Bireysel emeklilik

Radyo ve televizyonlarda bireysel emeklilik reklamlarından geçilmiyor. Adeta bombardımana tuttular.
Her kanalda bireysel emeklilik reklamı.
Yüzde 25 devlet katkı payı, ballandırılarak anlatılıyor.
100 liralık birikiminize 25 lira da devlet veriyor. Yıllık faizlerin yüzde 10’un altında olduğu bir ülkede aylık yüzde 25 gelir, süper bir şey.
Onca reklam ve bu müthiş getiriye rağmen Bireysel Emeklilik Sigortası yine de satış patlaması yapmadı.
Satışlarda artış var ama öyle ciddi bir patlama yok.
Herkes bu soruyu soruyor:
Yüzde 25 devlet katkısına rağmen neden herkes bireysel emeklilik yaptırmıyor?
Bu sorunun üç yanıtı var.
Birincisi; vatandaşın sigorta şirketlerine güveni yok. Yıllardır Türkiye’de buna benzer birikim fonları vatandaşı hep mağdur etti. Özellikle enflasyonun altında getiri ve vergiler sisteme olan güvensizliği getirdi.
Sistem halen güven vermiyor. Bunun en önemli nedeni bankaların aşırı kâr hırsı. Mesela her hangi bir banka aracılığı ile bireysel emeklilik yaptınız. Her ay düzenli olarak para, kartınızdan kesiliyor ve siz de ödüyorsunuz. Ancak bu para hemen sisteme aktarılmıyor. Yaklaşık bir ay bankanın kasasında, faizsiz “provizyon” adı altında bekletiliyor. Yani paranız 30-35 gün sonra sisteme aktarılıyor.
İkinci neden; Türkiye’nin içinde bulunduğu borç batağı. Türkiye’de neredeyse her üç kişiden ikisi borçlu durumda.
Kimisi konut kredisi almış, kimisi araba kredisi. Milyonlarca kişi ise kredi kartı batağı ile boğuşuyor. Her gün kredi almak için bankaların kapılarını aşındıran on binlerce kişiye siz Bireysel Emeklilik Sigortası nasıl satabilirsiniz ki?
Adam gününü borçla kurtarmaya çalışıyor. Böyle bir ortamda insanlar nasıl tasarruf yapabilir ki?
Son neden ise; vatandaşın devlete güvenmemesinden kaynaklanıyor.
Cumhuriyet tarihinden bu yana devletin vatandaşa bu tarz çok taahhüdü oldu.
Devlet hiçbir sözünü yerine getirmedi.
En son, Konut Edindirme Fonu.
Buradaki mağduriyeti kim unutabilir ki! Yıllarca devlet sizi konut sahibi yapmak için maaşınızdan para kesti. İşverenin vicdanına bıraktı ve doğal olarak işçiden kesilen para uçtu, yok oldu. 20 yıl sonra şahsen benim payıma düşen konut edinme parası 13 lira oldu. Böylesine sabıkalı bir sisteme kim güvenip 20 yıl, hatta 30 yıl para yatırabilir ki?
Fareye bir delikten çıkıp, diğer deliğe girmesi halinde 1 ay kendisine yetecek kadar peynir sözü vermişler.
Fare düşünmüş taşınmış “Bu teklif, içinde bir şeytanlık olacak kadar büyük” demiş.
İşte bizim vatandaş da yıllık faizin yüzde 10 olduğu bir ülkede aylık birikimine yüzde 25 ek gelir veren devlete, tıpkı farenin bakış açısıyla bakıyor.
Yani bu gelir, o kadar büyük ki içinde bir şeytanlık olabilir.
Atalarımız ne demiş:
Ne şeytanı gör ne salavat getir!
Bireysel emekliliğin bence önündeki en büyük sorun bu!

Yazarın Diğer Yazıları