Bu satırlar ne bir film sahnesi ne de hayal ürünüdür

Esaret günlerimde bütün günüm okumak ve yazmak ile geçiyor. Okumaya fırsat bulamadığım tüm kitapları hızla okumaya, özetler çıkarmaya başladım. Bugüne kadar cezaevi kütüphanesine ait kitaplar da dahil 28 kitabı bitirdim.

Bu kitaplardan bir tanesini mutlaka okumamız gerektiğini özellikle belirtmek isterim. Kitaptan bir alıntı ile size tanıtmak isterim.

"Balıkesir'deki Okullar Komutanlığı'na isimsiz ve imzasız bir ihbar mektubu gönderilir. Mektupta, Maltepe Askeri Lisesi son sınıfta okuyan öğrencilere izlettirilen 'Game of Thrones' adlı dizinin, çarpık ve sapık ilişkiler içerdiği, Türkleri de barbar ve sapık dinsel törenleri olan bir kavim olarak tanıtıldığı yazılmıştır. Ayrıca bunun gibi +18 olan bir filmi 18 yaşından küçük çocuklara askeri bir lisede izlettirildiğine inanamadığı, filmin İskender yüzbaşı, Rengin yarbay ve Ümit albay tarafından izlettirildiği…" bildirilmiş.

30 Ekim 2011 tarihinde mektup dönemin okullar komutanına ulaşır. 2 Kasım 2011 tarihinde apar topar idari tahkikat emri verilir. Askeri okullarda görev yapan ve cemaatçi olmayan öğretmen subayların tasfiyesi için başlatılan soruşturma emrini veren o dönemde tümgeneral olan Erdal Ö.'dür.

Erdal Ö., Daha idari tahkikat bile başlamadan önce Maltepe Askeri Lisesine gider. Subayları tahkikat yapılmamasına rağmen suçlu ilan eder. Subaylar hakkında (iki albay Aydınoğan Davulcu ve Ümit Kılınç, bir kadın yarbay Selma Rengin Mutlualp ve bir yüzbaşı İskender Gülbahar, bir asteğmen Erdal Ü.) dizide tek bir defa Türk kelimesi ya da Türklük ile ilgili tek bir ima bile olmamasına rağmen "Türklüğe hakaret ve müstehcenlik" ile suçlanırlar.

Bir yandan idari tahkikat, bir yandan askeri savcılık tarafından açılan soruşturma devam ederken meslek hayatları boyunca öğretmenlik yapan bu subaylar meslekleri ile hiçbir alakası olmayan yerlere atanarak okuldan uzaklaştırılırlar.

16 Aralık 2011'de arkadaşlarına veda etmek, haklarındaki iddiaları belgeleriyle anlatmak için davet gönderirler. Davete 35 değişik rütbelerde asker katılır. Dertlerini anlatırlar ve vedalaşırlar. Bir ay sonra yine Balıkesir Okullar Komutanlığı'na yeni bir ihbar mektubu daha gelir. Komutanlara hakaret edildiği ayrıca önceki davaya bakan askeri savcı Yüzbaşı Volkan Yetiştirici'nin de bu dört subayı temize çıkaracağını, bunu da subayların avukatı olan Mahir Işıkay'a söylediği iftirasında bulunurlar.

Bu sefer beş öğretmen subay hakkında, "Askerlikten soğutma isyana teşvik ve amirlere hakaret" iddiasıyla yeni bir soruşturma daha açılır.

Oysa ki tüm askeri liselerde yabancı diller bölümlerinde öğrencilerin yabancı dili daha iyi öğrenmelerini sağlamak maksadıyla filmler gösterilmesi ve izlenmesi 30 yıldan fazla bir süredir uygulanmaktadır. Bu dizi toplam 10 hafta izlenmiş. Birinci haftadan itibaren bu filmin izleneceği bölüm karar defterine yazılmış, onaylanmış, filmle ilgili öğrencilere çalışma kağıtları dağıtılmış, sınavlarda sorulmuş, hazırlanan sınavlar okul idaresinin bilgi ve onayından geçmiş, bu filmin izletilmesi aşamasında gerek okul komutanı gerekse farklı heyetler tarafından denetlemeler yapılmış hatta övgüler almıştır.

Savcı Volkan Yetiştirici, dört öğretmen subay hakkında RTÜK raporu ile dizinin +13 kategorisinde olduğu, filmi izleyen 185 öğrencinin de 16-19 yaş grubu arasındaki öğrencilerden oluştuğu iddia edilen "cinsel istismar" suçunun işlenmediği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.

Verir de başına neler gelir?

Önce dosya kapsamında gerçeğe aykırı ithamlar nedeniyle soruşturma geçirir. Toplam altı kez müfettiş incelemesi geçirir. İki adet uyarı cezası alır ve dosyadan el çektirilir. Hemen akabinde de "İzmir Askeri Casusluk" davasında kumpasa maruz kalarak fişlenir, fakat kumpas ortaya çıkınca beraat eder.

Bu filmi izleyen öğrencilere subaylar aleyhinde ifade verilmesi için baskı yapılır. Yargılama esnasında öğrenciler bu durumu ifade ederler. Her yıl dönem birincisi olan Mustafa Küçük adlı öğrencinin de aralarında olduğu son derece başarılı 21 öğrenci ya okuldan atılır ya da ayrılmak zorunda bırakılır.

Subaylardan İskender Gülbahar hariç diğerleri emekli olur. Gülbahar ise 20'ye yakın takdir ve ödülüne, bir kere bile ceza almamış olmasına rağmen disiplinsizlik nedeniyle TSK'dan uzaklaştırılır.

Bu satırlar ne bir film sahnesi ne de hayal ürünüdür. Tamamı gerçek belgeler itiraflar ve olaylar ürününün yer aldığı Aytunç Erkin'in "Dayının Casusları" adlı kitabında anlatılanlardan sadece biridir.

Mutlaka okumanızı tavsiye ederim. FETÖ'nün TSK'yı ele geçirmek için oluşturdukları "isimsiz, imzasız ihbar" mektupları ile neler yaptığını okudukça şaşıracaksınız. Devamlı dava dosyalarını okuyan, FETÖ kumpası davada yargılanan ben yeni şeyler öğrendim.

Eline sağlık Aytunç…

dfs-004-001-011-001.jpg

Yazarın Diğer Yazıları