Bu sayılar neyi anlatıyor?

Area Araştırma, Mart ayının ikinci yarısında yaptığı çalışmada, "Kendinizi en çok hangi sosyo-politik kimlikle tanımlarsınız?" sorusunu sordu... Bu defa birden çok cevap yerine tek cevap alma yöntemini seçti...

Buna göre sosyo-politik kimliklerin partilere dağılımı şöyle:

Adalet ve Kalkınma Partisi: Muhafazakâr 47,9... Atatürkçü 15,6... Milliyetçi 30,5... Sosyal demokrat 6,1...

Cumhuriyet Halk Partisi: Muhafazakâr 4,2... Atatürkçü 58,8... Milliyetçi 4,2... Sosyal demokrat 32,9...

İYİ Parti: Muhafazakâr 1,2... Atatürkçü 46,3... Milliyetçi 40,2... Sosyal demokrat 12,2...

Milliyetçi Hareket Partisi: Muhafazakâr 5,0... Atatürkçü 6,3... Milliyetçi 85,0... Sosyal demokrat 3,8...

HDP: Muhafazakâr 52,8... Atatürkçü 3,8... Milliyetçi 7,5... Sosyal demokrat 35,8...

***

Araştırmanın en dikkat çekici sonuçlarından birisi, muhafazakâr seçmen üzerindeki iktidar partisi ile 'Kürt muhafazakârlar' üzerindeki HDP blokajı...

Marksist-Leninist kökenli bir terör örgütünün en büyük muharrik güç olduğu açıkça bilinirken, muhafazakâr Kürt çoğunluğun bu kimliğe aldırış etmeden HDP tabanındaki en büyük gücü oluşturuyor olması üzerinde fazlaca durulmaya değer... 'Etnik hassasiyet'in inancın önüne nasıl geçtiğine dair tipik bir örnek...

İYİ Parti'nin muhafazakâr seçmen üzerinde daha fazla etkili olması beklenirken, bu iddiasına henüz yaklaşamadığı görülüyor... Daha çok 'MHP ve CHP'nin kızgın ve kırgınları'yla 'artık iktidar isteyenler'i bünyesinde toplayan İYİ Parti'nin, bundan sonra muhafazakâr seçmeni etkileme potansiyeli, ülkede var olan siyasî denklemin değişip değişmeyeceğine hükmedecek...

Ülkenin siyasî geleceği, İYİ Parti'nin 'milliyetçilikle iç içe geçmiş muhafazakâr seçmen' üzerinde doğuracağı etkiyle yüzde yüz ilişkili... Aksi halde muhalefet bloğunun kendi içindeki rakamlar ve dağılımlar değişecek sadece, hepsi o kadar...

***

Söz konusu araştırmayı şöyle okuduğunuzda durum daha da net ortaya çıkıyor:

Sosyo-politik kimliklerin partilere göre dağılımı:

Muhafazakâr: Adalet ve Kalkınma Partisi 74,8... Cumhuriyet Halk Partisi 3,2... İYİ Parti 0,3... Milliyetçi Hareket Partisi 1,3... HDP 17,7...

Atatürkçü: Adalet ve Kalkınma Partisi 28,4... Cumhuriyet Halk Partisi 52,0... İYİ Parti 14,0... Milliyetçi Hareket Partisi 1,8... HDP 1,5...

Milliyetçi: Adalet ve Kalkınma Partisi 56,5... Cumhuriyet Halk Partisi 3,7... İYİ Parti 12,1... Milliyetçi Hareket Partisi 25,0... HDP 2,9...

Sosyal demokrat: Adalet ve Kalkınma Partisi 18,8... Cumhuriyet Halk Partisi 49,4... İYİ Parti 6,3... Milliyetçi Hareket Partisi 1,9... HDP 23,8...

***

Aynı araştırmada, 'halkın kurumlara güveni' de sorgulanmış... Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, yargının, Yüksek Seçim Kurulu'nun, yazılı ve görsel basının düştüğü durum gerçekten düşündürücü...

Diyanet İşleri Başkanlığı'na olan güven 49,7'ye gerilemiş... Bu yüzdeler yargı söz konusu olduğunda 48,9'u, Yüksek Seçim Kurulu'yla ilgili ise 44'ü gösteriyor...

Gerçekten vahim bir durum... Ülkenin yarısından fazlası 'din' ve 'adalet' duygusuna hitap eden kurumlarla ilgili önemli ölçüde güven kaybetmiş...

Bu oranların partilere göre dağılımına baktığımızda ise güvenenlerin büyük çoğunluğunu iktidar bloğunda yer alanlar oluştururken, muhalefeti oluşturan seçmen bloğunda güven dip yapmış durumda... Kurumlar 'politize' olmanın bedelini yüksek oranda 'güven kaybı'yla ödüyor...

Medyanın durumu ise daha da feci... Yazılı medyaya güven yüzde 29,3'ü oluştururken, görsel medyada bu oran yüzde 27,3'e geriliyor...

Siyaset üstü kalması gerektiği hâlde böyle davranma yeteneğini kaybeden ve siyasete göre pozisyon alan kurumlar açık açık eriyor...

Yazarın Diğer Yazıları