Çatının adı: Kuruluş Felsefesi
Son 30 yılın en önemli siyasi isimlerinden biri olan, Turgut Özal, Yıldırım Akbulut, Mesut Yılmaz ve Tayyip Erdoğan hükümetlerinin değişmez bakanı Cemil Çiçek, “Mecliste temsil edilen ve edilmeyen tüm partilerimiz yeni bir anayasa konusunda milletimize taahhütte bulundu. Meclise girmiş olan partilerimizin bunu öncelikli konu olarak ele alması gerekmektedir” dedi.
Peki şu ana kadar dayatılan veya AKP ve CHP tarafından tasarlanan Anayasa değişikliklerinde ne isteniyor?
“Türk Milleti” adının Anayasa’dan çıkarılması, yerine “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı” ifadesinin yerleştirilmesi, yerel yönetimlerin özerkleştirilmesi, 81 ilde 81 devlet kurulması isteniyor!
Seçimi kazanan BDP’lilerden biri de “Ankara’ya devlete ortak olmak için gidiyoruz” diyor..
Tablo bu kadar açık!
***
Peki MHP ne diyor bu tabloya?
MHP Genel Başkan Yardımcısı Münir Kutluata’nın açıklamaları gazetelere, “MHP, yeni Anayasa için kapıyı kapatmadı” başlıklarıyla yansıdı
Bir gazetecinin “Yeni anayasaya destek verecek misiniz?” sorusuna Kutluata şu cevabı verdi: “Türk milletinin varlığına saygılı, bunu reddetmeyen bir anayasa yaparlarsa o zaman duruma bakarız.”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise “AKP’nin etnik kimliklere kucak açarak hazırlamayı planladığı yeni anayasaya şu haliyle milli direnci gösterecek tek siyasi parti bellidir ve o da MHP’den başkası değildir. Bundan dolayı 12 Haziran seçimlerinden önceki bir buçuk aylık zaman zarfında partimiz âdeta ateş altına alınmıştır. Baraj altında kalması, itibarını kaybetmesi ve yıkılması için iğrenç ve aşağılık her oyun gösterime sokulmuştur” açıklamasını yaptı.
***
MHP Türkiye’yi Türk devleti olmaktan çıkaracak sürece dirense bile AKP, CHP ve BDP’nin oylarıyla Anayasa değiştirilebilir. Bu durumda MHP’nin tek başına tavır alması yetmez.. MHP, CHP ve AKP içindeki sağduyu sahibi milletvekilleri “Cumhuriyetin kuruluş felsefesi çatısı” altında toplanabilir..
CHP tabanı buna müsaittir, AKP’de aynı oranda olmasa da Türkiye’nin Türk devleti olmaktan çıkarılmasına direnecek milletvekilleri hâlâ vardır.
***
Bu noktada fikir verir diye bir okur mektubunu paylaşmak istiyorum:
“Son seçimlerde AK Parti’ye oy vermiş birisi olmama rağmen sürekli AK Parti propagandası yapanları okumadığım, sizler gibi iktidar kim olursa olsun dik duranları daha çok okuduğum için size bazı fikirlerimi yazmaya karar verdim.
Emin olun, çevremdeki AK Parti’ye oy verenlerin çoğunluğu da sizinle aynı düşüncede olmasa da sizin ne dediğinizi daha çok merak ediyor.
Ben ülkemizde değişimi istiyorum, vesayetler kalksın istiyorum ama bir vesayet kalkarken yenisinin inşa edilmesini kabul edemiyorum.
Hüseyin Gülerce, Başbakan’a yüzde 50’nin sadece kendi başarısı olmadığını, ustalığını Bakanlar Kurulu’nu belirlerken ve YAŞ atamalarında göstermesini istiyor. Halkın oyu ile seçilmiş bir insana, ‘atayacağın bakan ve komutanlara göre desteğin devam eder’ tarzı tatlı-sert, tehditkâr bir ifadeyi asla kabul edemem. Bir cemaatin ülkenin bakanı, generali için dışarıdan müdahil olması, vesayet günlerini geri getirir. Siyaset dışı güçlerin siyaset ve ülkeyi dizayn etmesine kadar gidebilir. Merak ediyorum, Gülerce’nin istediği bakan veya komutan kim? Tasfiye edilmesini istediği kim? Katı laik generallerden kurtuluyoruz derken cemaate derinden bağlı Emniyet teşkilâtı gibi bir yapılanma mı isteniyor TSK’da da?
Kalpten selamlarımla.”
Musa Polat