Cilvegözü’nde İsrail politikası patladı!

Cilvegözü sınır kapısında meydana gelen patlamayla ilgili olarak açıklama yapan İçişleri Bakanı Muammer Güler, “Gri aracı park edenler, tam 23 dakika bekledi” dedi. Saldırganlardan bir kişinin Türkiye’ye, iki kişinin Suriye’ye gidip gitmediğinin sorulması üzerine Güler, “Açık açık görüntülerde var. Onların, Türkiye’ye girenin kimlik tespitine çalışıyoruz” cevabını verdi.
Güler “Patlamaya sebep olan aracın kesinlikle Suriye tarafından geldiğini, saat 14.17’de kameralarda görüntü olarak park ettiğini tespit ettik. 20 dakikalık bir aradan sonra da patlama gerçekleşiyor” dedi.

***

Olay yerinde Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş ve Hatay Milletvekili Hasan Akgöl de incelemede bulundu. Güneş, güvenlik kamerası görüntülerinin önemli olduğunu belirterek, “Üç bakanımız seyretmiş, ben de bu görüntüleri izlemek için talepte bulundum. Onları gördüğümüz takdirde biz de sizlerle bir takım kaygılarımızı, olursa, paylaşacağım” dedi ama savcılık “gizlilik kararı” alındığı gerekçesiyle bu talebi reddetti.
Görüntüleri izleyen üç bakan ise, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin..
Gizlilik kararı alındıysa, görüntülerin üç bakan dahil hiç kimseye gösterilmemesi gerekirdi. İçişleri, Adalet ve Gümrük bakanları da mı seyredemez? Evet, savcılık nezdinde onların da hiçbir ayrıcalığı yoktur.
Fakat, üç bakan görüntüleri seyretmekle kalmayıp ne gördüklerini de anlatıyor.. Bu nasıl gizlilik kararı?
Veya üç bakana gösterilen görüntüler CHP’li milletvekillerinden niçin saklandı?

***

Adalet Bakanı Sadullah Ergin de “Kesin olay şey, aracın Suriye istikametinden geldiği ve Türk kayıtlarında bulunan bir araç olmadığı..” diyor. İyi de kendisi Cumhuriyet savcısı mıdır ki gizlilik kararı alınan bir soruşturma hakkında yönlendirici bilgi veriyor..
Başbakan Tayyip Erdoğan ise “Cilvegözü’ndeki patlamayı fırsat olarak görüp, buradan siyasi çıkar arayışına girenlerin bu tavrı, ne insafla bağdaşır ne de vicdanla bağdaşır” diyor.
Peki ama kamuoyundan ne saklanıyor?
Türkiye’nin Suriye’deki isyancılara, Libya’dan getirilen silahlar verdiği bir sır değil. Bütün dünya basınında bu haberler var. Yine Yemen’de Türk ticaret gemilerinden silah çıkıyor.. Bu da ortada. Üç bakan, “Bomba yüklü aracın Suriye’den geldiği kesin” diyerek, bu yöndeki şüpheleri ortadan kaldırmaya çalışıyor. Televizyonlarda yorum yapanlar da patlamanın o sırada Türkiye’ye giriş yapan Suriyeli muhalif liderlere yönelik bir suikast girişimi olduğunu söylüyor.

***

Wall Street Journal gazetesi ise patlamayla Suriye’deki çatışmanın Türkiye’ye taşınması gibi yeni bir taktik korkusunun Ankara’yı sardığı yorumunu yaptı. Washington Post gazetesi de Suriye plakalı bomba yüklü aracın patladığı bölgenin Suriye’nin kuzeyini ele geçiren isyancıların ikmal yaptıkları bir hat olmaya başladığına dikkat çekti.
Bir hafta kadar önce Irak Türkmenlerinden bir arkadaşım, “Türkiye’nin bölgedeki politikası, en başta Irak’taki Türkmenlere zarar veriyor. Erdoğan’ın politikasından rahatsız olan Maliki yönetimi Türkmenlere yönelik bombalı katliamlara kayıtsız kalmaya başladı” demişti. Bir başka Kerküklü arkadaşım ise, “Türkiye bölgede büyük itibar ve güç kaybetti. Bana sorarsanız, şu anda Türkiye bölgeden çekilir ve hiç bir olaya karışmazsa bundan sonrası için en doğrusunu yapmış olur” dedi.
Suriye’de de durum aynen böyle. Türkiye boğazına kadar batağın içine gömülmüş durumda. Olayları başlatan ABD bile batağa girmekten kaçınırken, AKP iktidarının Suriye’yi bölmeye çalışması, bölgede sadece bir ülkenin işine yarar, o da İsrail’dir. Zaten İsrail’in Suriye’ye son saldırısı ile AKP iktidarının kimin yanında olduğu netleşmiştir.

Yazarın Diğer Yazıları