Bir kurumumuz daha çürüme riskiyle karşı karşıya
Geçen yazımda "Kızılay'ı da yandaş derneğe dönüştürdüler haberiniz var mı?" diye sormuştum.
Beklediğim ses geldi!
Yazımda, Kızılay denetleme kurulu raporunu siz değerli okuyuculara sunmuştum.
Kısa bir hatırlatma yapmak gerekir ise…
Kızılay'ın 600 şubesini neden kapattığını, binlerce taşınmazı olan bir kurumun neden dolar cinsi ile bir yalı kiraladığını, 2018 kurban etlerinin neden halen dağıtılmadığını yazdım. Kızılay bana cevap niteliğinde bir açıklama gönderdi.
Açıklamayı özetleyerek aktarıyorum:
"Kızılay her ne kadar bir grup gönüllü tarafından kurulmuş olsa da 150 yıldır milyonlarca gönüllüğünün verdiği desteklerle varlığını sürdürmektedir. Bu desteklere, duyarlı gazetecilerin, yazarların, sanatçıların verdiği destekler de dahildir. Bu bağlamda, Kızılay ile ilgili bir iddia kaleme alınırken bu büyük kuruma verilebilecek zararlar ve bu zararlar nedeniyle dünyadaki mazlumların kursağından geçecek bir kaşık çorbanın eksilebileceği de düşünülmelidir.
Bahsi geçen yazınız daha önce de sizin başka platformlarda kaleme aldığınız gibi bir grubun iddialarından ibarettir. Bu iddiaların tamamı aynı grup tarafından farklı mahkemelere ve resmi kurumlara şikâyet ve suç duyurusu olarak taşınmış, ilgili savcılıklar ve müfettişlerce incelenip soruşturulmuş ve herhangi bir sıkıntılı duruma rastlanmamış ve süreç sonuçlandırılmıştır.
Bu nedenle tamamı soruşturulmuş gerçek dışı iddiaları içeren yazınızın içeriğine cevap vermeyi gerekli görmüyoruz. Ancak ortak değerimiz olan bu kutsal kurumu sorumsuzca karalayan tüm bu iftiraların yasalar önünde bir yaptırımı vardır ve Kızılay bu hakkını yasalar önünde arayacaktır.
Aynı şekilde Kızılay'ın en üst yönetim organı olan Genel Kurul'da da tüm süreçler delegelerin oy birliği ile uygun bulunmuştur.
Yasal haklarımızı kullanmakla beraber şunu da belirtmek isteriz ki; Dünyanın en büyük yardım kuruluşlarından biri haline gelmiş olan, Genel Başkanı, Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Dernekleri Federasyonu Avrupa Bölgesi Başkanı olan, geçtiğimiz yıl 23 milyon kişiye yardım eli uzatan ve bu yıl 30 milyon kişiye milletimizin yardım elini uzatmayı planlayan, gönüllü desteği her geçen gün artan, dünyanın dört bir yanında Milli Bayrağımız ile Kızılay Bayrağını birlikte dalgalandıran bu güzide kuruluşa, böylesi temelsiz iddialarla 'kara çalma' gayreti en başta yardım bekleyen milyonlarca mazluma karşı haksızlıktır."
Benim gizlim saklım yok.
Öyle flört eder gibi mesajlaşmaya da gerek yok. Aleni açık açık herkesin huzurunda birbirimize soru sorup cevap verelim. Kamuoyu görsün okusun bilsin. Ben yazdığım her yazının arkasındayım. Belgesiz, bilgisiz tek bir cümle yazmam.
Mesela açıklamada "Kızılay ile ilgili bir iddia kaleme alınırken bu büyük kuruma verilebilecek zararlar ve bu zararlar nedeniyle dünyadaki mazlumların kursağından geçecek bir kaşık çorbanın eksilebileceği de düşünülmelidir" deniliyor.
Ben de aynen bu şekilde düşünüyor ve "mazlumların kursağından geçecek bir kaşık çorbanın" neden ve kim tarafından eksiltildiğini kamuoyu adına soruyorum.
İstanbul Sarıyer'de Rumeli Hisarı Mahallesi Kale Ağası sokakta bulunan yalı için 5+5 yıllık için 24 bin dolar stopaj bedeli, emlakçı komisyonu olarak 10 bin dolar, kira bedeli olarak ise aylık 12 bin dolar, Tarihi Kültürel Varlık olmasına rağmen izin alınmadan iç mekan mimari değişiklikler için 500 bin TL harcanmadı mı? (EK-1)
Ardından…
Birkaç ay sonra tepkiler neticesinde bu bina boşaltıldı ve ihtarname çekilip kira sözleşmesi fesih edildi. Ancak yalı sahibi Sami Başaran ve kardeşi Özden Başaran, Kızılay'a 18 Ekim 2018'de ihtarname çekti. Yalının 1 yıllık kirası ödendi. Zararı hesaplamak çok kolay sadece kira 144 bin dolar, stopaj ve emlakçı komisyonu 34 bin dolar, toplamda ise 178 bin dolar. (EK-2)
Hemen TL'ye çevirelim. (2018 Haziran kurunu baz alalım kur 4,59) İç mekan mimari harcamalarıyla birlikte 1 milyon 317 bin lira.
Şimdi Sayın Genel Başkan Kerem Kınık'a soruyorum. Yaptığınız bu keyfi israf neticesinde kaç mazlumun kursağından kaç kaşık çorba geçerdi?
Devam edelim.
Bu yalıdan vazgeçildi. Sanmayın ki Kızılay'a yurttaşlar tarafından bağışlanan binlerce binadan birine geçecekler yanılırsınız. Yine başka bir bina bulundu. Neresi? MÜSİAD'a ait bir bina. Aylık 110 bin liraya anlaşma sağlandı ve bir yıllık kirası da peşin verildi. Bu arada MÜSİAD'ın bu binayı yetersiz diye terk ettiğini de belirtmem gerekir. (EK-3)
Dahası var.
Kızılay'a işçi alımı nedeniyle Empatik firması ile her personel alımı için kişi başı sözleşme yapıldı. Sonra bu sözleşme iptal edildi. Empatik firması yetkilisi Burhan Koca size mail yolu ile "sözleşme şartlarını yerine getirin" diye adeta tehdit eden bir elektronik posta gönderdi. Sonra "mazlumlara yardım peşinde koşan" Kızılay yönetimi ne yaptı? Firma Genel Koordinatörü Sefa Zengin ile Sulh ve İbra Protokolü yapıp işe alınan 214 personel karşılığında 2 milyon TL ödeyip anlaşmaya vardı. (EK-4)
2016-2017-2018 yıllarında işten çıkarılan binlerce çalışanın açtıkları dava neticesinde Kızılay ne kadar tazminat ödedi dersiniz? Tam 3 milyon 600 bin TL
Kızılay her sene yurt içi kurbanlarını Et ve Süt Kurumu ile keser ve Sayın Kınık gelene kadar da sorun yaşanmazdı. Ancak 2018 yılında Kızılay Genel Müdürlüğü'nün (23.07.2018 tarih ve 137403 sayılı yazısına istinaden) Et ve Süt Kurumu'nun fiyatlarının pahalı olması ve yeterli hayvanın temin edilememesinden dolayı yurt dışında araştırma yapılmasına karar verilmiş ve Genel Müdür Yardımcısı İ.Özer, S.Demir, Letonya ve Bosna Hersek'e gitmesi konusunda görevlendirilmişti. (Ek-5)
Bir ay sonra yani TAHAŞ İnşaat ve Yatırım A.Ş. ile sözleşme yapıldı. Sözleşme gereği önce 5000 adet sonra artırım ile birlikte 6000 büyük baş hayvan için sözleşme yapıldı. Normalinde bu tür işlerde banka teminat mektubu alınır. Ancak ilginçtir bu sözleşmede bir ilk yapıldı ve villa teminat olarak gösterildi. (Ek-6)
Kızılay yetkilileri hayvanları yerinde görmek istedi, gidip baktılar ve 5 bin 947 âdetini gördüler. Tabii hayvanları görünce de firmaya 3 Milyon 624 Bin EURO ödeme yapıldı.
Gün gelince Kızılay personeli ile kesim yerlerine gittiler. Ancak 6000 büyükbaş kesilmesi gerekirken 3 bin 218 büyükbaş kesildiği anlaşıldı. 2782 adet büyükbaş hayvan yok.
Letonya'da kesilen 11 adet büyükbaşa ait karkas et nakliye temin edilemediğinden Türkiye'ye getirilemedi, Polonya'da kesilen büyükbaşlar Türkiye'ye sevk edildi ancak 151 adet karkas et Gümrük kontrolünde yurda girişi uygun görünmeyerek imha edildi. Bunların tamamının masrafını da Kızılay yaptı.
Anlayacağınız ellerine yüzlerine bulaştırdılar.
Kurbanın 4. günü yurt içinden hayvanları temin etmeye çalıştılar. Ardından firmaya 30 Kasım 2018 tarihinde ihtarname çektiler ve 1 milyon 841 bin Euro ve 321 bin lirayı geri istediler. Ne durumda belli değil. Açıklama yaparlar ise hep beraber öğreneceğiz.
Gelelim işe alınanlara verilen maaşlara? İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı Dernek denetçileri tarafından yapılan denetimleri sonucunda raporlara yansıyan bir rakam var. İşe alınan kişilere ödenen fazla ücret olarak 122 bin lira! Bu rakam sulh yolu ile tekrar Kızılay hesaplarına iade edilmedi mi kamuoyu adına soruyorum? (EK-7)
Ülkemizin yüz akı olan Kızılay ne yazık ki zorlu bir süreçten geçiyor. Kızılay, göz göre göre keyfi uygulamalar ile zarara uğratılıyor. Bu yazdıklarım son kongrede sunulan denetim raporunda da mevcut ancak raportör tarafından ilgili olumsuz maddeler okunmamış sadece olumlu maddeler okunmuş.
Ben bu durum karşısında Cumhurbaşkanlığı'nı ve İçişleri Bakanlığı'na çağrı yapıyorum. Yaşananlar hakkında harekete geçilmezse bir kurumumuz daha çürüme riskiyle karşı karşıya kalacak.
NOT: Değerli okuyucular. Yazımın içerisinde parantezlerde ek diye belirttim. Türkiye'de bir ilki gerçekleştiriyoruz. Belge sayısı çok fazla olduğu için belgeleri bu sayfada bulunan karekoda yükledik ve akıllı telefonlarda yer alan karekod okuma uygulamalarından bu kodu okutarak tüm belgelere ulaşabilirsiniz.