CHP ve MHP'nin vatan görevi!
Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye Raporu taslağında Vakıflar Yasası’nın TBMM’den geçmesinin olumlu karşılandığı ifade ediliyor. Hollandalı Hıristiyan Demokrat Milletvekili Ria Oomen-Ruijten tarafından kaleme alınan raporda “Ergenekon” operasyonuna da değiniliyor ve “Türk yetkililer Ergenekon hadisesinin üzerine kararlı bir şekilde gitmeli. Bu şebekenin devlet içindeki bağlantıları tam anlamıyla günyüzüne çıkarılmalı ve sorumluları adalete teslim edilmeli” deniliyor.
Fehmi Koru, “Ergenekon operasyonunun düğmesine 5 Kasım’daki Tayyip Erdoğan-Bush görüşmesinde basıldı. ABD kendi çetelerini tasfiye ediyor” diyordu. Şimdi de Avrupa Birliği meseleye müdahil oldu!
Raporda,“Türk hükümeti acil olarak Kürt meselesini çözecek siyasi bir girişim başlatmalıdır” ifadesi de var. Bu ifade,“PKK ile masaya oturun” diyen Amerikalı komutanlar ile aynı paralelde!
Fakat Alman devletinin, polis gözetiminde Türkleri yakarak kaçırma girişimi konusunda Avrupa Parlamentosu’ndan ses çıkmıyor! Bir ay içinde Türklerin oturduğu 25 binanın ve Türklerin diri diri yakılmasını, “sabotaj delili yok” diye izah ediyorlar!
* * *
Vakıflar Yasası, vakıf adı altında örgütlenen yabancı istihbarat kuruluşlarının Türkiye’de toprak satın almasını dahi serbest hale getiriyor. Anayasa Mahkemesi ise CHP’nin başvurusu sonucunda yabancı şirketlerin Türkiye’de mülk satın almasını Anayasa’ya aykırı buldu. Fakat kararın uygulanması 6 ay sonraya bırakıldı! Bugüne kadar satın alınanlar ile önümüzdeki 6 ay içinde satın alınacak mülkler, yabancı şirketlerin elinde kalacak!
Yerli Ekonomist Dergisi, bu haftaki kapak haberinde Türkiye’de yatırım yapacak olan yabancı gayrimenkul şirketlerini araştırdı.
Ekonomist’e göre “21 yabancı gayrimenkul şirketi tam 24 milyar dolar getirecek!” Haberin ele alınış biçimi böyle! Böylece, bakkallık, manavlık ve kasaplıktan sonra inşaat müteahhitliği de yabancı şirketlere devrediliyor. Nasılsa inşaatlarda çalışacak işçi çok!
Yabancı gayrimenkul şirketleri Marmara ve Ege illeri dışında Trabzon, Erzurum ve Diyarbakır gibi şehirlerle de ilgileniyor. Yabancı şirketler, bu illerin güçlü ailelerinden ortaklar da bulmuş durumda. Zaten Ege sahillerinde yabancılara gayrimenkul satışını organize eden hukuk büroları var.
* * *
Özetle, Türkiye bir taraftan topraklarını satmaya diğer taraftan “siyasi çözüm” e mecbur bırakılmak isteniyor. Direniş gösterebilecek aydınlar, gerçekten suça karışmış olabilecek gruplarla irtibatlandırılarak etkisiz bırakılıyor. Bir çetenin dinlemeleri sonunda, insanlar artık sadece telefonda değil, yüzyüze gelince bile ülke meselelerini konuşmaya korkuyor. Hani sendikaların sosyal güvenlik yasasına tepkisi, iş yavaşlatma ve iş bırakma eylemleri olmasa, yaprak bile kımıldamayacak!
CHP lideri Deniz Baykal, işte böyle bir ortamda, Fikret Bila’ya “Siyasi çözüm dedikleri, Türkiye’nin üniter yapısını bozacak, yeni anayasa ile yeniden yapılandırılacak projelerdir. Sonraki aşama federasyondur. Tabii o da son aşama değildir. CHP, bu oyunu gördüğü ve açığa çıkardığı için hedef haline getiriliyor. Ancak CHP var oldukça, kimsenin gücü Türkiye Cumhuriyeti’ni bölmeye yetmeyecektir” diyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de grup konuşmasında “Cumhuriyetimizin temel dayanakları olan, ulus devlet ve üniter yapının tasfiyesi ve milletimizin kimliksizleştirilmesi ile sonuçlanması planlanan önümüzdeki dönemde, bu hassasiyetlerin farkına varılmış olması ve bunun mücadelesinin verilmesi artık kaçınılmaz bir vatan görevi haline gelmiştir” diyor.
Demek ki mesele hâlâ millet tarafından fark edilebilmiş değildir.
Peki ama milliyetçi aydınlar üzerinde estirilen teröre ve milli kavramların kirletilmesine karşı hiç sesinizi çıkarmazsanız, millet, meseleyi kendiliğinden nasıl fark edecek?