BU OLAY HANGİ ÜLKEDE YAŞANDI?..
Büyük gazetenin sahibi anlatıyor:
“Üzerimdeki baskı çeşitli şekillerde devam ediyor. Hapis hükmü Temyiz Mahkemesi’nde.
Maliye müfettişleri 6 ay defterlerimi incelediler. Uydurma vergiler yüklemeye çalışıyorlar.
Şimdi de kâğıt vesaire için Ticaret Bakanlığı’ndan ithal lisansı alamıyorum. İki ay üst üste dışarıdan kâğıt getiremezsem gazete kapanır. Bu durumda başka çare kalmadı.
Geldim başbakandan randevu istedim. Hemen kabul etti. yanına gider gitmez şunu söyledim:
“MUHALEFETE HİÇ Mİ MEYDAN BIRAKMAYACAKSINIZ?
‘Her şey tamam. Dediğim gibi çıktı. Şef oldunuz. İki sene evvel sizi şef yapacaklar demiştim. Dediğim çıktı. Tam manasıyla şef oldunuz. Kim bilir, belki böylesi daha iyidir.
Fakat gazetelere, muhalefete hiç mi meydan bırakmayacaksınız? Şahısların haysiyet ve şerefine tecavüz yasak edildi. Bu iyi. Bakın ... sayılı kanunda bir itibar kırmak var. Bunu tayin çok zor.
Kötülüklerin açığa vurulması mümkün olmayacak. İki-üç gazetenin yazısından ne çıkar? İşte seçimleri kazandınız.
Üniversitede iki profesör konuşmuş, ne olur? Bunlarla uğraşmak ürküttüğünüz kurbağaya değmez. Sizi kardeşçe ikaz ediyorum. Daha geniş, daha müsamahalı olunuz, kazanırsınız.
Fakat ...’ya yapılan muamele yanlış. Üç çocuğu, karısı sefalet içinde. Bu adam henüz mahkum olmadan hapiste. O bir dilekçe ile tahliyesini istesin. Zat-ı devletiniz emir buyurursunuz kefaletle tahliye ediverirler. Mahkemeye işaret buyurursunuz, işi uzatırlar. Eğer ... gene rahat durmazsa, emir buyurursunuz mahkeme mahkumiyeti tasdik eder.’
BAŞBAKANIN İBRETLİK SÖZÜ!..
Bu sözleri dinleyen eski bakan, notlarına şöyle yazıyor:
“Gazete sahibinin Başbakana açıkça adalete müdahale ettiğini, edebileceğini, temyizin bile emirle karar verdiğini söylemesi karşısında Başbakan hiçbir itirazda bulunmamış. Gazete sahibi, ‘Mahsus böyle konuştum. Bakalım tepkisi ne olacak diye söyledim ve gülerek dinlemesini görünce, dondum, kaldım’ dedi.”
Eski bakan, notlarının sonunda şunları yazıyor:
“Gazete sahibi, yazar ...’dan da bahsetmiş. ‘80 yaşındaki adam hapiste ölüverir. Yapmayın. Dava sizin şikayetinizle açıldığı için vazgeçebilirsiniz’demiş.
Başbakan, ‘Hapiste ölür’ sözüne, ‘Gebersin!’ diye cevap vermiş.!
Başbakan muhalefetten şikâyet etmiş. ‘Ben azami müsamaha gösterdim, el uzattım, reddettiler’ demiş. ‘Hürriyet , Basın Kanunu konusunda onlar samimi değiller’diyerek zile basmış.”
Bakalım bu gerçekten yaşanmış olayı merak eden çıkacak mı?
Olay hangi ülkede yaşanmıştır, adı geçen hangi gazetedir ve sahibi kimdir, başbakan kimdir, anlatan ve “yazan” kimdir?..