Bir millet başka nasıl çökertilir?
Okurumuz Altay Bozkurt, Prof. Dr. Mehmet Özdemir'in Endülüs'ün yıkılma sürecindeki aşamaları inelerken, "Kriz, bir dönem, ancak 'Güçlü İdare+Güçlü Ordu+Kaynaşmış Toplum' formülüyle aşılabildi." tespitini yaptığını hatırlattıktan sonra şöyle diyor:
"Şu anda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin durumu, 'Güçlü İdare+Güçlü Ordu+Kaynaşmış Toplum'ilkeleri ile ne kadar örtüşmektedir? Dünyanın hangi ülkesinde, yönetenler, yönetilenlerin bir kısmına 'alçak, darbeci, hain, terörist' demiştir?
Büyük Atatürk, sanki bugünü de görmüştü:
'İngilizler, milletimizi bağımsızlıktan mahrum etmek için, pek tabii olarak evvelâ onu ordudan mahrum etmek çarelerine giriştiler. Mütareke şartlarının tatbikatı ile silâhlarımızı, cephanelerimizi, bütün müdafaa vasıtalarımızı elimizden almaya çalıştılar. Sonra kumandanlarımıza ve subaylarımıza tecâvüz ve taarruza başladılar. Askerlik izzeti nefsini yok etmeye gayret ettiler.
Ordumuzu tamamen lağvederek, milleti, bağımsızlığını muhafaza için muhtaç olduğu dayanak noktasından mahrum etmeye teşebbüs ettiler. Bir taraftan da müdafaasız, ordusuz bıraktıklarını zannettikleri milletin de izzetinefsine, her türlü haklarına ve mukaddesatına taarruzla, milleti alçaklığa, boyun eğmeye alıştırmak plânını tâkip ettiler ve ediyorlar. Herhalde ordu, düşmanlarımızın birinci taarruz hedefi oldu.
Orduyu imhâ etmek için mutlaka subayları mahvetmek, aşağılamak lazımdır. Buna da teşebbüs ettiler. Bundan sonra milleti koyun sürüsü gibi boğazlamakta, engeller ve müşkülat kalmaz.'
***
Yine 12 Haziran 2012 tarihli Yeniçağ'da, Salim Yavaşoğlu imzalı ve 'AKP ile anlaşarak TSK'yı kafesledik' başlıklı haberde CIA ajanı Henry Barkey'in, 1 Mart tezkeresinin reddinden sonra ABD'de verdiği konferansta, 'AKP liderleriyle anlaşarak Türk Ordusu'nu kafeslediklerini' anlattığı belirtiliyordu.
Haberde 'CIA'nın Türkiye uzmanı Henri Barkey'in, 2003'te 1 Mart tezkeresinin reddedilmesinden 25 gün sonra 26 Mart'ta Utah Üniversitesi'nde verdiği 'Felaket ile Flört: Türkiye, Irak ve ABD' adlı konferansta, AKP lideriyle anlaşarak 'Türk Ordusu'nu çok sıkı bir kafese kapattıklarını' söylediği ortaya çıktı. Barkey, AKP'nin, AB reformlarında ısrarlı tutumu ve ABD'nin Türkiye'ye gün vermesi için AB'ye baskı yapmasının 'Türk Silahlı Kuvvetleri'ni kafesleme planı'nın gereği olduğunu ifade etti.' deniliyordu.
Bu önemli detaylar alt alta konulduğu vakit 2023'e bir hazırlık yapıldığı anlaşılmaktadır. Zaten federasyon konusunun 2023'ün konusu olduğu ülkeyi yönetenler tarafından defalarca ifade edilmiştir.
Kanaatim odur ki Türkiye'nin direnç noktaları bir bir kırılarak ABD ve Batı'nın arzu ettiği bir Türkiye oluşturulmaya hızla yol almaktadır."
***
Okurumuzun hatırlattığı bu tabloya önce Ergenekon, Balyoz ve Casusluk davaları ile TSK'nın önce yıpratıldığını, sonra asker sayısının azaltılarak küçültüldüğünü de eklemek gerekir. Türk ordusunun, bu şekilde, bir kalkışma halinde, Türkiye coğrafyasının tamamına egemen olmasının önüne geçilmiş oluyor! Tabii jandarma ve polis de var ama ordu neredeyse sayıca Yunanistan hatta Suriye'nin kuzeyindeki PYD/PKK ordusu sayısının altına düşürülüyor.
Kimileri "ordunun sayısı değil kullandığı teknoloji önemlidir" diye ahkâm kesiyor. Sanki biz "teknoloji kullanmayalım" diyoruz!
Sayı da önemlidir ey muhteremler sayı da önemlidir! Her Türk erkeği askeri eğitim aldığı için Türkler ordu millet olmaya devam ediyordu. Şimdi erkeklerin bir kısmı para verip askerlik yapmayacak! Yani büyük bir savaş patlarsa silah altına alınamayacak! Milli bütünlük bozulacak!
Ordusu zayıflatılmış ve bir üniversitesinde İstiklâl Marşı "ideolojik" bunularak okutulmayan, milli değerlerine her gün hakaret edilmesine yönetenler tarafından yol verilen bir ülkede güçlü idare, güçlü ordu ve kaynaşmış toplum olur mu?
Olmaz ise bu yapılan işler, Türk Milleti'ni çökertme projesine hizmet etmek değil midir?