirirsen, taleplerini yerine getirmeyeceğim gibi bunları kamuoyuna açıklarım, adamlarımı üzerine saldırtırım!”
Bütün bunlar görevi kötüye kullanmaktır Sayın Erdoğan!
* * *
Maaşlı köşe yazarı yokmuş! Peki yandaş medyada yazan-konuşanların maaşını kim veriyor? Erdoğan ve arkadaşlarının verdiği ihaleler, devlet bankası kredileri ve ilanları-reklâmları ile devlet veriyor maaşlarını, millet veriyor! Onların maaşı gökten mi iniyor yoksa?
Maaşlarının nereden geldiğini bildikleri için de bu düzeni bozacak Deniz Baykal gibi, Aydın Doğan gibi güçlü adamlara sebepli-sebepsiz saldırıyorlar!
Ne gazeteciliktir yaptıkları ne de İslâmcılık! Düpedüz Almanya’daki Deniz Feneri hırsızlarını savunuyorlar!
Almanya’da Deniz Feneri sahtekârlığı ortaya çıkmış mı, çıkmış? Tutuklu sanıklardan biri, parayı Türkiye Başbakanı’na vermek üzere aldığını itiraf etmiş mi! Etmiş!
Parayı alıp tsunamiden zarar görenlere ilettiyseniz mesele yok, Allah razı olsun! Ama parayı almadıysanız, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın adı kullanılarak para toplanmış ve cebe atılmış oluyor! Bu durumun netleşmesi, ortaya çıkarılması gerekmez mi?
Hem niçin kızıyorsunuz, niçin telaş ediyorsunuz?
Yoksa bu Almanya’daki Deniz Feneri meselesinin ardında, AKP’yi ve kurduğu yandaş medyayı bağlayan çok daha önemli bağlantılar mı var?
Size daha kimse suçlu demeden, niçin kızıyorsunuz?
Demek ki Deniz Feneri meselesi, gerçekten çok önemli!
* * *
Bu bir boks maçı ise Tayyip Erdoğan’ın kaşı açılmıştır, kanamayı durdurmak için yapılan pansuman yetersizdir. Raund arası da yoktur.
Aydın Doğan’a milletin önünde, “Sen hafta içinde geri adım at ben de hafta sonu geri adım atayım” pazarlığı öneriyor Tayyip Bey!
Böyle bir öneri yapmak da suçtur!