Bu yalanlar neyin ispatı?
Ankara'da milliyetçi oylar ile seçim sonuçları arasındaki ilişkiyi incelediğim bir yazıya şöyle giriş yapmıştım:
"2009'da Murat Karayalçın'ın adaylığında CHP'nin Ankara yerel seçim oyu: Yüzde 31.5...
2014'te Mansur Yavaş adaylığında CHP'nin Ankara yerel seçim oyu: Yüzde 43.8...
***
2004'te Hamit Homriş adaylığında MHP'nin Ankara yerel seçim oyu: Yüzde 4.5...
2009'da Mansur Yavaş adaylığında MHP'nin Ankara yerel seçim oyu: Yüzde 26.9...
2014'te Mevlüt Karakaya adaylığında MHP'nin Ankara yerel seçim oyu: Yüzde 7.8..
Sonuçlar yoruma gerek bırakmayacak kadar net aslında... Milliyetçi oylar sonuca açık ara etki ediyor ve bundan sonra da etmeye devam edecek..."
***
Bütün anketlerde geride olan Mehmet Özhaseki, son bir hamleyle milliyetçilerin oyunu çekebilmek ve dengeyi sağlayabilmek için yeni bir tarza girişti...
Alparslan Türkeş'in mezarını kameralar eşliğinde ziyaret etti... Eskiden milliyetçi hareket içinde olduğuna dair bir şeyler söylemeye çalıştı... Bugün için hâlâ 'ülkücüyüm' diyememesine rağmen, şimdi müttefik olduğu bazı isimler onun bir vakitler ülkücü olduğunu ispatlamaya gayret etti...
Bu siyaset türü, kendi tercihi midir, yoksa kampanyayı yürütenlerin mi bilmiyoruz... Ama sıkı bir milliyetçi görüntünün sahaya sürülmeye çalışıldığı, milliyetçi seçmenin aklının bu yöntemle çelinebileceğinin düşünüldüğü açık gerçek...
Galiba sahadan rakamlar kötü geldikçe vites büyütülüyor... Büyükşehir belediye başkanlığındaki rakibi Mansur Yavaş'ın ve ittifakın Kandil'den talimat aldığını ve belediyeyi kazandıktan sonra Kandil'in talimatlarıyla yöneteceğini bile iddia edebiliyor...
Çok yakın geçmişte Pensilvanya'ya da Kandil'e de kimlerin ve hangi iradenin turlar düzenlediği sanki unutulmuş gibi davranıyor... Pensilvanya konusunda kendisinden dört başı mamur bir külliyat çıkar ama çözüm sürecini de unutmamak lâzım...
2015'in Mart ayında, Beyaz Tv'de 'Erkan Tan ile Tartışalım' programında çözüm süreci ve iç güvenlik paketi için bakın neler söylüyordu Mehmet Özhaseki:
"Bir iki senedir şehit gelmiyor buna sevinmeyelim mi? Artık eski düşmanlık tohumları yavaş yavaş gidiyor ve dostluk tohumları ekiliyor buna sevinmeyelim mi?"
"Dipçik zoru, polis jopu ile ne iktidar olunur, ne de iktidarda kalınır; ancak hizmet yaparak iktidar olunur. Ak Parti iktidarı da bunun en somut göstergesidir... Polis tedbirlerini çoğaltarak, askerî tedbirleri çoğaltarak milletin başında dipçikle durarak iktidarı sağlamlaştıramazsınız. AK Parti, iktidarın formülünün milletin derdine derman olmak olduğunu biliyor. Eskilerle kıyaslandığı zaman ülkemizde çok güzel işler yapılıyor. Bu yüzden de AK Parti'nin iktidarda, polisin veya askerin desteğine ihtiyacı yok..."
"Türkiye'de müthiş bir demokratikleşme başladı. Artık inkâr ve ret politikaları bitti. Eskiden beri zulme uğramış ne kadar insan varsa artık hakları veriliyor bu ülkede..."
***
Sanki bunları başkası yapmış veya söylemiş gibi şimdi milliyetçilerin ipine sarılmak komik değil mi? Topu topu 4 yıl öncesiyle ilgili hafıza kayıpmış gibi davranıp, 40 yıl öncesinden referans çıkarmaya çalışmak ondan da komik değil mi?
Uyduruk listeler dolanıyor... Buna göre Mansur Yavaş'ın belediyeyi kazandıktan sonra işten çıkaracağı 20 bin kişinin yerine işe alacağı sözde aşırı solcu isimlerin listesi!..
Duvarlara yazılar yazılıyor 'Yavaş yavaş devrim' gibisinden... Televizyonlarda pişkin pişkin Kandil palavraları sıkılıyor!..
Milliyetçiler 'hafızasız' insanlar ya, yaşadıklarını unutup bir anda bu tezgâha düşecekler!..
Bütün bunlar hangi çaresizliğin, hangi kuralsızlığın, hangi paniğin sonucu olabilir, anlamakta zorlanmamak lâzım...
***
Kim bilir daha nelere şahit olacağız? Artık Kürşad'ın narasıyla Tanrı Dağı'ndan inenleri mi görürüz? Yoksa namlı milliyetçilerin mezarlarını diliyle yalayanları mı? Olmayan mazisine ülkücü şahit bulmak için serbest piyasa şartlarını zorlayanları mı?
Seçim turuna çıkmış Metiner'i Fırat Çakıroğlu'nun mezarının başında gördükten sonra her şey mümkündür!..