Bozkurt Kemal Çapraz

Babamı kaybettikten sonra telefon geç veya erken saatte çaldığında ürperiyorum. Sabah saatlerinde Şahin aradı, “Ağabey, Kemal Çapraz’ı kaybettik” dedi!
Kemal ile biz Türk Dünyası toplantılarında tanışmıştık. Beraber katıldığımız yurt içi veya yurt dışı toplantılarda, organizasyonu yapanlar, Çubuksarı’da, Bakü’de, Köstence’de olduğu gibi bize sormadan ikimizi aynı odaya verirlerdi. Türk Dünyası ile ilgili bir çalışma söz konusu olduğunda ikimizi birden davet ederlerdi.
Ve her sene, Kastamonu’daki Türk Dünyası Kurultayı’na giderdik. Kemal, Kastamonu’ya aşıktı. Kendi ilçesi Araç’a da beni götürmüştü.

* * *

Kemal Çapraz, hangi şartlar altında ve nerede olursa olsun, kendisini insanlara sevdirmesini bilen, daha doğrusu, insanlara güzel baktığı için aldığı cevaplar da genelde güzel olan bir arkadaşımızdı.
Kemal Türkiye gazetesinde çalışırken orada birbirine “abi” diye hitap eden cemaat mensupları da genelde Kemal’i severdi. Hatta bazıları Kemal’i de “abi” zannederek yanında her konuyu serbestçe konuşurmuş. Bir gün Kemal’in “abi” olmadığını öğrenen genç abilerden biri, yine kendisi gibi “abi” olan başka bir gence şaşkınlıkla şöyle demiş:
-Abi ya, Kemal abi, abi değilmiş abi ya!

* * *


Kemal bütün Türk Dünyası ile ilgileniyordu ama özellikle Kırım’ın hayatında büyük yeri vardı. İstanbul Üniversitesi, Basın Yayın Yüksek Okulu’ndan mezun olduktan sonra, yüksek lisansını “Kırım Türk Basını ve İsmail Gaspıralı” üzerine yapmıştı.
Daha sonra, Kırım Türkleri’nin lideri Kırımoğlu ile tanışacak ve “Sürgünde Yeşeren Vatan; Kırım” adlı bir kitap yazacaktı.
Biz Kemal ile birlikte Kırım Türkleri’nin lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nu, Kırım Tatar Milli Meclisi’nde ziyaret etmiştik.

* * *


Kemal, son yıllarda Atatürk’ün kendi dönemindeki bozkurt tutkusunu araştırıyor ve bozkurt ile ilgili tarihte ne varsa topluyordu. Elindeki malzeme ile bir kitap değil, “Bozkurt Ansiklopedisi” çıkarabilirdi.
Fakat, buna ömrü vefa etmedi, bakalım oğlu Çağrı babasının yarım bıraktığı bu çalışmayı tamamlayacak mı?
Kemal, bütün arkadaş çevresi içinde bir sevgi kaynağı, sevgi pınarı idi. Türkiye’nin ve Türk Dünyası’nın geleceği için çok ümitliydi.
Bir defasında, “Türk Dünyası’nın bozkır taktiği var, bozkurt taktiği var, Turan taktiği var..
Bu taktiğin özeti, ’Sahte ricat ile düşman ordusunu merkezden uzaklaştırıp pusuya düşürmek, sağ ve sol kanatlarla düşman ordusunu bir hilâl içerisine alarak imha etmek’tir!
Ekonomik, kültürel ve siyasi alandaki bilgi savaşlarında da aynı yöntem geçerlidir! Hatta, küresel örümcek ağı saldırısı, Türk Dünyası için bir büyük fırsata da dönüşebilir.
Bana göre düşman, küreselleşme projesinin alt birimlerini kurarken her ülkedeki işbirlikçilerini ortaya çıkararak tam da Turan taktiğindeki bozkurt tuzağına düşmüş durumdadır” diye yazmıştım; Kemal hemen arayıp tebrik etmiş, kendisinin de aynen böyle düşündüğünü söylemişti.

* * *


Senin ışıl ışıl parlayan gözlerindeki sevgi bütün Türk Dünyası’nı kaplayacak kadar büyüktü sevgili Kemal.
Allah, rahmet eylesin!

Yazarın Diğer Yazıları