Çetelerle nasıl mücadele edilir?
Amerikan finans çevrelerinin dergisi olarak ün yapan Forbes, Meksikalı uyuşturucu kaçakçısı, firari Guzman’ı, dünyanın en zenginleri listesine aldı. 155 santimetre boyu olan Guzman’ın, 2001 yılında hapisten kaçtıktan sonra, ABD’ye yönelik uyuşturucu trafiğini eline geçirmek amacıyla seri cinayetler işlettiği de biliniyor.
Konuyla ilgili olarak Meksika Devlet Başkanı Felipe Calderon, “Dergiler, Meksika’daki durumla ilgili olarak yalan söylemek ve saldırmakla kalmıyor üstüne üstlük suçluları övüyor” derken, Başsavcı Eduardo Medina Mora da Forbes’un, “Meksika ve yurt dışında aranan bir suçlunun acınacak faaliyetini ve suçu savunduğunu” belirtti.
* * *
Uyuşturucu gelirleri, sadece Amerikan ekonomisinin değil, dünya ticaret hacminin de önemli bir kısmını oluşturuyor.
Mustafa Yıldırım’ın araştırmasına göre Nikaragua operasyonunda olduğu gibi, Afganistan’da da Amerikan güvenlik birimlerinin uyuşturucu ticaretiyle bağlantıları sonucu, CIA’nın mücahitlere büyük miktarlarda silah ve para sağladığı dönemde, Afganistan’da afyon üretim ve ticaretinde de büyük artış olmuştu.
Zaten, nerede silah ticaretinde artış olursa, orada uyuşturucu ticareti, terörizm ve diplomatlar, istihbaratçılar dahil, devlet görevlileri arasında, karanlık ilişkiler gelişmekteydi.
Yıldırım’a göre uyuşturucu parasının yıkanmasından ve iletilmesinden büyük komisyonlar alan bankerlerin çıkarları ile dünya egemenliği stratejileri birleştiğinde, ne devletlerarası hukuk, ne de adil bir barış ve güvenlik arayışı kalmaktadır. Böyle bir ortamda toplumsal ahlaka ya da erdemli davranışa yer yoktur. İşin içine, uyuşturucu da girer, silah kaçakçılığı ve kirli para da girer.
İşte Afganistan iç savaşında, Amerika’dan Avrupa’ya, Mısır’dan Çin’e, Pakistan’dan Afganistan’a uzanan kanallarda sürdürülen silah sevkiyatında da, işin sonu uyuşturucu ve kara paraya dayandı. Bu işlerden, Pakistan istihbaratını yöneten generaller başta olmak üzere, birçok kişi zengin oldu.
* * *
Peki Türkiye’de uyuşturucudan zengin olanlar kimlerdir ve bunlardan hesap soran var mı? Biz 1997 yılından beri bu soruyu sorarız ama 2004 yılında Deniz Baykal’ın bir çıkışı dışında, hiçbir milletvekili konunun üzerine gitmemiştir.
Baykal, o dönemde şöyle demişti:
“Uyuşturucu trafiği beraberinde büyük karapara getirir, karapara etrafında kara iktidar oluşturur, meşru iktidara nüfuz eder, etkisi altına alır. Bir süre sonra sürekli uyuşturucu trafiği yaşanan toplumlarda uyuşturucu zenginleri, baronları ortaya çıkar. Türkiye’de de uyuşturucu baronlarının ortaya çıktığını görüyoruz. Bu kesinlikle göz yumulmaması gereken bir konudur. Parasal gücün, devletin ve toplumun çeşitli kademelerine yansıdığı görülmektedir. İdarenin, güvenlik güçlerinin, siyasetin, bunun etkisi altına girmesi kaçınılmaz olabilir. Etki altına girmek bazen olayları görmezlikten gelmek şeklinde kendisini gösterir.”
* * *
Kabil-New York hattındaki dünya uyuşturucu trafiği, istihbarat servislerinin kontrolü dışında hareket edemez.
Türkiye, Afganistan’dan başlayıp ABD’ye kadar uzanan uyuşturucu yolunda bir geçiş ülkesidir. Dolayısıyla ülkeyi de uyuşturucudan zengin olmuş çevreler yönlendirmektedir.
Bence, Türkiye’de çeteler araştırılacaksa, uyuşturucunun izinden gidilmelidir. Terörün parası da uyuşturucudan gelmektedir.