Büyük devlet 'öngören devlet'tir
Coğrafyamızda yaşanan savaşlar, iç karışıklıklar, mezhep gerginlikler ve fakirlik gibi gerekçeler büyük nüfus hareketliliğine yol açarken, Türkiye bundan en fazla etkilenen ülkelerin başında geliyor... Görünen o ki, devleti yönetenler 50 yıllık 100 yıllık planlar yapamazsa olumsuz gelişmelerden çok daha fazla etkileneceğiz...
İngiltere 2040 yılından itibaren dizel ve benzinli araçların satışını yasaklıyor... Bu konuda hazırlık çalışmaları yapılması için fona ayrılan para 3.9 milyar dolar...
Petrol zengini Norveç'te partiler petrol ürünleriyle çalışan otomobillerin 2025'ten sonra satışının yasaklanması konusunda görüş birliğine vardılar... Bu yasağın gemi, feribot, uçak ve TIR'larda 2030'dan itibaren başlaması öngörülüyor...
Alman hükûmeti ise 2030 yılını seçti ve bu tarihten itibaren benzinle çalışan otomobil imalatına izin verilmeyeceğini açıkladı...
İsveç de benzer hazırlıklar içinde ve muhtemelen hibrit, elektrikli, hidrojen veya biyogazla çalışan motor üzerine çalışmalar bütün Avrupa'ya yayılacak... Devlet teşvikleri başladı bile...
***
Bu çalışmaların bir kısım gerekçesini 'emisyonu sıfıra indirme ve hava kirliliğiyle mücadele' oluştursa da en önemli gerekçe petrolün giderek tükeniyor oluşu... Ufuk sahibi Batılılar bunu anlamak için borulardan gelecek 'tısss' sesini beklemiyorlar ve önceden tedbirlerini alıyorlar...
Dünyada kalan petrol rezervinin 330 trilyon varil olduğu hesaplanıyor... Mevcut tüketim oranı ve artış hızı hesaplandığında petrolün bu yüzyılın yarısına varmadan tükeneceği anlaşılıyor...
***
Petrol zengini Arapların bu nimetin tükenebileceğini hesaplamadıkları ve 'kalıcı bir refah'a dönüştürmedikleri bir gerçek... İsrail gibi topraklarını uygun tarıma açacak, yeni bilimsel teknikleri fonlayacak, teknoloji ve sanayiyi geliştirmeye yönelik pek bir şey yapmadılar... Yüksek bina dikmekten ve yeni sürüm bilgisayar ile telefon almaktan başka!..
Petrolün getirdiği zahmetsiz parayı, iktidarlarında rahat etmek için güçlü Batılı dostlarıyla paylaşmayı 'stratejik' saydılar... Şatafata düşkünlükleriyle ve ABD'de borsa, banker, mortgage gibi krizlerde batan 'pek de takmadıkları' paralarıyla gündeme geldiler... Yemen gibi burunlarının dibindeki bir ülkede açlıktan kıvranan soydaşları için bile sosyal sorumluluk projeleri geliştirmediler...
Oysa hatıra toplara milyon dolarlar verdiler... Avrupalı futbol takımlarına bastıkları paralar Rus oligarkların çok çok üzerinde... Etihad'ın Arsenal'e akıttığı paranın haddi hesabı yok... O gururlu İngilizler stadın isminin Emirates olmasını bile kolayca kabullendiler... Sonuçta para akıyordu...
Brezilya'da düzenlenen dünya kupasının maliyeti 14 milyar dolarken, 2022'de Katar'da düzenlenecek olanın maliyeti 120 milyar doların üzerinde... Real Madrid'in oynadığı stadın adı Abu Dhabi Bernabau oluyor... Forma reklamı almamasıyla ünlü Barcelona, Katar Hava Yolları'nın yüksek bedelini görünce kuralını bozuyor... Bizdeki Digitürk'ün de sahibi olan Al Khealifi, PSG'in bütçesini 1 milyar dolara çıkarıyor, Manchester City'nin sahibi Şeyh Mansur Türkiye'de yatının uzunluğuyla biliniyor... Petrol kaynaklı Arap sermayesi Avrupa'da futbola milyarlarca dolar akıtıyor...
***
Oysa zengin Avrupa, petrolün tükeneceğini umursamayan şımarık Arap zenginlerin aksine 2030'lara, 2040'lara göre hesap yapıyor, geleceğini kurguluyor...
Şüphe yok ki, petrolün tükenmesiyle birlikte bu coğrafyada var olan sıkıntılarda farklılık ortaya çıkacak... Bölgenin stratejik önemi kısmen 'doğal gaz'la sınırlı kalacağı için savaşlar azalsa da fakirlik daha da yaygınlaşacağı için büyük nüfus hareketlilikleri görülebilecek... Türkiye yine bu nüfus hareketlerinin en önemli duraklarından birisi olacak...
Büyük devlet 'öngören devlet'tir... Petrol bitiyor ve bunun doğuracağı komplikasyonlar var, bizi de fazlasıyla etkileyecek olan... Her ne kadar 50 dakika ötesini göremeyip başımızı belâlara sokanlara 50 yıl sonrayı görmek mecburiyetinde olduklarını hatırlatmak pek gerçekçi durmasa da başka çaremiz yok!..
O günleri göremeyecek olsak bile, bu vatanı 'Türk' kılıp emanet edenler ve neslimiz adına...
***
Not: Salı günü yayımlanan yazımın son paragrafında "Öldürülenlerden birisi Cebenoyan'ın ablası" ifadesi hata sonucu "Öldürenlerden birisi Cebenoyan'ın ablası" şeklinde yer almıştır... Düzeltir, özür dilerim...