Bizans'ın kızları ve TÜSİAD'ın borçları!

Tayyip Erdoğan, 2012 yılında da "Bizans'ın kızları, kadınları Edirnekapı'dan Fatih girerken ne söylediler? 'Başımızda, Osmanlı sarığı görmeyi arzu ederiz' dediler." diye bir ifade kullanmış, tarihçiler bu sözlerdeki hatayı düzeltmişti.

Çünkü Fatih'in İstanbul'u kuşattığı sırada, Bizanslı Grandük Notoras, Vatikan'ı kastederek "Başımızda kardinal külahı görmektense, Osmanlı sarığı görmeyi tercih ederiz." demişti.

Yani böyle stratejik bir sözü, Bizans'ın önde gelenlerinden birisi söylemişti. Bizans'ın kızları ve kadınlarının bu sözle bir ilgisi yoktu.

Peki 2012'de düzeltme yapıldığı halde, Erdoğan, tarihi bir olayı neden yanlış yansıtıyor?

Maksat bugünün "kızları, kadınları"na hitap etmekse, bu yaklaşım doğru değil. Çünkü gerçek hızla yayılır ve Erdoğan'ın doğru veri kullanmadığı anlaşılır... Bu da kendisine zarar verir...

***

Bir diğer konu da Erdoğan'ın Fransa'daki "Sarı Yelekliler" eylemlerine yaklaşımı...

Erdoğan "İşte Avrupa'da yaşananları görüyorsunuz değil mi? 15 Temmuz'da bunlar bize yapılanlar karşısında sessiz duranlar, ülkemizin sokaklarını ateşe ve kana boğmaya çalışanlara sessiz kalanlar, işte görüyorsunuz şimdi ne durumdalar? Biz, hem göstericilerin yol açtığı kaos görüntülerine hem de onlara uygulanan orantısız şiddete karşıyız. Tüm Batılı liderlere sesleniyorum: Sizlerden kendi vatandaşlarınıza hak ettikleri gibi demokrasinin kurallarıyla teröristlere ise yine hak ettikleri gibi hukukun yöntemleriyle muamele etmenizi bekliyoruz" dedi.

Yandaş olmayan Türk vatandaşları da Türkiye'nin hukuk devleti olmasını istiyor. Yandaşlar ise hukuk değil, adalet değil kendilerinin kayırılmasını istiyor.

Erdoğan yine "Paris başta olmak üzere pek çok Avrupa ülkesinin sokakları karışmış durumda. Televizyonlar, gazeteler yanan arabaların, yağmalanan iş yerlerinin göstericilere en şiddetli şekilde müdahale eden polislerin görüntüleriyle dolu. Bizim polisimizle alay edenler, bizim polisimizin zulmettiğini söyleyenler, kendi polisleri şimdi bak neler yapıyor? Bizim polisimiz insaflı" dedi.

Gezi olaylarında kaç kişi öldürüldü peki? Polis yetmeyince esnaf bile bizzat Erdoğan tarafından kışkırtılıp göstericilerin üzerine sürülmedi mi? Döve döve gençleri öldürmediler mi?

***

Son notum, Erol Bilecik'in TÜSİAD Başkanı olarak yaptığı açıklamayla ilgili.

Bilecik aynen şöyle dedi:

"Bizim hedefimiz, kurallara dayalı küresel liberal demokratik bir düzene entegre olmaktır. Bunun politika düzeyinde somut karşılığı ise AB üyelik sürecimiz ve transatlantik çerçevede ABD ile iyi ilişkilerdir.

Özetle bugün su ne kadar bulanık olursa olsun, demir atacağımız tek liman daima Batı'dır.

Türkiye'nin başarısı için geçmişte test edilmiş formül bellidir. Bu; demokrasi, hukuk devleti, özgür ve yaratıcı toplum, yüksek nitelikli eğitim, teknolojik üretim ve AB ile entegrasyon sürecinin hızlanmasıdır."

TÜSİAD Başkanı'nın konuşmasının bütününe bakıldığında neden ABD ve AB dediği anlaşılıyor.

Bilecik şu verileri sundu:

• Bugün nakit sıkışıklığı her sektörde hissediliyor.

• Finansmana erişim eskisi kadar rahat ve ucuz değil.

• Ağustos ayında başlayan kredi daralması tüm hızıyla devam ediyor.

• Mart ayı ile kıyaslandığında faizler 11 puan, kur ise %40 yükseldi.

• Hem şirketlerimiz, hem tüketiciler bu kur ve faiz yükü altında eziliyor.

• Kobiler için sorunlar katlanarak çoğalıyor.

• Talepte ciddi bir düşme var.

• Ve son 9 yıldır kesintisiz büyüyen ekonomimiz 'maalesef' artık küçülüyor.

***

Diğer taraftan Türkiye'nin dış borcunun en az yarısı TÜSİAD üyesi iş adamlarının borcudur.

Devlet garantisiyle kime borçlanmışlardır peki?

AB ülkeleri ve ABD'ye hâkim olan küresel sermayeye değil mi? Dolayısıyla Türkiye'nin onlardan kopmasını telaffuz bile etmek istemezler.

Yazarın Diğer Yazıları