Peşmerge kıyafeti giymiş Barzani, Diyarbakır’dan “Amed” diye bahsederken lafı dolandırmadı ve “Tüm gücümüzle Tayyip Erdoğan ile Abdullah Öcalan’ın başlattığı sürecin arkasında bulunmaktayız. Dileğimiz bu ki Kürdistan halkı sabırlı olsun” dedi.
Barzani’nin “Kürdistan halkı” dediği insanlar, hangi hedefe ulaşmak için sabırlı olacak?
Barzani onu da şöyle ifade etti:
“Çok açık söylemek istiyoruz ki bizim önceliğimiz Kürtlerin birliğidir.”
***
Peki Kürtler birlik olursa, Türkiye ne olacak?
Onu da Tayyip Erdoğan söylüyor: “Artık sadece Türkiye içinde değil tüm bölgede yeni bir süreç, yeni bir iklim yaşanıyor. Biz o eski Türkiye dönemini artık kapattık. Yeni Türkiye özüyle, ruhuyla kucaklaşan bir Türkiye’dir. Bu sadece bir başlangıç... Birkaç yıl içinde olacakları varın siz de bir hayal edin...”
Eski Türkiye, Atatürk’ün kuruluş felsefesini tespit ettiği Türkiye’dir. Yeni Türkiye’nin felsefesini ise CIA’nın ünlü Türkiye uzmanı Graham Fuller tespit etmiştir. Öyle ki Fuller, “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” diye bir de kitap yazmıştır. Yani etnik unsurların Osmanlı örneğinde olduğu gibi Sünni temelde birleştirildiği bir federasyon...
Graham Fuller ve Paul Henze, 1980’li yıllardan itibaren, “Atatürkçülük ölmüştür. Ulus devletler dönemi bitmiştir. Türkiye, Osmanlı gibi çok kültürlü, çok dinli ve çok ırklı bir yapıyı benimsemelidir. Bunun için en iyi yol Ilımlı İslam’dır. Etnik kimlikler kendilerini ifade edebilmelidir” demeye başlamıştı.
Fuller, Fazilet Partisi döneminde, artık Kemalizm’in modasının geçtiğini ve Türkiye’nin “ılımlı İslam” a öncülük etmesi gerektiğini ileri sürüyordu! Fuller, “Fazilet Partisi’ndeki gençlerin baskın çıkacağı ve Yenilikçi Hareket’in Ilımlı İslam’a liderlik yapacağı” nı söylüyordu! O gençler, Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan idi. Zaten Fuller, 1996 yılında Refah Partisi İstanbul İl Başkanlığı’nda Abdullah Gül ile bu konuda bir görüşme yapmıştı. CIA, bu görüşmenin görüntülerini yayınlasa ne olur?
Erdoğan, “21. yüzyıl, Türkiye yüzyılı olacak” diyor. Türkiye’yi Kürdistan haline getirerek mi?
***
Fuller ve Barkey, 1998’de TSK’nın bölünmesi ve iç savaşa dayalı bir senaryo yazdı. Senaryoda camilerin bombalanması da vardı. Bu senaryo, 2007 ve 2008 yıllarında biraz değiştirilerek TSK mensuplarına maledildi ve terörle mücadele eden komutanlara “balyoz” indirildi...
İşte o komutanlardan biri olan Şener Eruygur, hakkında “ağır beyin fonksiyon bozukluğu, kalp, böbrek, akciğer hastalıkları ve kanser” olduğuna dair resmi sağlık kurulu raporu bulunduğu halde, yakalanması sırasında evinden sedyeyle Çağlayan Adliyesi’ne getirildi, sevk edildiği hastanenin tetkikleri beklenmeden, mahkeme heyetinin hastane odasına gelerek verdikleri karar sonucunda sorulara cevap dahi veremediği halde eşinin verdiği cevaplar kendisi vermiş gibi tutanak tutularak yeniden tutuklandı.
WikiLeaks belgelerinde ortaya çıkan Amerikan elçisinin raporunda, “saf dışı edilmesi gereken” komutanlardan biri olarak gösterilmişti Eruygur!
Yine aynı belgede Hilmi Özkök ile Tayyip Erdoğan’ın, Genelkurmay’daki milliyetçi ve Avrasyacı ittifakına karşı Atlantikçi eksende kader birliği yaptıklarından söz ediliyordu
Kürt açılımını da eş zamanlı olarak CIA danışmanları Henry Barkey ve David Philips hazırlamıştı.
***
Tayyip Erdoğan’ın siyasi ömrü, bu projeyi tamamlamaya yetecek mi? Washington Post gazetesi, “el-Kaide, ilk defa NATO sınırına konuşlandı” diyerek Türkiye’yi suçluyor.. Suriye Dışişleri Bakanlığı ise teröre destek verdiği gerekçesiyle Türkiye’yi Birleşmiş Milletler’e şikâyet etti...
Türk Milleti’nin sessiz bekleyişi de kimseyi yanıltmasın... Bir yanardağ gibi patlayabilir!
