Çıplak ADSL (08 Aralık 2008)
Alın size bayram hediyesi! Hem de bu hediye Hariri Telekom’dan...
Telekom CEO’su Paul Doany yıllardır vatandaşın hukuk mücadelesi haline getirdigi ‘telefon aboneliği olmadan ADSL aboneliği’ konusunda vatandaşın ağzına bir tutam bal sürdü:
Önümüzdeki yıldan itibaren Çıplak ADSL’yi konuşmaya başlayacağız.
Sırf internet aboneliği için, kullanmadıkları telefon için her ay Hariri ailesine en az 10 YTL para veren vatandaş bayram ediyor.
Bay Paul Doany, Çıplak ADSL kelimesini Türkiye’nin gündemine soktu.
Bu işi bilen bilişim uzmanlarına sorduk.
Nedir bu Çıplak ADSL?
Maalesef onlar da bunu dünya bilişim sözlüğünde bulamadılar.
Ama bu Hariri Telekom! Her şeyin bir formülünü bilir ve imkansızı bulur.
ADSL aboneliği için sabit telefon hattını zorunlu tutmak, aslında ticari ahlaka sığmaz.
Bu, döner yemek için gittiğiniz lokantada size tavuk şiş yedirmeleri gibi bir şey... Ya da gömlek alanların illa kravat da alması gibi...
Yıllardır sırf ADSL uğruna Hariri ailesine para ödemeye devam ediyoruz.
Şimdi Bay Paul, 70 milyonluk yüce Türk halkı ile dalga geçer gibi ‘Önümüzdeki yıldan itibaren Çıplak ADSL konuşmaya başlayacağız’ diyor.
Eğer samimi bir çalışma olsa bu cümlenin ‘1 ya da 2 ay sonra ADSL aboneliği için telefon şart değil’ şeklinde olması lazımdı.
Önümüzdeki yıl konuşmaya başlayacağız..
Ne diyebiliriz ki? Adam da haklı. Sonuç olarak bu ülkeye para kazanmak için geldi. Nitekim de kazanıyor. Türk halkının cebini düşünmek zorunda değil ki?
Bizi bu tekelin kucağına itenler utansın. Bence Hariri Ailesi ve onun temsilcisi Bay Paul Doany’nin başı dik olmalı. Onlar ticari faaliyetlerini sürdürüyorlar.
Özelleştirmeyle devletin tekeli kalktı diye sevindik ama tekelin şimdi en büyüğünü özel sektörde yaşıyoruz.
Türk Telekom’un yan cebi TTNet’e, geçen hafta Rekabet Kurumu’ndan genişbant internet erişim hizmetleri piyasasında tekelleştiği için yüklü ceza geldi.
Yani ortada bir tekel olduğunu devlet de biliyor, yasalar da biliyor ama kimse kılını kıpırdatmıyor.
Medyada ise tık yok. Çünkü medya kuruluşlarının dolaylı bağı olan şirketler de Türk Telekom’un taşeronu... Uyanık Hariri, vatandaşa 10 liraya verdiği ürünü bir başka şirkete 7 liraya veriyor ve ‘Al bunu sen sat, ben tekel olmayayım’ diyor.
Bu yasaları da aldatmaktan başka bir şey değildir.
Bu gerçeklerin ışığında Türkiye’de bilişim sektörü nasıl gelişir?
Bütün umudunu vatandaşın internet aboneliğine bağlamış bir telekom şirketiyle mi, yoksa ’Ben sattım, alan artık ne yaparsa yapsın’ mantığıyla hareket eden bir devletle mi?
Yasalar ortada bir tekel var diyor ama bu tekeli kaldıracak bir ciddi çalışma yok.
Hariri Telekom, devletin bakır telleri üzerinden halen tekelciliğini sürdürüyor.
Sonra bu tekel nasıl ortadan kalkar demek yerine vatandaş ile alay eder gibi Çıplak ADSL konuşulmaya başlanıyor.
Tüketici Mahkemeleri “ADSL için telefon aboneliğine gerek yok” diyor ama Hariri Telekom “Çıplak ADSL konuşacağız” diyor.
Bu bana Kemal Sunal’ın ağa filmlerini hatırlattı. Tıpkı köylünün başka bir ağaya kelle başı satılması gibi..
Devlet de bizi Hariri Telekom’a kelle başı sattı.
Kullanım hakkı onlarda... Bizi öper de sever de... Parasını verip almadı mı!