Demirören, kendi şirketinde beceriksiz müdürü işte tutar mı?

Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, 26 Nisan 2004 tarihinde görevinden istifa eden Serdar Bilgili’nin ardından 30 Mayıs 2004’de yapılan seçimler sonrası siyah beyazlı kulübün başkanlık koltuğuna oturdu.
Demirören, 5 yıllık süre zarfında 1 lig şampiyonluğu, 3 Türkiye kupası, bir de Süper Kupa zaferi yaşadı.
Göreve geldiği günden bu yana yaptığı açıklamalar, verdiği bazı kararları uygulayamaması, kulübe yaptığı maddi katkılar (!), en önemlisi yaptığı transferlerle tartışılan bir başkan oldu.
Henüz Başkanlık koltuğuna oturmadan takımın teknik direktörü olarak açıkladığı Lothar.
5 yılda 62 futbolcu transfer edildi ve bu futbolcular için 80 milyon euro’ya yakın bonservis bedeli ödendi.
Bu oyunculardan 39’u ise gönderildi.
Beşiktaş’ın geçen sezon hem lig hem de Türkiye Kupasını kazanması, Demirören’in başarısından çok rakiplerinin çok kötü bir sezon geçirmesinden kaynaklandı.
İlginçtir Demirören, yeni sezona gene geçen yıllardaki transfer hatalarını tekrarlayarak başladı.
800 bin euroya alınan Tabata’ya 8 milyon euro ödedi.
İsmail Çalışkan’a ise 6 milyon euro ile bonus olarak da Serdar Mutlu’yu verdi.
Bu ticaretten Gaziantep’in kasasına 14 milyon euro, Serdar Mutlu da katılırsa 15 milyon euro girdi.
Beşiktaş Sportif A.Ş. halka açık şirket olduğu için kasasından çıkan 15 milyon euro net olarak görülür.
Gaziantep ise halka açık değil.
Acaba; spor yorumcusu Erman Toroğlu İstanbul-Antep arasında bu para eksilir/kaybolur derken, Gaziantep’in halka açık olmayışını mı kastetti?
Bilemeyiz.
Bilinen gerçek; her transfer sonrasında Beşiktaş’ın Yıldırım Demirören’e borcunun hızla artması.
Transferler böyle devam edecek olursa Beşiktaş Spor Kulübü biriken borçlarını ödeyemeyeceği için Yıldırım Demirören’in olacak.
Demirören, son yıllarda mirasyedi gibi davranıyor.
Örnek mi; geçen sezon büyük umutlarla alınan, ancak hüsranla yok pahasına satılan ve de satılmaya çalışılan, Antony Seric, Tomas Zapatocny, Tomas Sivok transferleri...
Büyük umutlarla alınan üç futbolcu için de Beşiktaş’ın kasasından gene Gaziantep’e ödenen miktara yakın para çıkmıştı.
Yeni oyuncular Ferrari ve Fink’e ödenen milyon euro bedeller.
Biraz da geri gidelim;
Vincente Del Bosque’ye ödenen 8.5 milyon euro tazminat.
Takımda yeni oyunculara yer açmak için ödenen tazminatlar ve de bedavaya gönderilen oyuncular.
Bedavaya gönderilip, 1.5 milyon euro’ya kiralık olarak geri alınan İbrahim Kaş, Beşiktaş yönetimiyle alay edercesine elini kolunu sallayarak Galatasaray’a giden Gökhan Zan.
Demirören yönetiminin hataları saymakla bitmez.
Bu arada katıldığı televizyon ekranlarından Yıldırım Demirören’i topa tutan Sinan Engin’in Beşiktaş’a geri çağrılarak, daha doğrusu muhalif bir sesin Beşiktaş kasasından yüzbinlerce dolar ödenerek susturulması...
En yakın mali başarısızlık belgesi ise;
Beşiktaş’ın vergi borçlusu, daha bilinen tabirle vergi yüzsüzleri listesine 219. sıradan girmesi. Daha da ilginci; 16 milyon 239 bin 691 lira vergi cezası bulunan Siyah-Beyazlı kulüp, Şampiyonlar Ligi maçları öncesi UEFA kriterlerine takılması. UEFA’nın belirlediği statüye göre; kulüpler bu borçları kapatmazsa para cezası ile başlayan, organizasyonlardan men edilme cezasına kadar varan yaptırımlar uygulanabiliyor. Yani; Siyah-Beyazlı kulüp borcunu ödemezse Devler Ligi’ne katılamama tehlikesi yaşıyor
Para yönetimini beceremediği için borçlarla sürekli sorun yaşayan Beşiktaş, Manisaspor’a olan borcu nedeniyle de Bozüyükspor’dan transfer edilen Onur Bayramoğlu’nun lisansını çıkaramamıştı. Aynı sorun, Bursaspor’da da yaşanmış; Tahkim Kurulu, Aydın Karabulut’un transferinin gerçekleşmemesi nedeniyle Beşiktaş’ın Bursaspor’a 1 milyon dolar ödemesi gerektiği yolunda karar almıştı.
Sözün özü; Beşiktaş’lı yöneticilerin iddialarına göre; Demiören yönetimi kulübün gelirlerini 2017 yılına kadar tüketmiş.
Böyle olduğu için, kulüp 2017 yılına kadar gelir elde edemeyeceği, kulübün Demirören’e borcu her transfer döneminde katlandığı için, hiç kimse başkanlık koltuğuna oturamaz.
İşte bu nedenle Beşiktaş taraftarı; yıllardır aynı soruyu soruyor:
’Sayın Demirören, aynı başarısız yönetimi kendi şirketinde sürdürebilir mi?’
Daha radikal soru ise şu:
‘Sayın Erdoğan Demirören, şirketinde böylesine hovardaca para harcayan bir genel müdürü ne kadar görevde tutardı?’
Beşiktaş Sportif A.Ş., halka açık şirket. Hisseler yüz binlerce yatırımcının elinde.
(Son günlerde Beşiktaş hisselerinde gerçekleştirilen borsanın en büyük manipülasyonu için kulislere yayılan dedikodularda çok özel kişilerin isimleri geçiyor.)
Yani; Demirören’in sahip olduğu gibi bir şirket...
Aralarındaki tek fark Beşiktaş’ın halka açık olması.
Sahi Gaziantep de halka açık değil.
Belki de bu yüzden Beşiktaş yıllardır en büyük transfer bedellerini Gaziantep’e ödüyor.
Ya, Gaziantep’in başkanı çok becerikli...
Ya da...

Yazarın Diğer Yazıları