''Bu kadar insana ihtiyacımız yok!''

Hani 2020 yılı başında Çin''den gelen görüntülerde insanlar sokak ortasında düşüp ölüyordu ya o görüntülerin gerçek olup olmadığı anlaşılamadı. Zira hiçbir virüs, insanı aniden öldürmez... Görüntüler gerçekse ani ölümlere yol açan nedir diye araştırmak gerekirdi. Bu konuda Çin, hiçbir açıklama yapmadı...

Aradan 2.5 yıl geçtikten sonra Türkiye''de insanlar sokakta yürürken düşüp ölmeye başladı. Evinden çıkıp 10 adım atan kadın düşüp ölüyor. Kalp masajına suni solunuma cevap vermiyor. Keçi otlatan bir köylü, aniden düşüp ölüyor... Ölüm sebebi kalp krizi sanılıyor ama başka iddialar da var. Bazı sağlık görevlileri, bu insanların nefes alamadığı için aniden bayıldığını ve solunum yapamadığı için öldüğünü söylüyor... "Akciğerlerde ani bir tıkanma, ani ölüme sebep oluyor" diyorlar ve tıkanmanın sebebini de covid geçirmiş olmaya bağlıyorlar.

***

Akciğerlerde kan pıhtılaşması sebebiyle tıkanmayı aşılara bağlayan da var ama Güney Kore''de yapıldığı söylenen bir araştırmada kalp krizlerinin covid etkisinden kaynaklandığı iddia edildi. Aşı üreten merkezlerde çalışan veya ilaç şirketlerinden fonlanan akademisyenler de bu habere dayanarak ölümlerin aşılardan değil covidden kaynaklandığını söylüyor. Oysa böyle bir karara varabilmek için ölüm istatistiklerine bakmak insanları aptal yerine koymaktır. Otopsi yapmak gerekir! Otopside kanda grafen oksit bulunur diye mi bu yola gidilmiyor? İspanyol bilim adamı Prof. Madrit, messenger RNA aşılarında grafen oksit bulunduğunu laboratuvar analiziyle ispatlamıştı ya...

Otopsiyi veya kan tahlilini kim yapar veya yaptırır? Hukuk sistemlerine göre devletler yapar değil mi? Peki devletlerin sağlık politikası ilaç şirketlerinin sözcüsü durumundaki Dünya Sağlık Örgütü''ne bağlanmışsa böyle bir adım atarlar mı? Nitekim atmıyorlar...

***

Koronavirüsün Büyük Sıfırlama için büyük fırsat olduğunu açıklayan Dünya Ekonomik Forumu''nun danışmanı Yuval Noah Harari ise "Modern teknolojilerin insan emeğini ekonomik ve askerî olarak ''gereksiz'' hale getirdiği göz önüne alındığında, 21. yüzyılın başlarında "nüfusun büyük çoğunluğuna ihtiyacımız yok" dedi."

Harari, "20. yüzyılın ortalarına giderseniz Roosevelt, Hitler veya Stalin gibi liderlerin milyonlarca çalışan insana ve askere ihtiyaçları vardı. Şimdi ise nüfusun büyük çoğunluğuna ihtiyaç duymadığımız 21. yüzyılın başlarında çoğu insan, belki de kendi verileri dışında topluma hiçbir katkıda bulunmuyor. Teknolojiler, bu insanları giderek gereksiz hale gelecek ve insanların yerini almayı mümkün kılacaktır." dedi.

***

Harari, 2017 yılında da "Gereksizler diye yeni bir sınıf doğuyor" demişti...

Harari, bir sunumda "İnsanın en büyük düşmanı kendisi. Artık savaşlardan ziyade diyabetten ölen insan sayısı çok daha fazla... Kola, El Kaide''den daha öldürücü... 20-30 yıl içinde beden ve zihinlerimizi değiştirebilecek, teknik olarak insan mühendisliği yapabileceğiz, organların yerine biyonik uzuvlar yerleştirebilecek, beyni doğrudan bilgisayara bağlayabileceğiz. İnsan zihnini bilgisayara yüklemek veya bilgisayarda zihin yaratmaktan bahsedenler var. İşte o zaman gerçekten tanrı gibi olacağız, bir dünya yaratıp içinde yaşamak anlamında. Silikon Vadisi''nde bunu yapmış bile olabilirler.

Geçmişte ister Osmanlı hanedanından gelin, ister Anadolu''da yaşayan bir çiftçi olun, bariz fark yoktu. Gelecek on yıllar içindeyse yeni teknolojiler biyolojik eşitsizliğe dönüşebilir, yoksullar sadece daha alt sınıf mensubu olmakla kalmaz, hakikatte alt türe dönüşebilir.

''Gereksiz sınıf'' terimini bilerek kullanıyorum, çok provokatif olduğunu biliyorum. Kişisel olarak hiçbir insanın gereksiz olduğunu düşünmüyorum tabii. Bu terimi, sistemin bakış açısı olduğu için kullanıyorum." demişti...

Öyleyse gereksiz görülen insanlar, sistemli ve planlı olarak öldürülüyor olabilir mi?

Yazarın Diğer Yazıları