Bizim hayallerimizin bile yetişemediği yerde!
O videoyu izleyince anladım ki hiçbir şeyden ümit kesmeyeceksiniz... Bizim sadece hayal edebildiğimiz, absürt bulduğumuz, "Bu kadar da abartılır mı?" diye kendimizle dalga geçtiğimiz şeyleri elin oğlu azmedince yapıyor... Bizim hayallerimizin bile yetişemeyeceği yerlere adamlar resmen eser dikiyor...
Geçen hafta sosyal medyaya düşen o videoyu hatırlayalım önce... Bir camide minberdeki imam vaaz arasına reklam almış, cemaate sesleniyor:
"Özel olsa yapmayız da yani devletin bir kurumu olduğu için bir arkadaşımız da, kendisini çok sevdiğimiz bir arkadaşımız rica etti "Hocam ne olursun istirhamımdır, söyleyebilir misin" dedi... Söyleyelim, elbette ki söyleriz, Türk Telekom'un çeşitli kampanyaları var... Çocuklarımız okula gidiyor, internet lazım oluyor evde vesaire... Evde sabit telefonu olana diyor, 20 cigabayt internet 15 Lira'ymış... Bilgisi olmayan varsa sadece bilgilendirme amaçlı söylüyorum... Sabit telefonu olmayan arkadaşlara da 20 cigabayt internet 30 Lira... Modemi de bunun içinde bedava... Gelip kuracağız diyor... Bu şekilde ihtiyacı olan kardeşlerimiz, arkadaşlarımız, komşularımız varsa, bundan ne yaparlar, istifade ederler inşallah... Rabbim cumamızı kabul ve makbul eylesin..."
***
Bundan 5 sene önce, dindarlık anlamındaki gidişatı görünce, yine bu köşede 'Baskılar Bizi Yıldıramaz' başlıklı bir yazı yazmış ve uçuk zannettiğimiz bir şeyler karalamıştık... Nereden bilecektik, bir süre sonra bu sıra dışı tahmin ve tekliflerimiz hayata geçecek diye...
19 Aralık 2013 tarihli yazımızın "Elbette sıra bunlara da gelecek!" diye bitirdiğimiz ilgili bölümünü paylaşalım: "Meselâ 'gelir amacı'yla imam, forma reklamı gibi cüppe reklamı alsa fena mı olur? Sahneyi düşünelim... Bir Cuma vakti hoca hutbeye çıkarken arkasında şöyle bir reklam var: "Özkonya Tandır Kebap... Camiden çıkınca 150 metre ileride solda... Not: Toplu siparişlere ve gruplara cemaat indirimi yapılır..." Ya da müezzin aralarda anons yapsa: "Biiznillah Turizm / Umre seyahatlerinizde bir numara... Filanca operatörü seçin, her yöne günlük 50 dakika, sınırsız internet!.. Eski televizyonunuzu getirin, yenisini götürün, hadi yine iyisiniz..."
***
Üst aklımız yok ama öngörümüz fena değilmiş!.. Biz daha konuşurken elin oğlu icraata geçiyor!.. YENİ Türkiye'de kimi dindarlarımız bizim uçuk hayallerimize tur bindiriyor resmen!..
Tabii kıskanmıyoruz, tam tersine gurur duyuyoruz!.. 5 yıl önce utana sıkıla yaptığımız tahminler birer birer hayata geçtikçe azmin elinden hiçbir şeyin kurtulamayacağını bir kere daha test etmiş oluyoruz!..
Bu yazıyı da Ankara Dikmen'de bir caminin bahçesine ATM cihazı konulmasından sonra kaleme almıştım... Değerlendirmemizi de hatırlatalım: Caminin bahçesine ATM koyduran zekâya ancak saygı duyulur!.. Camiye para lâzım çünkü... Dernek yöneticileri aslanlar gibi savundular eylemlerini... Karşı çıkan ve muhtemelen Mozambik destekli Siyonist çevrelerin uşaklığını yapan 'saf Müslüman' görünümlü fitnecileri bir güzel püskürttüler... Fakat karanlık odaklar tekrar devreye girdiler ve o ATM'yi oradan kaldırttılar...
Bu bir 'aydınlanma mücadelesi' ve elbette uzun sürecek bir savaş!.. Bu uğurda çileler de çekilecek, gerekirse bedeller de ödenecek!.. Kalvinist muhafazakârlar, 'para'nın en büyük silah olduğunu bilmenin, onu elde etme ve sermayeyi kendi tekellerinde toplamanın önemini her dini bütün müteşebbise öğreteceklerdir!.. Baskılar bizi yıldıramayacaktır!..
Ve final notumuz: "Jean Calvin bunlara şahit olsaydı, "Ben çırak çıktım, dini de mezhebi de bırakıyorum" diyerek bir hakkı teslim eder, Cenevre pazarında limon satmaya başlardı!.. 'Din'le 'para'nın ahenkle dalgalandığı Türkiye modelini görseydi öyle bir şoka girerdi ki, yolundan gittiği Luther mezardan kalksa onu yeniden dine-imana ikna edemezdi!.."
***
Bu yazı bir hakkın teslimi ve takdir yazısıdır!.. Biz ancak konuşuyoruz, başkaları gereğini yapıyor!..