Bir musibeti atlattık şimdi bütünleşme zamanı
Ülkemiz, demokrasimiz, cumhuriyetimiz büyük bir badireyi, halkın ve sağduyulu güvenlik güçlerinin gösterdiği tepkiyle önledi. Şimdi yaraları sarma ve bir daha buna benzer olaylarla karşılaşmamak için akılcı tedbirler alma zamanıdır.
Akıl dışı bir teşebbüs
Olaylara, yaşananlara, ortaya çıkan belge, görüntü, ses kaydı ve bilgilere bakıldığında, normal bir insanın düşünmesi ve yapması mümkün olmayan icraatlara girişildiği ortaya çıktı. Gözünü kırpmadan kendi vatandaşına ateş edebilmek için insanların, ancak canlı bombaların yetiştirilme ve eylemlere yönlendirilme yöntemleriyle eğitilmesi, aklının başından gitmesi, bir başka güce vermesi ve cinnet halinde olması gerekiyor.
En kötü demokrasinin bile darbelerden iyi olduğu bilincinin kaybolmasında, din ve dindarlık kisvesi altında yapılanan yasa dışı örgütlerin, insanları kendi menfaatleri ve egoları için nasıl kullanabildiği bir kere daha ortaya çıktı. Bundan önceki darbelerde dahi böyle canilik görülmedi. Bu konuda ne kadar söz söylense az gelir. Şer odaklarının TSK'da yuvalanmasını ve burada hayat bulmasını kabul etmek mümkün değil. Bundan alınacak çok ders var.
Kandırıldık denemez
Bu işi yapanların başında olanların, "kandırıldık" demesi hiç inandırıcı değildir. Eğitim seviyesi yüksek, değerlendirme kabiliyeti gelişmiş, cumhuriyetin değerlerine sahip çıkmakta hassasiyet gösteren TSK gibi bir camiada yetişen ve yaşayan insanların kandırılması kabul edilemez. Onlar ancak içeri giren casuslar ve Truva atının içindeki gözü dönmüşler olabilir.
Diğer bir vahim durum da, bunların anlaşılamaması ve haklarında gerekenin yapılmamasıdır. Veya yapılmasında gevşek davranılmasıdır. İç istihbarata gereken önemin verilmemesidir. Zamanında gerekli önlemlerin alınmamasıdır. Gerekenin yapılmasında, sert görüntü vermeme düşüncesiyle ısrarcı olunmamasıdır.
FETO'cuların devletin tüm kademelerine ve kurumlarına yerleştirilmesinin hata olduğu da, ancak okların yönetime çevrilmesiyle ortaya çıkmıştır. O zaman da "kandırıldık" denmesinin kabul edilmesi de söz konusu olamaz.
TSK ve devletin diğer tüm kurumlarında, cemaatçi veya sempatizanı olduğu önceden tespit edilmiş kişilerin, açığa alınmasında, soruşturma açılmasında, gözaltına alınmasında geç kalınması, ancak darbe teşebbüsünden sonra harekete geçilmesi de ayrı bir hatadır. En azından "kandırıldık" dendikten bir müddet sonra bu yapılabilirdi.
Hukuk ön planda tutulmalı
Bir musibet atlatılmıştır. Şimdi bu musibetin faillerinin hukuk içinde, yargı önünde hesap vermeleri zamanıdır. Hukuk dışına çıkarak yapılan cezalandırmalara müsamaha edilmemeli, kamuoyu vicdanını yaralayacak, ülkenin itibarını zedeleyecek davranışlardan kaçınılmalıdır.
Bilmedikleri ve anlayamadıkları için bu hareketin içinde yer alan, sonradan anladıklarında direnmeyen kişilerin durumlarının yargı tarafından değerlendirileceği de dikkate alınmalıdır. Her şeyin bütün çıplaklığıyla ortaya çıktığı ve büyük tecrübe kazandığımız badireleri atlatmamızdan sonra, adaletin doğru tecelli edeceğinden artık emin olunmalıdır.
Birleştirici ve bütünleştirici olmalıyız
Yönetimde olanlar bugüne kadar sürekli, "gün, birlik ve beraberlik günüdür" demiştir. Ancak bu konu, bugünkü kadar önemli ve gerekli olmamıştı. İktidarıyla muhalefetiyle bu konunun ciddi olarak ele alınması, uygulanması elzem duruma gelmiştir.
Siyasetçilerin bütün konuşmalarında ve icraatlarında, toplumu germemeye, kutuplaştırmamaya özen göstermeleri gerekmektedir. Yapılan mitinglerde, bir tehlikeyi atlatmışken, başka bir tehlikeyi çağrıştıran sloganlardan uzak durulması, bunlara müsamaha gösterilmemesi önem kazanmaktadır. Demokrasiye halkın bir kesiminin değil, bütünün sahip çıktığı göz önünde tutulmalı, bu konu siyasi malzeme yapılmamalıdır. Hırs, kin, intikam duygularından ve kışkırtıcı söylemlerden uzak durulmalıdır.
TSK'ya sözde değil, özde sahip çıkılmalı, onu yıpratacak, itibarını gölgeleyecek söz ve davranışlardan vazgeçilmelidir. Onun Türk Milleti'nin ordusu olduğu unutulmamalıdır.