Çıplak ADSL (14 Haziran 2010)
Delinin biri kuyuya taş atmış 40 akıllı çıkartamamış. İşte bu kuyulardan biri de geçtiğimiz günlerde Kastamonu’da açılan dava ile ortaya çıktı.
Söz konusu davada telefon hatsız ADSL almak isteyen bir vatandaşın hukuk mücadelesi anlatılıyor.
Bu haberi bir haber ajansı geçti.
Bütün gazeteler kullandı.
Sanırsınız ki, artık isteyen herkes telefon hatsız ADSL bağlatabilecek.
Tabii ki değil.
Bu sadece Türkiye’de olmadığı gibi bir çok Avrupa ülkesinde de öyle değil.
ADSL hizmeti için kablo zorunluluğu olduğundan ve bu şu an için sadece telefon hatları üzerinden olduğundan ancak telefon hizmeti veren operatörler tarafından tüketiciye sunuluyor.
Bunun dışında kablonet, süperonline gibi farklı yöntemlerle internet hizmeti veren operatörler bulunuyor.
Bunlar telefon hatsız hizmet veriyor.
Kablonet ya da yeni adıyla uydunet mutlaka kablolu tv abone olma şartı arıyor.
Geriye kalıyor Süperonline. 100 megabit gibi akıl almaz bir hızı fiberoptik kablo ile evinize getiriyor.
Tabii ki büyük sitelerde oturuyorsanız.
Bireysel olarak şansınız yok.
Hele Türkiye’nin en ucra köşesindeyseniz ve yüksek hızda internet istiyorsanız mecburen Türk Telekom’un kapısını çalacaksınız.
Telekom bu hizmeti telefon telleri üzerinden veriyor. Bu nedenle adına da ADSL diyorlar.
Tıpkı Avrupa’daki operatörler gibi.
Avrupa’nın bizden bir farkı onlarda kendi alt yapısı ile hizmet veren çok sayıda şirketin olması.
Bizde ise operatör görünen ADSL şirketlerinin yüzde 95’i Türk Telekom’un toptancısı.
Telekom’dan alıyor, kârını koyup vatandaşa satıyor.
Tek yatırımı reklam.
O kadar!
Sonra vatandaş mahkemede dava açıyor. Telekom’un telefon hatsız internet vermesi için.
Peki Türk Telekom bunu nasıl verecek?
Orasını sormuyor. Ne yaparsa yapsın, tefefonsuz hizmet versin.
Türk Telekom hayır kurumu mu?
Elbette hayır!
O da ticari bir müessese ve doğal olarak ticari faaliyetinden kâr elde etmeyi düşünüyor.
Burada eleştirilecek olan vatandaş ya da Türk Telekom degil. Bilinçsizce hareket eden tüketici birlikleri.
Yıllarca sabit ücret hikayesi yazıp durdular. Gazeteler ise binlerce kez aynı başlığı attı:
Telefonda sabit ücret kalkıyor!
Sonunda işin hiç de öyle olmadığı ortaya çıktı.
Türk insanı halen sabit ücret ödüyor. Bütün dünyada olduğu gibi.
Tüketici birlikleri olmayacak duaya “âmin” demektense daha makul şeyler istemeli.
İnternette hız kalitesinin artması, Telekom’un 1 megabit taahhüt etmesine rağmen 600-700 KB dolaylarında olan upload (gönderme hızı) yükseltilmesi gibi.
8 megabit hızı kötü bakır kablolardaki değer kaybından dolayı 6 megabit bile zor alan tüketicinin hakkını aramalı.
Bunları bırakmışlar halen sabit ücret ve çıplak ADSL ile uğraşıyorlar.