Cumhuriyeti geri alalım!

Ulusal Kanal’da Kurtul Altuğ’un hazırlayıp yönettiği programda, Hüsamettin Cindoruk ve Hakan Bayrakçı ile birlikte, basına yönelik operasyonlar ve seçim öncesinde, AKP karşısında oluşturulabilecek iktidar alternatifleri üzerinde konuştuk. “Evimiz Türkiye” adlı bir proje geliştiren Cindoruk, Sadettin Tantan’ın Yurt Partisi, Abdüllatif Şener’in Türkiye Partisi, Osman Pamukoğlu’nun HEPAR’ı ve Numan Kurtulmuş’un Has Partisi’nin Demokrat Parti listesinden seçime girmesini öngörüyordu. Demokrat Parti’nin yeni Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek ise Saadet Partisi, Büyük Birlik Partisi, Türkiye Partisi ve Demokrat Parti arasında ittifak görüşmelerinin sürdüğünü söyledi. Zeybek, Demokrat Parti ile Saadet Partisi yöneticileri arasında da görüşmeler yapıldığını bildirdi. Zeybek, “Bu ittifakın sonucunda oluşacak büyük enerji birikimiyle, biz hükümeti kurabilecek güce ulaşabileceğimizi düşünüyoruz. Duruma, dağılıma göre buradan bir başbakan da çıkabilir” dedi. Zeybek, bir koalisyonu kastettiğini de ifade etti.

***


“Evimiz Türkiye” projesini, CHP veya MHP’nin gerçekleştirmesi de söz konusu olabilirdi. Ancak iki partiden bu yönde hiçbir işaret yok. Hatta Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’ye geri dönmek isteyenler için “Eğer sade bir yurttaş gibi çaba harcayacaksanız, başımızın üzerinde yeriniz var. Ama milletvekili listesinde olacağım diye gelecekseniz hiç gelmeyin” diye bir açıklama da yaptı! Bu yaklaşımın, CHP’ye hiçbir fayda getirmeyeceği açıktır.
Dolayısıyla, tek başlarına barajı aşmaları mümkün olmayan partilerin, adaylarını Demokrat Parti listesinden göstermesi gerçekten bir rüzgâr estirebilir. Bu projeye katılacak olanların azim ve iradesi ve çalışması sonucu, TBMM’ye AKP, CHP ve MHP ile birlikte Demokrat Parti de girebilir. Bu da AKP’nin milletvekili sayısında bir düşme demektir. İşte o zaman, kurulabilecek koalisyonda Demokrat Parti’den bir başbakan da çıkabilir.
Tabiî bütün bu görüşler, bir an önce hayata geçirilirse bir anlam ifade eder veya sonuç verir.
Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, telefonla programa katıldı ve “Niçin siz inisiyatif üslenmiyorsunuz?” soruma “Ben her türlü fedakârlığa açığım. Böyle bir hareket gelişirse desteklerim” dedi ve inisiyatifi bizim üstlenmemiz gerektiğini söyledi. Programa mesaj gönderenlerin sayısı dört binin üzerindeydi. İki mesajda, “Bu parti genel başkanlarını bir programda siz bir araya getirin” deniliyordu.

***


Cindoruk, Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’ın tecrit edilmesinin bir Adalet Bakanlığı tasarrufu olduğunu, hatta Başbakan’dan habersiz kimsenin böyle bir işgüzarlığa kalkışamayacağını anlattı ve Ergenekon ve Balyoz davalarına bakan mahkemelerin başkanlarının bile “Kaçma şüphesi ve yeni delil bulunmadığı için sanıkların tutuksuz yargılanması gerekir” görüşünde olduğu halde infiale sebep olan tutuklamaların devam ettiğini hatırlattı. Ben de sürecin Türkiye’de bir rejim değişikliği plânlandığı için yaşandığını anlattım ve “AKP’nin Cumhuriyet ve Atatürk ile hatta Türk kimliği ile kavgası var” dedim. Cindoruk, programdan ayrılırken, seyirciye hitaben “Cumhuriyeti geri alalım” dedi. Reklâm girince, Bayrakçı, “Cumhuriyet gitti mi gerçekten?” diye sordu. Cindoruk, “Gitmek üzere” diye cevap verdi. Bu tespitte bulunan kişi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı yapmıştır ve halen Türk siyasetinin en tecrübeli ismidir.

Yazarın Diğer Yazıları