Demokratikleşme ve eşek benzetmesi!

The Economist dergisinin Tayyip Erdoğan’a yönelik sert eleştirilerinin ardından International Herald Tribune, New York Times, Die Zeit ve Berliner Zeitung gazeteleri de benzer yayınlar yaptı. The Economist, Erdoğan için, “Dogmacı, kışkırtıcı, otokrat, gerçeklerden kopuk, Genelkurmay Başkanı ile anlaştı, reformları durdurdu, sert milliyetçi çizgiyi benimsedi” gibi ifadeler kullanmıştı.

* * *

* Merkezi Fransa’da bulunan ve İngilizce yayımlanan International Herald Tribune gazetesinin internet sayfasında, Sabrina Tavernise imzasıyla ve New York Times’ta da yayımlanan yorumda “Türkiye’de reformlar durdu ve liberaller artık bekleyemiyor. Liberal köşe yazarları ve entelektüeller, Erdoğan’ı reformcu yolundan Türkiye’nin güçlü ordusuna yakın daha milliyetçi bir çizgiye kaymasını eleştirmeye başladılar” denilen yorumda Fehmi Koru, Hasan Cemal, Mehmet Altan, Yasemin Çongar, Yavuz Baydar ve Altan Tan’dan örnekler veriliyor.
Yorumun son cümlesinde Çongar’ın, “Tayyip Erdoğan, şu anda kendine bir alternatif olmadığı gerçeğine güveniyor. Bir boşluk yaratırsa birileri bunu doldurur” öngörüsüne yer veriliyor.
* Deutschlandradio’nun internet sayfasında, Gunnar Köhne imzalı yazıda, Fehmi Koru’nun başlattığı eleştiri rüzgârından örnekler veriliyor ve Dengir Mir Mehmet Fırat’ın istifası inceledikten sonra Erdoğan’ın birdenbire reformcu çizgiden milliyetçilik çığırtkanlığına yöneldiği iddia ediliyor. Bu durum da Erdoğan’ın makam yorgunluğu veya diktatörlük hevesine bağlanıyor.
* Alman Die Zeit gazetesinde Michael Thumann “Erdoğan dayanıklılık gösteremedi. Reformları duraklama noktasına geldi. Halbuki defalarca anayasayı değiştirme sözü verdi, fakat yalnızca başörtüyle ilgili maddede değişiklik yaptı. Ayrıca, fikir özgürlüğünü genişletecekken, 301. madde dayanak alınarak yine 47 kişi dava edilmektedir. Kürtler ile Alevilere haklarını vereceğini vaat ediyordu, şimdi ise polis onları copluyor. Erdoğan, Kürtleri ikaz ederken milliyetçilerin dilini kullanıyor. Erdoğan, liberal Türklere ve Türkiye’yi Avrupa’ya yürütebileceğine inanan herkese veda ediyor” diyor.
* Berliner Zeitung’da Thomas Schmid ise “Dönüş yapan Erdoğan” başlığı altında “Bir masalda eşeğin ağzına iri bir havuç tutulur ve bu şekilde sahibini pazar yerine götürmesi sağlanır. Bu şekilde Türkiye’ye sunulan Avrupa perspektifi ülkede şaşırtıcı demokratikleşmeye bir motivasyon kaynağı olmuştur. Ancak bu süreç çoktandır aksıyor ve hatta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın geri adım attığı gözlemleniyor” diye yazdı.

* * *


Görüldüğü gibi Tayyip Erdoğan’a dışarıdan yönelen bütün eleştiriler, Türkiye’de liberal oldukları iddia edilen ve onbeş-yirmi kişiden ibaret bir köşe yazarı grubuna dayanıyor.
Hepsi evirip çevirip aynı söylemi kullanıyor.
Bu grubun geçmişte liberallikle hiçbir ilgisi yoktu. Bugün, etnik talepleri dile getirdikleri için Batı tarafından liberal sayılıyorlar. Türkiye’nin bütünlüğünü savunanlar ise “sert milliyetçi” oluyor.
Demek ki Tayyip Erdoğan, iktidara geldiği andan itibaren ilk defa bir makas değişikliğine gitti ve doğru yola girdi. Bunun üzerine AB belgelerinde “özgürlükler” adı altında Türkiye’ye dayatma olarak dile getirilen etnik ve dini ayrışmayı savunanlar harekete geçti.
Fakat Thomas Schmid’in benzetmesi ne kadar doğru!
Türkiye’ye sunulan demokratikleşme süreci, ağzına havuç tutulan eşeğin, sahibini pazara taşımasına benzetiliyor!
Bu havucu yiyenlere ve demokratikleşme havucunu yutarak AKP ve AB’yi sırtında taşıyanlara afiyet olsun!

Yazarın Diğer Yazıları