"Büyük başkentlerde önemli görüşmeler!"

ABD Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan, Suriye'nin kuzeydoğusunda karmaşık bir durumun söz konusu olduğunu belirterek, "Avrupa'nın büyük başkentlerinde Suriye'nin kuzeydoğusuna destek konusunda önemli görüşmeler yapılıyor." dedi.

Avrupa başkentlerinde sadece Suriye'nin kuzeydoğusu için mi çalışmalar yapılıyor? Türkiye'nin güneydoğusu da bu kapsamda değil mi?

Oslo'da yapılan son "akiller toplantısı", Avrupa Birliği Türk Delegasyonu tarafından hazırlanmamış mıydı?

Projenin adı "Kritik bir zamanda Türkiye'de kapsayıcı diyaloğu desteklemek!" olarak tespit edilmemiş miydi?

AKP iktidarının seçtiği akillerin, Oslo'da bir toplantıya katılması, Ankara'nın da bu işin içinde olduğunu göstermiyor mu?

***

Foreign Affairs'de, "Kuzeydoğu Suriye için Mücadele; Birleşik Devletler çekilirse ne olacak?" başlıklı bir incelemesi yayınlanan Aaron Stein ise "Bu karmaşık ekosistem içinde en etkili aktörler Türkiye ve Rusya'dır. Her iki ülke de Suriye'nin kuzeydoğusunu ele geçirmek istiyor. Rusya, Türk askerî müdahalesini Şam rejimini güçlendirmek için kullanmaya çalışıyor." diye yazdı. Aynı yazar, daha önce de "ABD'nin amacı, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusunu istikrarsızlaştırmasını önlemek" demişti. Yani, TSK'nın Fırat'ın doğusuna girmesini önlemek...

***

Bütün bölgeyi istikrarsızlaştıran ABD, bu hedefine ulaştı ama mesela Irak'ta kimin kazandığını artık kendileri de itiraf ediyor.

ABD Kara Kuvvetleri'nin hazırladığı 1300 sayfalık raporda, "İran ve Suriye, Sünni ve Şii militanlara alan ve destek sağlarken, ABD bunu durdurmak için hiçbir zaman kapsamlı bir strateji geliştirmedi. Irak'ta tek kazanan İran oldu." denildi.

Suriye iç savaşı sona erdiğinde, kim kazanmış olacak?

Rusya, Suriye'nin kuzeydoğusu için bir taraftan ABD ile görüşmeler yaparak, bu bölge için "sınırlı özerklik" çerçevesinde anlaşmaya varırken, Türkiye'yi de Adana Mutabakatı'nı uygulamaya davet etti.

Adana Mutabakatı, Türkiye'ye El Bab ve Afrin'deki gibi askerî müdahalede bulunulan bölgeyi yönetmek için yetki vermiyor. Rusya, bu hatırlatma ile Türkiye'ye, "Terörle mücadele için operasyon yapabilirsin ama bu mutabakat sana, Suriye topraklarını işgal etme hakkı vermiyor" demiş de oluyor aslında!

ABD için fikir üretenler, mesela CFR için yazan Jonathan Masters, Putin'in, "ABD bize hep yalan söyledi. Bunu yaparken NATO'yu doğuya doğru genişlettiler ve sınırlarımızın hemen ötesine askerî üsler kurdular. Bu durum, on sekizinci, on dokuzuncu ve yirminci yüzyıldaki meşhur Rusya'yı çevreleme politikasının bugün de devam ettiğini gösteriyor" şeklindeki eski çıkışlarına yer veriyor ama bu açıklamaların şimdi öne çıkarılması, Suriye'nin kuzeydoğusu üzerindeki ABD-Rusya anlaşmasını örtmeye ve gizlemeye yarıyor! Türkiye'nin her zamankinden daha uyanık olması ve tuzaklara düşmemesi gerekiyor.

***

Irak ve Suriye'de olup bitenler, İran'a kazandırıyor ama Türkiye'nin güvenliğini hatta "beka"sını tehlikeye atıyorsa, iç siyasetin de buna göre düzenlenmesi şart.

Yerel seçimlerde özellikle CHP'deki aday tespitleri gösteriyor ki asıl hedef, parti içindeki iktidarı korumaktır. Adalar, Kadıköy, Kartal gibi sorunsuz ilçeler ve Kırklareli'de, yeniden kazanacağı kuvvetle muhtemel olan mevcut başkanların yerine, ilgisiz kişilerin aday olarak atanmasının sebebi bellidir. Bu başkanlar, CHP'nin olağanüstü kurultaya çağrılmasını istedikleri için cezalandırılıyor. CHP gibi bir partinin, İstanbul'da belediye başkan adaylarını atama yoluyla ve keyfi kararlarla belirlemesi, güven veren üslubuyla büyük mesafe alan büyükşehir adayını da zor durumda bırakmıştır.

Genel seçimlerdeki aday tespitlerinde de keyfi kararlar geçerliydi. Böyle bir anlayışın uluslararası konularda sağlıklı bir çizgi takip etmesi mümkün müdür? Türkiye, büyük denizleri geçmeye çalışırken, Kurbağalıdere'de boğuluyor!

Yazarın Diğer Yazıları