"Darbe"yi kim yapabilir?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Fatih'te, Said Nursi çizgisini takip eden ve seçimlerde Cumhur İttifakı'nı destekleyeceğini açıklayan, 1979 yılında kurulmuş İstanbul İlim ve Kültür Vakfı'nın etkinliğinde konuştu.
Soylu, önce "Tayyip Erdoğan'ın en büyük avantajı, sürekli değişimleri birbirine ekleyerek bir devrim oluşturması ve Türkiye'de hem bir altyapı devrimi hem de bir zihniyet devrimi gerçekleştirmesidir" dedi.
Soylu bu sözlerden sonra "15 Temmuz onların fiili darbe girişimiydi. 14 Mayıs da siyasi darbe girişimleridir. Bu kadar açık ve nettir. 14 Mayıs 2023, Batı'nın siyasi darbe girişimidir. Türkiye'yi tasfiye etmeye yönelik hazırlıkların 14 Mayıs'ta her birini bir araya getirerek oluşturulabilecek darbe girişimidir. Bunu ben söylemedim. Bunu bugün Amerika'nın başındaki zat yıllar önce söyledi." diye konuştu.
***
Erdoğan sistemi değiştirince yaptığı iş devrim oluyor, muhalefet bu devrime karşı, Erdoğan'ın kararıyla tespit edilen 14 Mayıs tarihinde yapılacak seçimlerde halkın oyunu alarak iktidara gelirse bu bir darbe sayılacak!
Tabii, "ABD'nin başındaki zat"ın sözleri önemli... Biden, "Erdoğan'ı darbeyle değil, seçimle değiştireceğiz. Bunun için muhalefeti desteklememiz yeterli" demişti.
ABD'nin bu tür uyarılarla, iktidarları kendi istedikleri rayda tuttuğu da söylenebilir.
Bir de Ahmet Davutoğlu, başkanlık sistemine karşı olduğu anlaşılıp istifaya zorlandığında, Foreign Policy, "ABD, Ankara'daki adamını kaybetti" diye başlık atmıştı.
***
Yakın zamanda "darbe" tespitinde bulunan bir siyasetçi de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu idi.
Kemal Bey, "İktidar, 15 Temmuz'u fırsata çevirdi. Darbenin olacağı biliniyordu, önlenmedi. 250 şehidimiz var, gazilerimiz var. Ama o bunu fırsata çevirerek sivil darbe gerçekleştirdi 20 Temmuz'da. 20 Temmuz, Türkiye'de sivil darbenin ilan edildiği tarihtir. OHAL ilan edildi, parlamentonun yetkileri elinden alındı." demişti...
Darbe girişiminde bulunulacağı ihbarını, 15 Temmuz akşamı, Genelkurmay'da beraber değerlendiren MİT Başkanı Hakan Fidan ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, halen görevdedir. Gerçi Hulusi Akar, uzun süredir Millî Savunma Bakanı'dır ama hâlâ askermiş gibi üniforma tarzında bir kıyafet giyiyor! Üniformalı demokrasi olur mu?
15 Temmuz'dan sonra Türkiye'nin yönetim sistemi de yasa dışı bir Meclis oylaması ve mühürsüz oyların geçerli sayıldığı gayrimeşru bir referandum ile değiştirildi! Atı alan Üsküdar'ı geçti! Erdoğan'ın üçüncü defa Cumhurbaşkanı adayı olması da Anayasa'yı çiğnemektir.
***
ABD, programının ana fikrini yazıp gönderdiği AKP'yi ve liderini desteklemekten vazgeçmiş olabilir mi?
ABD, AKP iktidarının ilk yıllarında, Erdoğan'ın İslâm Dünyası ile ilişkilerinden şüphelenince, onu devirmeyi tartışmaya başladı.
Başlangıç yıllarında Erdoğan'ı TÜSİAD'a kabul ettiren, ABD yönetimi ve Yahudi lobisiyle ilişkilerini düzenleyen Cüneyt Zapsu, 2006 yılında Washington'da American Enterprise Institute'da yaptığı konuşmada "Bence onu devirmeye çalışmak, delikten aşağı koymak yerine onu kullanın… Burada ve Avrupa'da bundan yararlanmalısınız. Teklifim budur." demişti...
Nitekim AKP iktidarı 21 yıl sürdü... Biden ise başkan olunca herhalde önüne devlet raporları konuldu ki Erdoğan'ı devirmek için bir girişimde bulunmadı.
***
Şimdi bütün bunları bir kenara bırakalım... Türkiye'de fiilen kim darbe yapabilir, ona bakalım!
Dar bir çevrede darbe söylentisi var ama halk desteği sağlamadan kimse darbe yapamaz. Halk ise terör yöntemleriyle darbe ister duruma getirilebilir. 12 Mart muhtırası ve 12 Eylül, böyle hazırlanmış müdahalelerdir.
Bugün, kim halk arasında kargaşa çıkarabilecek silahlı güçler organize etmiş; ona bakalım. Yine Suriye ve Afganistan'dan getirilen milyonlarca insan arasında savaş tecrübesi olan yüzbinlerce kişinin bulunduğunu da unutmayalım...
Bu güçleri kim beslediyse ve yabancı savaşçıları Türkiye'ye kimler kabul ettiyse, darbeye zemin hazırlama işini de ancak onlar yapabilir!