Cem Yılmaz’ın sahnesinden İrlanda’nın kayıp mezarlarına portatif bir mesele
Sene 2007, Cem Yılmaz sahnede.
İnançlar hakkında konuşurken mesele kast sistemi ve reenkarnasyona geliyor, patlatıyor hafızalara kazınan esprisini;
—Nolucaz ya çok fakiriz?
—Bir dahaki sefere kralsın be oğlum…
Alkış sesleri kahkahalara karışıyor. Komedyenimizin sözleri hafızalara işte böyle kazınıyor.
Bu inanç meselesi inanılmaz portatif. Öyle ki nereye koysan cuk oturuyor. Mizahını yap para kazandırıyor, seçim zamanı oy getiriyor, kilisede günah çıkartıyor…
Can çıkar da günah çıkar mı deme.
Adamlar 70 yıl boyunca canı da günahı da aynı çatı altında çıkarmış.
Neyse ki bize pek yakın değil bu kez çıkan can, taaaa İrlanda''da.
Geçenlerde İrlanda’da yaşayan gazeteci arkadaşım Çağdaş Gökbel’le sohbet ederken, konu İrlanda’nın kadın ve çocuk evleri skandalına geldi. Skandal dediğime bakmayın, 1920''lerden 1990''lara kadar, 70 yıl süren bir katliamdı Çağdaş’tan dinlediğim.
20''inci yüzyıl boyunca devletten destek alan ve evlilik dışı çocuk sahibi olan kadınları barındıran kiliseye bağlı evlerde yaşanıyor bu insanlık dramı.
Esasında 2012 yılında sorgulanmaya başlanan trajedi, bebeklerin toplu mezarlara gömüldüğü iddialarının gündemde geniş yer tutması üzerine, 2015''te özel bir komisyon oluşturularak araştırılmaya başlanıyor.
2017’ye gelindiğinde Tuam kasabasında, evlilik dışı çocuk sahibi kadınları barındıran evlerden birinin altında insan kalıntılarına ulaşılıyor.
Bu gelişmeden sonra hazırlanan rapor korkunç: 18 evde 9 bin çocuk ölüyor ancak kayıtları dahi tutulmuyor.
Raporda, kötü muameleye maruz kalan kadınların özellikle doğum deneyimlerinin "travmatik" olduğu belirtilirken, çocukların istismar edildiği yönünde bilgilere de yer veriliyor.
İhmal ve yetersiz beslenme bu ölümlerde büyük rol oynuyor. Evler, yasal olarak gayrimeşru sayılan çocukların hayatlarını kurtarmak yerine “hayatta kalma ihtimallerini önemli ölçüde azaltma” rolünü üstleniyor.
Kiliseye bağlı bu evlerde dünyaya gelen evlilik dışı çocuklar, zorla annelerinden alınıp başka ailelere satılıyor.
ABD''ye satılan çocuklardan bazıları hala İrlanda''ya dönüp ailelerini bulmaya çalışıyor…
İrlanda hükümeti geçtiğimiz yıllarda bu konuyla ilgili resmi bir özür yayınladı. Devlet ailelerden ve çocuklardan özür diledi ancak sorumlu olan kilise yetkilileri yargılanabilmiş değil.
Ne acı değil mi?
İnsanların maneviyatı ile ayakta duran kiliseye bağlı bu yerler aslında zamanının işkence evleri…
Bu arada Erzurum’daki işkence evi vardı ya… Hani Diyanet’e bağlı şu kuran kursu… Çok sayıda çocuğun aylar boyunca işkenceye maruz bırakıldığı; 8 çocuğun da cinsel istismara uğratıldığı… İşte ona yayın yasağı geldi.
İrlanda’da çocuklar ailelerini, Erzurum’da aileler çocukları için adaleti arıyor.
Bilin istedim.