Bu toprakların özüne ihanet nedir?
Dünyada hangi ülkede Türkiye’deki kadar kavram kargaşası vardır acaba? Son örneğini ulus-millet veya ulusalcılık-milliyetçilik kavramlarıyla ilgili tartışmalarda yaşıyoruz. Mesela Türkiye’de ne kadar siyasi görüş varsa, o sayıda da ulusalcılık-milliyetçilik tanımlaması var. Ana hatlarıyla bakarsak, parlamentodaki dört partinin, ayrıca bu partiler içindeki farklı eğilimlerin her birine göre bu kavramların anlamı farklıdır. Oysa herhangi bir tartışmada, tarafların sağlıklı bir sonuca ulaşabilmesi için öncelikle kavram sorununu çözmesi gerekir. Bunu yapmadan, siyasi veya sosyal sorunlara çözüm iddiasında bulunamazsınız.
Bir şeyler biliyorsunuz diye kimseyi sizin tanımlamalarınızla düşünmeye zorlayamayacağınız gibi bunu yapmazlarsa, “benim kavramlarım bilimseldir” diyerek onları cahil ilan etmeye de kalkışamazsınız. Yoksa sizi cahil ilan ederler. Gerçi, “Cahil ile etme sohbet, her sözü bir baş incitir” denilmiştir ama Türkiye’de artık cehalet örgütlüdür.. Yani bu kısır tartışmalarda kazanan, cehalet olur..
***
Birgül Ayman Güler, “Türk ulusuyla Kürt milliyetini bana eşit gördüremezsiniz” sözlerinin yanlış anlaşılmasının kendisinden değil, yerleşen yanlış değerlerden kaynaklandığını söylüyor, “Benim ırk gibi bir perspektifim yok. Kafasında ırk perspektifi olanların yanlış anlaması bu” diyor.
İyi de size göre değerler yanlış yerleşmişse, siyaset iddiasında bir insan olarak bunu dikkate almak zorunda değil misiniz?
Güler biraz daha açıyor ve “Türk ulusu, Kürt milliyeti, çok bilinçli kullanıyorum, bunlar bilimsel şeyler. İnsan topluluklarının üç formu olduğu kabul edilir. Klan-kabile toplumu, milliyet toplumları, ulus toplumları. Bu aynı zamanda gelişme süreci. Klan kabile, kan bağına dayanır. Milliyetler biraz daha onun üzerine, kan bağı olmasa da birbirine yakın kesimlerin, iktisadi işbirliği yaptığı daha büyük toplumlar. Bir de uluslar vardır, kapitalizmle beraber doğan. O da kan ve inanç bağlarını aşıp, iktisadi zemin üzerinde insanları bir araya getiren. Tarihsel formlar bunlar. Bizim ülkemizin toplumu açısından, ulus formu Türk ulusu biçiminde oluşmuş durumda” diye açıklamalar yapıyor.
Bu tanımlamanın bilimselliği nereden geliyor? Ömür boyu bu konularla ilgilendim ama bir milliyeti ulus kavramı ile onun içindeki bir etnik grubu da milliyet kavramı ile karşılayan bir bilim adamına hiç rastlamadım!
Hatta meselenin en yetkin uzmanı olan merhum İsmail Hami Danişmend’e göre “Irk birliği, dil birliği, kültür birliği, vatan birliği, din birliği ve muazzam bir tarih birliğiyle birbirine bağlanmış olan Türkiye Türklüğü, siyasi ve suni bir millet değil, doğal bir oluşum niteliğine sahip kuvvetli bir milliyettir. Bu kuvvetli bağları inkâr ederek, Türklüğü yalnız bir tek milliyet esasına dayanıyor saymakla onu suni ve siyasi bir oluşum gibi göstermiş ve zayıflatmış olacağımızı unutmamalıyız.”
Zaten Anayasa’nın başlangıç ilkeleri ve ilk maddeleri de bu fikir ışığında hazırlandığı için ABD, Avrupa, AKP ve BDP/PKK dayatması ile değiştirilmek istenmektedir.
***
Gerçi Mümtaz’er Türköne, millet, ümmet ve ulus kavramlarını açıklamak için Osmanlı dönemi sözlüğünden tanım getiriyor ama bunlar bugün geçerli değil..
Bugün millet kelimesi, halkın algısı açısından daha kapsayıcı bir anlam taşıyor; ulus, bu büyüklüğü yansıtmıyor, milliyet ise pek kullanılmıyor.
Bu bakımdan Güler, “Etnik gruplardan birini, Türk Milleti’nden ayırıp ikinci bir millet haline getiremezsiniz” deseydi ne Tayyip Erdoğan ne de başka birisi, kendisini ırkçılıkla veya asabiyet kavramı üzerinden şeytanla işbirliği yapmakla suçlayabilirdi. Çünkü asıl Türk Milleti diyemeyip etnik grupları dillerinden düşürmeyenlerin yaptığı, ırkçılığın ta kendisidir, “asabiyet” tam da budur..
Yoksa bu topraklarda kimse “Bir ırkın diğerine, bir milletin diğerine, bir ulusun diğerine üstünlüğünü” savunmuyor.. Türk Milleti’nin birliğini savunmak esastır.. Buna karşı, etnik aidiyetleri milliyet, millet veya ulus seviyesine çıkarmak, yani ırkı öne çıkarmak ırkçılıktır, bu topraklara karşı saygısızlıktır, bu toprakların özüne ihanettir! Çünkü bu ihanetin sonu iç savaştır!