''Camiler kışlamız'' deniliyordu; kiliseleştiriliyor!

Sosyal medyada bir görüntü paylaşıldı, kaynağı belli değildi ama bir caminin içinde mihrabın hemen önünde, damat ve gelin birbirine nikâh pastası ikram ederken çekilmişti. Görüntü, "yine bir sosyal deney mi yapıyorlar?" sorularına yol açtı ama deney değil gerçek olduğu anlaşıldı.

Derken, Çamlıca Camii külliyesi içinde yer alan konferans salonunda, iktidar kanadından bir kişinin çocuğunun nikâh töreni yapılacağı ile ilgili haber geldi.

Araştırdım, haber doğru...

***

Dini konularda hüküm vermek bana düşmez ama İslam tarihinde camilerin düğün salonu olarak kullanılmasına dair bir uygulamaya hiçbir kaynakta rastlamadım.

"Çamlıca Camii''nde nikâh" uygulaması örnek olarak alınırsa, yakında bütün cami külliyeleri düğün salonu olarak kullanılır! Yani bu uygulama yol olur, moda olur. İbadethanede nikâh kıymak, bir Hıristiyan geleneğidir. Kilisede sadece nikâh kıyılır, eğlence başka yerlerde yapılır. Yanlış anlaşılmasın, buna da saygı göstermek gerekir. Yalnız, Türkiye''deki Hıristiyanlar da kilise nikâhından önce resmi nikâh yapar. Kiliseye evlilik cüzdanı beyan etmeyenlere dini nikâh yapılmaz.

Bazı imamlar ise resmi nikâhtan sonra dini nikâh için çiftleri camiye davet etmeye başlamıştır. Zaten, yapılan yasal değişiklikle imamlar da resmi nikâh kıyabiliyor.

***

"Türkiye''nin bunca sorunu varken, bir caminin konferans salonunda nikâh töreni düzenlenmesinden bahsetmenin anlamı nedir?" diye sorulabilir... Oysa bu nikâh, Türkiye''nin nereye doğru evrildiğine dair önemli bir göstergedir. İslâm uygulamalarının Hıristiyan geleneğine benzetilmesi de ayrı bir sorundur. Camiler kışlamız denilirken kiliseye benzetiliyor...

Bilindiği gibi AKP, MHP ve BBP''nin Anayasa değişikliği önerisine göre göre Anayasa''nın 24. maddesine, özetle "Hiçbir kadın, dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı kamu hizmetlerinde bulunma veya bu hizmetlerden yararlanmada herhangi bir ayrımcılığa tabii tutulamaz." ana fikirli iki fıkra ekleniyor. Böylece, kamu personeli kadınlar için de her türlü kıyafet serbest bırakılıyor. Kara çarşaf ve burka dahil...

Esas olarak dini bir konu, Anayasa''da düzenleniyor!

***

Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi''nin konuyla ilgili açıklamasında özetle şöyle deniliyor:

"Teklif, Anayasa''nın değiştirilmesi teklif dahi edilemez 2. maddesine aykırıdır. Teklif; devlet görevlilerinin kıyafetlerini dini esaslara göre düzenlediği için de; ''Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandıramaz.'' hükmünü koyan Anayasanın 24. maddesine de aykırıdır. Teklifle kamu görevlilerinin din, mezhep, tarikat ve cemaat aidiyetlerine göre ''tercih edilen kıyafet''lerle görev yapmalarının serbest bırakılması, devletin vatandaşlar karşısında tarafsız ve adil olma ilkesini tartışılır hale getirecek, ulusal birlik ve beraberliğimizi zedeleyecek, ayrışmaları artıracak, kaosa sebep olacak, iç barışımıza zarar verecektir.

Bu da ''Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.'' diyen Anayasanın 14. maddesi ile 3 Aralık 1934 tarih ve 2596 sayılı Devrim Yasasına açıkça aykırıdır.

Milletimiz ekonomik, siyasal ve sosyal krizlerle, yolsuzluklar ve yoksullukla boğuşur, yasaklar ve antidemokratik baskılarla bunalır ve yaşamsal bir seçime giderken laiklik başta olmak üzere, Cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerine, Anayasamızın ruhuna, Başlangıç Bölümü''ne ve yukarıda belirttiğimiz maddelerine aykırı olan bu teklif çok tehlikelidir, çok yersizdir, çok gereksizdir. Getirenler de, destekleyecek olanlar da tarih önünde sorumlu olacaklardır."

Yazarın Diğer Yazıları