Ankara'da bile çok yakın geçmişte bir üniversitemizin fakülte duvarlarına 'PKK/KCK/Asayiş' yazıldığını ve o yazıların o lânet sürecin hatırına silinemediğini hatırlatalım... Sonra da Hacettepe Üniversitesi'nde bile Çanakkale şehitlerini anmak isteyen öğrencilere, yine öğrenci görümlü teröristlerin nasıl saldırdığını da...
Üniversiteler terörizmin 'staj alanı'na dönüştürülürken uzunca süre sessiz kalındı... Verilen süre içinde değil sınavı kazanmaları, sorulan soruları bile okuyup bitiremeyecek olan tipler, ülkenin gözde üniversitelerinin gözde fakültelerine sızdı... Güneydoğuda üniversite sınavları denetlenemez biçimde gerçekleşirken, Anadolu'nun masum çocuklarının hakları yendi, yerlerini terörist uzantıları aldı...
Bazı üniversiteler 'işgal üniversitesi'ne dönüşürken, özellikle İstanbul'daki birçok özel üniversite de 'mütareke üniversitesi' misyonuna soyundu... Erivan'da bile tartışılması söz konusu olmayan radikal Ermeni tezleri bizim üniversitelerimizde tartışmaya başlandı, Türkiye 'soykırımcılık'la suçlandı...
***
Her fırsatta devlete 'katliamcı' diyen hoca tipleri 'klan dayanışması' içinde üniversitelerde yükseltildi ve örgütlendi... Devletin terörle mücadelesinde hep bu karakterler karşı lobi oluşturmaya, Batı'yı bu anlamda tahrik etmeye çalıştı...
Bir yandan maaş aldığı devlete 'katliamcı' diyen akademisyenler, diğer yandan maaş verdiği akademisyenlerin kendisine 'katliamcı' demesine rağmen seyirci kalan devlet... Dünyanın herhangi bir ülkesinde hazmedilemeyecek bu fotoğraf bizim gerçeğimizdi...
Ahmak medyanın terörist saldırıları 'karşıt görüşlülerin çatışması' olarak nitelediği, PKK'lıların adını zikredemediği bir düzende milliyetçiler bedel ödemek zorunda kaldı... Devletin uyutulduğu bir dönemin mağdurları milliyetçiler oldu...
Kütahya'da Hasan Şimşek, İzmir'de Fırat Çakıroğlu PKK'nın öğrenci kılığında üniversitelere yerleştirdiği ve üniversite yönetimlerinin göz yumduğu bir düzende şehit edildi... Çakıroğlu'nun katili ceza aldı ama dönemin Ege Üniversitesi rektörü ve fakülte dekanının hâlâ yargılanamamış olması "Devleti biz yönetiyoruz" kuru tesellisini bir kere daha çürütecek cinstendi...
KCK talimatıyla gerçekleşen 'Barış için akademisyenler inisiyatifi bildirisi'ne imza koyanlardan biriydi Ekin Barış Şah ve Çankaya Üniversite'sinde asistandı... Şöyle yazabiliyordu sosyal medyada Fırat Çakıroğlu için: "Evrimsel süreçte elenmesi gereken bir elemanmış, neslinin tükenmesi iyi olmuş!.."
Açık bir suç karşısında ne hukuk harekete geçmişti ne de rektörlük... Rektör oyalamayı tercih etmişti sadece... Aydınların demokratlığı, PKK'nın ve onun kucağında faaliyet gösteren radikal solun hatırının başladığı yere kadardı sonuçta!..
***
Şimdi benzer 'hassasiyet'i Boğaziçi Üniversite'yle ilgili gözlemliyoruz... Üniversite, ülkenin gözbebeğiymiş, o çocukları çok başarılıymış, ayrıca üniversitelerde her türlü düşünceye imkân verilmeliymiş türünden klişeler eşliğinde terörist eylem meşrulaştırılmaya çalışılıyor...
Gücü ele geçirdiğinde başka hiçbir düşünceye yaşama hakkı vermeyen bir terörist faaliyet, demokrasinin korunaklı alanında serpilsin, melanetine devam etsin isteniyor... Yeryüzündeki hangi devlet kendi operasyonuna 'katliam' ve 'işgal' suçlaması yapan düşman destekçisi unsurlara göz yumar? Hangi devlet kendi bekası uğruna şehit düşenlere sahip çıkmak isteyen vatandaşlarına, üstelik kendi topraklarında saldırılmasına onay verir?
PKK'nın 1984 Eruh ve Şemdinli saldırılarının her yıl dönümünde yine saldırdığı topraklarda kutlama yapmasına göz yummak kadar aptalca bir durum olacaktı aksi halde...
***
Odalarında terörist ve mühimmat saklayan hocalar, 'verimli ortam' sayesinde içinde 'canlı bomba' yetişen kampüsler, kantinleri ve diğer ortak alanları Zap'ı Avaşin'i aratmayan, duvarlarına Türk bayrağı asılamayan 'terör vahaları' bu ülkenin gerçeği oldu maalesef... Çözüm süreci, bu acı gerçeğe yıllarca çanak tuttu...
Boğaziçi Üniversitesi'nde bugün yapılanlar doğrudur ve devam etmek mecburiyetindedir... Hoca kimliği kimin terörist kimliğini bastırmada kullanılıyorsa, öğrenci kimliği kimin ihanetine kılıfa yarıyorsa o kimlikleri onların elinden almak devletin görevidir...
