"Cumhuriyetin üçüncü evresi" ne demek?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Cumhur İttifakı, Türk tarihinin bir anında tesadüfen, siyasi pazarlık neticesinde ortaya çıkmış gelip geçici bir heves, iş bitimi dağılacak kuru bir ortaklık değildir, asla da böyle görülmemelidir." dedi.
Peki nedir Cumhur İttifakı?
Bahçeli, bu sorunun cevabını "Türkiye Cumhuriyeti'ni üçüncü evreye taşıyan muhterem bir irade, milletin ruh kökünden doğmuş, millî hedeflere ulaşma hissiyatıyla doğrulmuş, bekayı savunma iştiyakıyla dolmuş tarihi bir duruşun adı ve ahlakı" diye veriyor.
"Üçüncü evre" de açıklamaya muhtaç ama devam edelim...
Bahçeli, 15 Temmuz hain FETÖ darbe teşebbüsüyle birlikte Türkiye'nin yörüngesi kaymasa da zorunlu hallerden dolayı siyasetin parametre ve paradigmasında değişimler yaşandığını, bu yeni durumun herkese ihmal ve inkâr edemeyeceği sorumluluklar yüklediğini söyledi.
Bahçeli, "Türkiye'nin rotasını kriz ve kaosa çevirmek için el birliği, güç birliği yapan melanet lobisi pusudadır, zayıf anımızı beklemekte, gevşek tavrımızı kollamaktadır. CHP, HDP, İP aynı hizada, aynı kümededir." diyerek de bütün muhalefeti dış güçlerle aynı tarafta gördüğünü bir defa daha açıkladı.
***
Peki öyleyse, Cumhur ittifakının çoğunluk kanadı, MHP'ye rağmen neden hâlâ "Türk'üm, doğruyum"a karşı çıkıyor?
Bahçeli, bu konuya "Milletimizin ortak ve tarihi değerleri üzerinde tahribat yapmayı marifet veya demokrasi zannedenler yeniden iştahlanmışlardır. Karşımızdaki tablo son derece mahsurludur. Cumhur İttifakı bu mahsura karşı gereken hassasiyeti inanıyorum ki gösterecektir" diye ılımlı yaklaşıyor...
"AKP sayesinde hepimiz Türk olmaktan kurtulduk" diyen il başkanı milletvekili seçildi, Cumhurbaşkanı baş danışmanı Mehmet Uçum, yeni Anayasa sürecini "Dışlayıcı ve baskıcı Türk kimliğinden kapsayıcı ve kuşatıcı Türkiye kimliğine geçiş" olarak tanımlıyor...
Türk Milliyetçiliğini parti program ve felsefesi haline getirmiş partinin genel başkanı ise Cumhur İttifakının devletin bekâsı için şart olduğunu, çünkü karşı taraftaki partilerin, Türkiye'yi yıkmak için çalışan "melanet lobisi"yle iş birliği yaptığını söylüyor...
***
Gerçekten anlamaya çalışıyorum. Bütün içtenliğimle soruyorum. Türkiye'de son 16 yıl uygulanan ekonomi politikalarıyla Türklerin elinde ne kaldı?
"Türkler" derken, bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını kastediyorum...
Ülke ekonomisi, yabancılara devredilirken, bütün şehirlerin önemli merkezlerine dev Türk bayrakları çekildi. Bayrak Türk bayrağı ama altındaki şirketler ve o şirketlerin sahip olduğu değerler Türklerin değil!
Üstelik bu 16 yıl içinde açılım politikası ile Türk Milliyetçiliği ayaklar altına alındı, terör örgütüyle masaya oturuldu, terör örgütü başının talepleri Meclis'e taşındı.
Devlet, 16 yılın ilk 11 yılında adım adım bir paralel yapıya teslim edildi. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra özellikle örgütün siyasi kanadına dokunulmadı. Araştırma önergeleri reddedildi..
Uygulanan dış politika, Türkiye'nin bekasını gerçekten tehlikeye attı. Fırat'ın doğusunda ABD-İsrail güdümlü yeni bir yapı oluşturuldu. Oysa Türkiye, buradaki aşiretleri örgütleyerek kendi güvenliğini sağlayabilirdi.
Ege'de Aydın ve İzmir'in ilçeleri olan Türkiye egemenliğindeki adalar, Yunanistan tarafından işgal edildi. İçeride millî birliği sağlayacak adımlar atılması gerekirken, her gün kutuplaştırıcı bir dil kullanılıyor.
***
Cumhuriyet, kuruluş felsefesinden çıkarıldı, sembolü kobra yılanı olan bir meçhule doğru gidiyor!
Devleti ve ülkeyi bu hale getiren iktidarla iş birliği yapmak, "Bugüne kadar yaptıklarını onaylıyorum, devam et" demek değil midir?