Dayanamadım ihbar ediyorum!
Eğer doğru karar verilemezse İstanbul'un yakında Konstantinopol'e çevrileceğini öğrenince dayanamadım… Artık yeter… Cesaretimi topladım ve ben de ihbarda bulunmak istiyorum…
Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde de seçim öncesinde iddia edildiği gibi tuhaf işler dönüyor… Murat Karayılan'ın EGO'da otobüs şoförü olmasına sesimi çıkarmazdım belki ama her seçim öncesi öldürüldüğü bilgisi gelen Bahoz Erdal'ın su saatlerini okuma işine girmesi bardağı taşıran son damla oldu!..
Hele bir de Cemil Bayık'ın Halk Ekmek Genel Müdürlüğü'ne getirilmesi onur kırıcı bir durumdu!.. Zaten seçimi kazananların bu türden fırıldaklar çevirecek olmasını, evvelce teröristlere 'gerilla' demelerinden anlamalıydık!.. Siz bakmayın bunların belediyenin girişine 'T.C.' yazmalarına… Belediyenin çatısına Doçkalar yerleştiriyorlar çaktırmadan!..
***
Lâf aramızda, aslında İstanbul için de Konstantinopol ismi fena durmuyor!.. Hem isim değişikliklerinden filan da kompleks yapmamak lâzım!..
2013 yılıydı galiba… Zamanın Cumhurbaşkanı "Güzel şeyler olacak" dediydi de sonra nasıl da sevinmiştik Güroymak ilçesi 'Norşin' oluyor diye!.. Az daha havai fişekler atacaktık gündüz vakti, aşk ile, şevk ile AB'ye bir kere daha giriyormuşuz gibi…
Türkçe 'Güroymak' nasıl bozmuştu bizi de, Ermenice 'Norşin'i duyunca pek güzel coşmuştuk!.. Sonrasında da yememiş içmemiş Tunceli'ye hücum etmiştik, bir an önce 'Dersim'e dönsün diye!.. Ardından Ayn-el Arap'ı sahneden silmiştik, çözüm sürecinin hatırına 'Kobane' diye diye, selâm yollaya yollaya!..
Bu anlamda gayet olgun davranmıştık!.. Televizyonlarındaki hava durumu programlarında Malatya'yı 'Meleti', Sivas'ı 'Sewaz', Gaziantep'i 'Dilok' şeklinde gösteren Barzanilere de tepkimiz hiç olmamış, buralara geldiklerinde havaalanlarına kırmızı halılar sermiş, gönderlere bayraklar çekmiştik!..
Hem unutmayalım… Senelerin Diyarbakırspor'unun adı Amedspor'a çevrilirken onay veren Futbol Federasyon Başkanı da yabancı değildi, ailemizin havuzcusuydu!..
O yüzden dert etmemek lâzım; Konstantinopol'se Konstantinopol değil mi?
***
Seçimler bizde gerçekten şölen havasında geçiyor!.. İsteyen istediğini hatırlıyor, istediğini hatırlamıyor!.. Doğrular yalanlar birbirine giriyor!..
Bayramlık olsun diye hatırlatalım mı 24 Haziran seçimlerinden önceki gazete ve televizyon başlıklarını:
"Son dakika. TSK Kandil'e 4 km daha yaklaştı..."
"Kandil operasyonunda bordo bereliler kampa girmek üzere..."
"Kandil operasyonunda baş döndüren gelişme. Askeri yığınak yapıldı..."
"Kandil operasyonu öncesi hedefler yerle bir edildi..."
"Kandil operasyonu genişliyor..."
"Araçlar Kandil operasyonu için hareketlendi..."
"Kandil operasyonunda 100 gün geride kaldı..."
"Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kandil'e operasyonu başlattık..."
"Başbakan Yıldırım: Kandil operasyonu adım adım ilerliyor..."
"Süleyman Soylu Kandil operasyonunu anlattı..."
Galiba Kandil çoktan ele geçirildi ve gizli tutuldu da bizim haberimiz olmadı… Zaten aksi olsaydı, şimdi yine seçim var ve Kandil gündemde olurdu!..
***
Oysa ne güzel alışmıştık her seçim öncesi 'yerli otomobilin asfalt ezme tarihi'nin açıklanmasına… Veya 'yerli uçağın kendi semalarımızda görülmesine ramak kalışı'na!..
Şimdi sonsuz müjdelerle değil, 'Konstantinopol korkusu'yla idare etmek mecburiyetindeyiz!..