CIA'nın Büyük Osmanlı Projesi'nin keşif bedeli ne kadar?
El Cezire televizyonu, Türk dış politikasını “Türk hilalinin yükselişi” başlıklı bir analizle değerlendirirken, muhabiri de Başbakan Tayyip Erdoğan’a Suriye ve Irak’la ortaklık anlaşmalarından hareketle “Osmanlı Devleti’ni canlandırmak mı istiyorsunuz? Çünkü epeydir böyle projeler görmedik. Türkiye bölgede ne yapmaya çalışıyor” sorusunu yöneltti. Erdoğan, “Ekonomik gelişme ve dayanışma için anlamlı ve güzel gelişmeler. Çünkü 21. asır, aslında bir paylaşım asrı. Ülkelerimiz ve özellikle Irak’ın bu dayanışmaya çok büyük ihtiyacı var. Bir medeniyet ülkesi olan Irak’ta, bir medeniyet adeta çökertildi” cevabını verdi ve “ABD güçleri çekilirken Irak’a en güçlü desteği verecek tek devlet vardır, o da Türkiye’dir” dedi.
Erdoğan, yakında yapacağı ABD ziyaretinde Ortadoğu’yu da ele alacağını söyleyip ekledi: “Umudumuzu yitirmedik. Amerika aktif rol oynayıp aldığı avansın gereğini yerine getirecektir. Kimsesizlerin kimsesi olmayı da inşallah yerine getirir.”
İlginç! “Kimsesizlerin kimsesi olmak”, Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ne biçtiği görevdi. Şimdi Erdoğan, Yeni Osmanlıcılık rolünü reddetmeden o görevi de Amerika’ya havale ediyor.
* * *
Çabuk unutuluyor; bu sebeple bir hatırlatmada bulunmak gerekiyor.
2003 yılında ABD’nin İstinye’deki başkonsolosluğunda, isimleri belli 10 gazeteciye; “Yeni Osmanlıcılık” başlığı altında, “Türkiye ile ABD’nin ortak çıkarlarının nerede olduğuna” dair özel bir seminer verilmişti. Hatta, bazı gazetecilerin, birkaç gün ortadan kaybolması da buna bağlanmış ve “Bu isimlerin önümüzdeki dönemde; Türkiye’nin ’milli’çıkarları ile ABD’nin ’milli’çıkarlarını ‘Osmanlıcılık’ maskesi altında birleştirecekleri” ifade edilmişti.
ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu’nda Siyasi İşler Bürosu sorumlusu Stephen C. Kimmel’in çok önceden bazı yazarlara çengel attığı ve Beyoğlu’nda bir lokantada sık sık bir araya geldikleri biliniyordu.
O dönemde MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun, gazetelerin Ankara temsilcilerine bir yemek vermiş ve “Aranızda bazı arkadaşların yabancı istihbarat servisi elemanları ile görüştüğünü biliyoruz” demişti.
Sesar adlı İnternet sitesinde ise “İstanbul saldırılarından bir hafta önce ABD Büyükelçiliği’ndeki çalışma seansına davet edilen 28 gazeteci ile önümüzdeki dönemde gerçekleşmesi olası terör dalgasının nasıl karşılanması gerektiği yolunda görüş alışverişinde bulunulmuştur” ifadesi kullanılmıştı.
Serdar Kuru da ABD Başkonsolosluğu Siyasi İşler Bürosu sorumlusu Stephen C. Kimmel’in önceki temaslarını gündeme getirmişti:
-Tayyip Erdoğan’ın Belediye Başkanlığı döneminde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 1996 yılı Çalışma Raporu’nun 36. maddesinde, Kimmel’in adı geçiyor. Çalışma Raporu’nun 36. maddesi aynen şöyle:
“27.06.1996 tarihinde saat 14.30’da ABD İstanbul Konsolosu Stephen C. Kimmel Belediyemizi ziyaret etmiş ve Dış İlişkiler Müdürü Mehmet Duman ile Türkiye’deki son gelişmeler konusunda görüş alışverişinde bulunmuşlardır.”
* * *
Şimdi akıl sahiplerine soruyorum:
Türkiye’nin milli çıkarları ile ABD’nin milli çıkarlarını ’Osmanlıcılık’maskesi altında birleştirmek, Türkiye’yi büyütmek midir yoksa büyük bir tuzağa düşürmek midir? Türk Milleti’ni zorbalıkla çözemediler, Ortadoğu’ya ve Araplarla karıştırıp etkisiz kılmayı planlıyorlar.
Türklerin azınlığa düştüğü, adı bile değiştirilmiş bir devlet! Ortadoğu Birleşik Devletleri! Talabani’nin hayalini kurduğu devlet buydu işte!
Türkiye’yi yönetenler, Amerika’nın restini mi gördü yoksa doğrudan İngiltere, ABD ve İsrail ortak yapımı Büyük Ortadoğu Projesi’nin ihalesini mi aldı?
Durum böyleyse CIA’nın Büyük Osmanlı Projesi’nin keşif bedeli ne kadar? Kim, ne karşılığında şahsi çıkarlarını, bu üç ülkenin çıkarları ile tevhit ediyor?