Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Bütünsel siyaset birlikte yönetim!

İktidarın muhalefeti yok sayması, muhalefetin ise iktidarı bütün kötülüklerin anası olarak ilan etmesi hem doğru hem de inandırıcı değildir. İktidarda kalmak için her şeyin "mübah" görülmesi de iktidara gelmek için olmayacak dualara "amin" denilmesi de yanlıştır. ''İktidar yaparsa yanlış ama biz iktidara geldiğimizde yaparsak bir sebebi vardır'' anlayışı arızalıdır. Muhalefetteyken kendi mensuplarına karşı bile adil olamayanların iktidara geldiğinde karşıt siyasi parti üyeleri için adil olmalarını beklemek de eşyanın tabiatına aykırıdır.

Yalnız yukarıda yazılanlar bağlamında düşünülse bile Türkiye''deki siyasetin ne denli yüzeysel olduğu görülür. Aslında bunlar da bir kenara siyasetin üslubu bile her şeyi anlatır niteliktedir. Hani üslubu beyan var ya…

Birbirinin elini sıkmayan, birbirine tepeden bakan, birbirini en aşağılık kelimelerle tarif eden bir siyaset, hastadır.

Türkiye siyasetinin en önemli sorunlarından birisi de aynı olguyu, bireyi ya da uygulamayı dün yanlış, hatalı, kötü olarak görüp ve gösterenlerin bugün doğru, haklı ve olumlu göstermeleridir. Bu durum siyasette tutarlılık ve devamlılığın bütünüyle ortadan kalktığını gösterir. Günümüzün siyasileri Demirel''in o ünlü "dün dündür, bugün bugündür" cümlesini bağlamından kopararak ihtiyaçlarına göre kullanmaktadır.

Güncel siyasette bir başka handikap da eylem/söylem, kuram/uygulama uyumunun bulunmamasıdır. Türkiye''de siyasilerin ağzından çıkanla elinden çıkan arasındaki fark çok büyüktür. Bu konuda iktidar muhalefet fark etmiyor, söylemde hak, hukuk, adalet diyenlerin uygulamada rakipleri için "yaşasın cehennem" diyecek kadar zalim davranmalarından bunu anlamak mümkündür. Şiir okuduğu için hapse girenlerin iktidarında, hakaret etti diye birilerinin on bir yıl hapsi istenebiliyor!

Türkiye''de siyasetin aktörleri eleştirdikleri, reddettikleri ve yanlış buldukları tavır ve davranışları bizzat kendileri yapmakta herhangi bir sakınca görmemektedir. Şöyle ki üyelerine bize "gurur, kibir asla yakışmaz. Biz tevazu ehli olmaya mecburuz." diyen iktidar muhalif liderleri küçümsemekte, hakaret etmekte ve aşağılamaktadır. Bir yanda böbürlenme ve kibirli olmanın şaheser örneğini vermekte diğer yanda kibir bize yakışmaz demektedirler. Buna çelişkilerin siyaseti denir!

Siyaset toplumu bütün olarak manalarda birleştirmek, hedeflerde ortaklaştırarak sorunlarla mücadele etmek için yapılır. Ayrışarak ötekileşerek kamplaştırarak siyaset değil kavga yapılır. Değerleri ayrıştırıp paylaşarak, tarihi bölerek, inanç üzerinde tekel kurarak biz ve onlar siyaseti analiz siyasetidir. Türkiye''nin analiz değil sentez siyasetine ihtiyacı var.

Cumhuriyeti kuranlar birleştiren, bütünleştiren bir anlayışla milleti ortak hedeflere yöneltmişlerdir. "Tefrika girerse bir millete" diyerek ayrışmanın tehlikelerine dikkat çekmiş, yüreklerin toplu vurmasını var olmanın şartı olarak değerlendirmişlerdir. "Türk Milletinden, İslam Ümmetinden, Garp Medeniyetindenim" diyerek her üç olguyu da aynı konsept içinde değerlendirebilmişlerdir. Devlet kuran iradenin başarısının sırrı buradadır. Onların uyguladıkları sentez siyasetiydi.

Cumhuriyet ilan edileli 99 yıl oluyor. Hâlâ Türkiye''deki siyaset kendini "ya o ya bu" niteliğinden kurtaramıyor. Ülkedeki siyaset Cumhuriyeti Osmanlı''yla, Osmanlıyı Selçukluyla, Selçukluyu Göktürk''le birlikte düşünemiyor. Tarihi devlet temelinde, Vatanı bölge temelinde dini mezhep temelinde bölüyor. Topluma farklı yanlarıyla bir ve bütün olarak hitap etmek akıllarına gelmiyor. Türk Milletini etnisitelerle, İslam dinini mezheplerle, mezhepleri cemaat ve tarikatlarla tanımlıyorlar. "Hem onu hem de diğerini" içine alan birleştirici ve bütünleştirici bir siyaset siyasilerin aklına hiç gelmiyor. Herkesten oy isteyenler her kesimi değil bir kesimi temsil ettiklerini söylüyorlar. Sonra da dönüp bütün milletten oy istemiş oluyorlar.

Türkiye''nin bütünsel siyaset ve yönetime olan ihtiyacı ekmeğe olan ihtiyacından daha fazladır!

Yazarın Diğer Yazıları