Ali Koç sık sık söylüyor bunu:

"Dünyanın en büyük spor kulübü Fenerbahçe."

Söylediğinde dudak bükenler oluyor ama. Görüyorsunuz işte Paris Olimpiyat Oyunları bu gerçeği bir kez daha gözler önüne koyuyor.

Basketbol ve voleybolla birlikte hemen her branşta zirveye oynuyor. Şampiyonluklar kazanıyor, sporcuları madalyalar alıyor.

Olimpiyata da tam 27 sporcu gönderdi. Bir rekor bu. Yanına yaklaşan başka bir kulüp bulunmuyor. Olimpiyata gönderdiği sporcular da başarıdan başarıya koşuyor.

Bugün Türkiye'yi yüzme branşındaki yarışlar ekrana kilitledi.

Üç tarafımız denizlerle çevrili olmasına rağmen pek de başarılı olamadığımız yüzmede 16 yaşındaki bir Türk genci vardı Paris'te olimpiyat havuzunda: Kuzey Tunçelli.

1500 metre serbest stilde yarışırken gözlerimize inanamadık. Çünkü yarışların metrelerinde Kuzey bitiş noktasına ilerlerken diğer ülkelerin yüzücüleri onun tersine gidiyordu daha.

Serisini açık ara önde tamamladı.

Genel sıralamada 5. oldu ve finale kaldı.

Ve biliyor musunuz; ilk kez bir Türk sporcu olimpiyat tarihinde finalde yüzmeye hak kazandı.

Bir günde olmuyor bu. Yıllar süren planlı, programlı çalışmaların sonucu.

Kuzey Tunçelli de bir Fenerbahçeli sporcu.

Onun için diyorum ki; bu zafer Ali Koç'un. Bu onur Fenerbahçe'nin.

Sadece Kuzey değil, pek çok Fenerbahçeli futbolcu olimpiyatta madalya yarışı yapıyor.

Ali Koç'un son Yüksek Divan Kurulu toplantısında dediği gibi Aziz Yıldırım'ın da payı büyük elbette.

Yazıyı yine Ali Koç'un şu sözüyle bitireyim:

"Atatürk'ün hangi takımı tuttuğu önemli değil. Önemli olan hangi takımın Atatürk'ün yolunda yürüdüğüdür."

Atatürk'ün yolundan yürümek de böyle olur işte.