HDP''nin, -dünyanın cezaevinden terör örgütü yönetebilen tek terörist başı olarak nasıl bir tecrite uğruyorsa artık-, "Tecrit''e son" diyerek İmralı''daki caninin mesajlarının kamuoyuna ulaştırılması talebiyle başlattığı, ve sair zamanda izinsiz kuş uçurtmayan iktidarın da yol verdiği yürüyüşlerini takiben, Salı günü yayınlanan yazımda, şöyle bir minik sinekçik atmıştım oluşturulmak istenen algının hilafına:
- İktidarın HDP''ye olan öfkesinin en büyük sebebinin, son yerel seçimlerde İmralı''daki cani Öcalan''ın yaptığı çağrıya uymamaları olduğunu artık sağır sultan bile biliyor. Buyurun size bir temel matematik problemi: HDP''liler, eğer iddia ettikleri gibi "Öcalan''ın -düne kadar dinlemedikleri- mesajlarının kamuoyuna ulaştırılması" için yürüyorlarsa, aslen kiminle omuz omuza yürümüş oluyorlardır bu durumda?
*
Bir gün sonra, Cumhuriyet''te, Barış Pehlivan kurcaladı konuyu;
"Abdullah Öcalan''la görüş yasağı kaldırılırsa ne olur? Yani, olur da HDP''nin Türkiye''nin dört bir yanında yaptığı "tecrit kaldırılsın" yürüyüşleri amacına ulaşırsa Öcalan ne der? Seçime giderken Öcalan ne diyecek de siyasi atmosfer değişecek? Nedir HDP''nin umduğu alternatif?" Diye sordu.
*
Ya, aynı 2019''da yaptığı gibi, "HDP''nin şimdiye kadarki tarafsız çizgisinde (iktidar lehine olabilecek şekilde boykota gitmesinde vesair) ısrar etmesini" isterse mesela?
HDP, bu isteği "emir" mi telakki edecekti ki, işi gücü bırakıp yeni "mektup" yolu döşemeye adamıştı bütün mesaisini?
*
Tam da "yeni bir çözüm süreci"nin şüphe olmaktan çıkıp ihtimale dönüştüğü günlerde!
*
Bir değil her açıdan zamanlama manidar;
Zira, tam da iktidar kulislerinden bildiren yazarların "Muhtemel, yeni bir çözüm sürecinin, hem Diyarbakır''a kürt oylarına giderken, MHP''den gelecek son milliyetçi oy kırıntılarından da olmamak, hem de Ak Parti''yi bir kere daha terör örgütüyle müzakere yapar duruma düşürüp, yerli ve milli söyleme zeval getirmemek üzere, Ak Parti dışarıda bırakılarak ama Ak Parti''ye yakın sivil toplum kuruluşları üzerinden yürütüleceğini" sızdırmaya başladığı günlerde, Ak Parti eski milletvekili Mehmet Metiner, "Hedef kitlesi Kürtler" olan Demokrasi ve Birlik Derneği''ni kurmasın mı!
Bir de üzerine, "PKK''nın atacağı adımlara bağlı olarak", "Türk Milleti''nin sağduyu göstereceği" yeni bir sürecin başlayabileceğini açıklamasın mı!
Buradaki "sağduyu"yu izaha gerek yok herhalde "Kan kusup, kızılcık şerbeti" desin Türk Milleti!
*
Sonra…
Tam da, MHP''nin çözüm konusunda Ak Parti''ye hiçbir engelleyici rolünün olamayacağının, bundan kaynaklanan bir endişe olmaması gerektiğinin üstüne basa basa vurgulandığı günlerde, MHP Diyarbakır İl Teşkilatını kapatmasın mı!
*
Bir de küçük toplum mühendislikleri…
Bir yandan bir grup HDP''li öncülüğünde sokaklar terörize edilir ve "Türk sorunu" kaşınır, zaten yükselen milliyetçilik iyice köpürtülürken, diğer yandan kükremiş sel gibi coşan, bendini çiğneyip aşmaya hazır haldeki milliyetçi oyların Millet İttifakı''nda kümelenmesini önlemek için sokakları terörize eden HDP''yle ilgili "resmi olmayan müttefik" konumlandırması da yapılırda; yeme de yanında yatarak işlet seçim takvimini!
*
Siyaset tesadüfleri sever.
Ve fakat Türkiye, kaderini tesadüflere bırakacak eşiği çoktan geçti.
HDP nereye koşuyor; kaç HDP var HDP''den içeri bugünlerde ayrıca dikkat kesilmeli.
//////////////////////
SORU-YORUM
------------------
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Herkes duysun, Sayın Cumhurbaşkanımız talimatı verdi, hazırlıklar yapılıyor" deyip de hedefin "Münbiç ve Tel Rıfat" olduğunu ilan ettiği günden bu yana uyarıyor emekli Albay Erdal Sarızeybek.
"Çok gizli olması gereken bir askeri harekat"ın "Duyduk duymadık demeyin" diye ifşasının mahsurlarını anlatmaya çalışıyor;
"Bu bir güvenlik açığıdır" diyor;
"Bedeli olacaktır" diyordu.
Dün, Reuters''ın "Türkiye''nin Suriye''ye askeri operasyon sinyali vermesi üzerine Rusya ve İran''ın bölgeye asker, askeri araç ve mühimmat yığmaya başladı" haberi üzerine bir kere daha sordu.
O soru olsun bugünün soru-yorum''u;
- Neden yaptınız bunu?
Davulla zurnayla konum bildirerek gidilen nokta hedefli terör operasyonu olur mu!
/////////////////
Abdülhamit…
---------------
İktidar temsilcilerinin, cehaletlerinden dolayı ayıplanmaktan da korkmadan, utanıp sıkılmadan, pervasız şekilde, tahtan indirilmesinden 9 yıl sonra, yakalandığı hastalık dolayısıyla eceliyle ölen Abdülhamit''in idam edildiğini söylemelerini, meslektaşlarımız artık kronikleşen "yalan siyaseti"ne bağlıyorlar.
Bir ihtimal daha var;
İktidarı kaybetmeyi "ölümden beter" sayıyor olmalarının tezahürüdür belki bu sanrılar!
