Davutoğlu’nun onur gecesi!
Kendileri söylüyor, “Cumartesiyi Pazara bağlayan gece bizim için onur gecesiydi” diyor.
Erdoğan’ın da “Tebrik” ettiği “onur gecesi” Şah-Fırat operasyonunun yapıldığı gece oluyor. “Duyulan onurun” sebebi Suriye’deki Türk toprağı Süleyman Şah Türbesi’nin IŞİD kuşatmasından kaçırılması. “Kaçmanın” adı “onur” olmuş.
Operasyon gecesi Başbakan Davutoğlu da Genelkurmay karargâhında. Sanki operasyonu bizzat yönetiyor. Keşke başına bir de miğfer geçirip çelik yelek de giyseydi...
Şah-Fırat’la birlikte algı operasyonu da devrede anlayacağınız...
Türbe, sekiz aydır IŞİD kuşatmasında. Dünyanın en güçlü ordularından birine sahip Türkiye, IŞİD kuşatmasını yarıp da Süleyman Şah Türbesi’ndeki askerlerini yenileri ile değiştiremedi.
Suç askerin mi?
Tabii ki hayır.
Mehmetçik ayağında çorap yokken en güçlü milletlerle desteklenen müstevliyi denize dökmüş bir milletin askeri.
Bugün eksiklik değil fazlalık var. En büyük fazlalık da Davutoğlu olarak gözüküyor. IŞİD’i türbeden uzaklaştıramayınca türbeyi IŞİD’ten uzaklaştırdı, getirdi, PKK’nın Suriye kolu PYD’nin silahlı gücü YPG’nin kontrolündeki Eşme Köyü’ne taşıdı.
Eşme köyü dediğin Suriye’de gibi görünse de, aslında Türkiye’de gibi... Sınırımızdan 200 metre içeride, o kadar... Ha Suriye’yi terk etmişsin, ha Türkiye’den bir taş atımlık mesafe olan Eşme’ye, PKK’nın kanatları altına girmişsin.
İnternete girin bakın, aynı köyde PKK çaputları dalgalanıyor ve PKK militanları zafer işareti ile boy gösteriyor. PKK’nın Meclis’teki uzantıları, “Türk ordusu ilk defa PKK ile iş birliği yaptı” açıklamalarında bulunuyor, PYD de, “He” diyor, “iş birliği yaptık, Türkiye bizden yardım istedi”, Davutoğlu”nun “onur gecesi” için.
Dedik ya, internete girin, Eşme köyünde direklerde sallanan PKK çaputlarını görün. Efendim, o resimler eskidenmiş, şimdi PKK çaputları yokmuş. Kardeşim bu sözleri söylerken dünya devletleri gözünde ne hale düştüğünüzü hiç mi düşünmüyorsunuz?
PYD lideri Salih Müslim’i Türkiye’ye çağırıp bu operasyon için anlaştığınızı bilmeyen yok. PKK, Eşme’yi ele geçirerek yeryüzünde ilk defa askeri birlikleri ile birlikte müstakil bir toprak parçasına sahip oldu, yani PKK, Eşme’de devletini kurdu. Öcalan da, “Bayrağı indirin, Türkiye’yi gücendirmeyin” talimatı verdi de onun için çaputlar Türkiye’den görünmez noktalara taşındı.
Süleyman Şah Türbesi tıpkı Ankara gibi Edirne gibi uluslararası anlaşma ile milletimizin olmuş bir Türk toprağı. Siz, Ankara yahut Edirne’yi terk edip Bulgaristan’ın Türkiye’ye 200 metre yakın bir yerine bayrak çekerseniz matah bir şey mi yapmış olursunuz ve bunun neresi ile “onur duyulur” Allah aşkına!
Suriye, Türkiye’nin bu hareketini “savaş sebebi” saymış, Davutoğlu da bu kaçışı hazmedemeyen milleti, “Suriye ile aynı dili kullanıyorlar” diye suçluyor. Ankara ve Edirne’yi terk edip Bulgaristan’ın Türkiye’ye 200 metre yakın yerine geçince Bulgaristan da “Bu savaş sebebi” diyecektir. Herkes AKP iktidarının sahip olduğu “Stratejik derinlik sahibi” değil ki kendi topraklarında operasyon üzerine operasyon yapan, çaputunu bayrak diye diken, hendekler kazan, vergi salan, mahkemeler kuran PKK’lı teröristler gücenmesin diye Türk bayrağını “tahrik sebebi” gören...
Bir de, iktidar olduğunuz günden beri Ege’de kaç adaya Yunanistan’ın bayrak çekmesine izin verdiniz, bir onu açıklayın. Fazla bir şey istediğimiz yok, dememiz şu ki niye “onur duyduğunuz” her şeyi milletle paylaşmıyorsunuz?
İyi ki “kimseye haber vermemiş” siniz. PKK’nın PYD’si “kimse” değil “kanka” demek ki... Yine şu “kelle” ve “sayın” meselesini hatırladık; iyisi mi yazıyı burada kesmek. Yoksa yine başımız dolaşacak...