AKP iktidarı ile PKK arasında halen sürmekte olan görüşmeler, Sırrı Süreyya Önder’in söylediği gibi “Abdullah Öcalan’ın katkılarıyla ve onun başlattığı çizginin devamı olarak” yeni bir sürece girdi.
Önder, ayrıca “Özerklik bu toprakların yabancısı olduğu şey değil” dedi.
Herhalde Yavuz Sultan Selim ve 2. Abdülhamit’in Kürtlere verdiği özerklikten bahsediyor! Zaten, AKP de Osmanlıca diyerek Arap alfabesine dönme hazırlıkları yapıyor! AKP’nin zihniyeti, “bu topraklarda egemenlik Türk’ün olmasın da kimin olursa olsun” şeklindedir. PKK ile birlikte,Türk’ü, Anayasa’dan silmek istemektedirler.
Ahmet Davutoğlu da 2015 seçimlerinden sonra Yeni Anayasa yapacaklarını söylediğine göre, sürecin nasıl yürütüleceği belli.
***
AKP açısından mesele şu ki oy verdiği partinin, rejimi değiştirmek için bölücülerle ittifak yaptığını gören seçmen, desteğini belirli ölçüde olsa da geri çekecek?
Oylardaki azalmanın milletvekili sayısına da yansımaması için AKP seçime kadar başka bir taktik geliştirdi. Oyları yüzde 45’e veya daha altına düşse de AKP’nin milletvekili sayısının azalmaması için öncelikle ana muhalefet partisi olan CHP’nin oylarının parçalanması gerekiyor! Diyelim ki CHP’den doğan veya CHP oylarına göz diken iki siyasi parti, yüzde beşerden CHP’nin yüzde 10 oyunu götürse geriye yüzde 15 oy kalır. Bu oran ile CHP, yaklaşık 60 milletvekili çıkarır. MHP 60, HDP de 35 milletvekili çıkarsa, AKP’ye yine 395 milletvekilliği kalıyor? HDP ile birlikte 430 milletvekili ediyor ki bu da Anayasa’yı değiştirmeye yetiyor!
Son günlerde bütün AKP sözcülerinin, CHP’ye saldırmasının sebebi bu...
***
Bu planı Kemal Kılıçdaroğlu bozabilir! Fakat bunun için, partinin cemaatle iş birliği yaptığı yönündeki eleştirileri tamamen ortadan kaldıracak bir tutum izlerken, “ulusalcılar partiden tasfiye ediliyor” görüntüsüne de acilen son vermelidir.
CHP’yi CHP yapan, Batı kaynaklı sosyal demokrasi sloganları değil, Kuvayı Milliye kökenidir. Bu imaj silinirse, CHP de silinir! Genel başkanlığın da bir anlamı kalmaz!
Aksine CHP, tam da bugün Kuvayı Milliye köklerine dönerse, şaha kalkar... Yüzde 40’ı aşabilir. Çünkü gün bugündür! Çünkü, bölünmeyi CHP durdurabilir!
Yine Şişli’deki yakışıksız parti içi mücadelenin, “CHP, Şişli’yi bile yönetemiyor, ülkeyi nasıl yönetsin?” diye kullanılması karşısında, AKP’nin iktidarı cemaatle paylaşması ve sonra kavgaya tutuşması, böylece ülkeyi yönetemez hale gelmesi üzerinde daha fazla durulabilir.
Bakınız, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, “Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın mevcut binasından çıkarılıp farklı bir yere aktarılması gerektiğine de inanıyoruz. Çünkü orada ne yapıldığını açıkçası bilemiyoruz” diyor. Yönetemediklerini itiraf ediyor! Emniyet ve yargıda bugüne kadar olan biten için de hâlâ “Safmışız, cemaat bizi kandırdı” diyebiliyorlar.
Güneydoğu’da ise kamu düzeni AKP’nin müttefiki PKK’ya bırakılmıştır. Ülkeyi öyle bir duruma getirmişlerdir ki “yolsuzluk hırsızlık değildir” diye fetva verdirerek, bir çıkış yolu arıyorlar.
***
Ayrıca daha parti kurulurken tespit ettiğimiz gibi AKP milli bir parti değildir, Graham Fuller’in Yeni Türkiye Cumhuriyeti Projesi için tasarlanan bir partidir. Ali Bulaçise “Abdurrahman Dilipak, yeni dönemde Türkiye için mümkün bir siyasi proje hazırladı. Ankara’da birilerine çalıştığı dosyayı verince, Amerikalıların görüşme trafiği değişti. Bir süre sonra Dilipak, projesinin ’bazı değişiklikler’le AK Parti olarak ortaya çıktığını gördü” diye yazıyor.
“Yenilikçiler” in desteklenmesiyle ve Amerikan projesi olarak kurulan bir partiye karşı, herkes kendi siyasi köklerine göre hareket etse sorun çözülür!