Bir kredi kartı ile bir ülkeyi teslim almak!
Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, tüketicilerin bilinçli ve planlı bir şekilde borçlandırıldığını söyledi!
Bankalar sokakta masa kurup kredi kartı dağıtırken, biz 2002 yılından beri aynı uyarıda bulunuyorduk, ama başka kimsenin sesi çıkmıyordu. Nazım Kaya da 2006 yılından itibaren bu uyarılarda bulunmaya başladıklarını belirtiyor.
* * *
Kaya, kredi kartı ve kredi borcunu ödeyemeyenlerin sayısının bir önceki yıla göre yüzde 253 artış göstermesinin de içinde bulunulan durumu gösterdiğini anlattı ve “İngiliz Aviva şirketinin yaptığı araştırmada, tüketicinin toplam borcunun yüzde 36’sının kredi kartı borçlarından, yüzde 13’ünün ise bireysel kredi borçlarından oluştuğu görülmüştür” dedi.
Şu işe bakın, borçlanmada tüketicinin durumunu bile İngiliz şirketi araştırıyor!
Nitekim Kaya da bu durumun bilincinde ki “Bankaların tüketiciyi sürekli borçlandırmasına karşılık Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ve diğer yetkililerin sürekli pembe tablolar çizmesi tüketiciyi bugünlere getirdi. Halkımız aylık kazancının önemli bir kısmını kredi borçları için kullanması sebebiyle, ekmek parasına dahi muhtaç hale geldi. Kredi kartı ve kredi borçlarından dolayı intihar, boşanma, cinayet ve hırsızlık gibi vakaların artış göstermesi yetkililerin çözüm üretmesini gerektirmektedir” diye konuştu.
Kaya, bir süre önce başlattıkları “Taksitle Ölmeyelim Taksitle Ödeyelim” kampanyası ile kredi kartı borçlarının 24 ay vade ile yeniden yapılandırılmasının gayreti içinde olduklarını belirterek, bunun yapılmaması halinde üzücü olayların hızlı artacağını belirtti.
* * *
Nobel ödüllü ekonomist Stiglitz ise IMF’nin, yönetişim sorunu olması sebebiyle, mevcut küresel krizi tahmin edemediği gibi bu krizden çıkılması yollarını da bilmediğini ifade etti.
Stiglitz’e göre mevcut küresel krizin sebeplerinden biri olan kontrolsüzlük ve denetimsizlik, IMF’nin stand-by anlaşmalarında, ülkelere ekonomideki kontrolü kaldırmaları yönündeki tavsiyelerinden kaynaklandı.
Aslında krizin merkezi olan Amerika Birleşik Şirketleri’nin yönetim kurulu başkanı, Federal Reserv’i yöneten kişidir. Federal Reserv, Türkiye’de “Amerikan Merkez Bankası” diye tanıtılıyor. Bu yanlıştır. Federal Reserv, 1910 yılında Ceykıl Adaları’nda bir araya gelen dönemin büyük zenginlerinin kurduğu özel bir bankadır. 1907, 1920 ve1929 buhranlarını da bu zenginler meydana getirdi. Borsa oyunları ile birinci krizde 5400 bankayı iflas ettirdiler. 1929 buhranında ise Federal Reserv yöneticilerinin sahip olduğu bankalar dışında, Amerikan işadamlarının oluşturduğu bütün bankalar ve bütün Amerikan ekonomisi çökertildi. Tarım arazileri de dahil ABD’deki bütün servet, Federal Reserv sahiplerinin eline geçti. Ondan sonra da Amerikan devletini, bu bankaya borçlandırmaya başladılar. Bugün Amerikan devletinin, toplam borcu 12 trilyon dolara yakındır. Federal Reserv sahipleri, daha sonra ABD ve İngiltere’deki güçlerini kullanarak, bütün dünya ekonomisine ve kültürüne ağırlık koydu. 11 Eylül komplosuna, Afganistan ve Irak işgallerine karar veren güç bu yapılanmadır.
* * *
Türkiye’de IMF, Dünya Bankası ve Avrupa Birliği işbirliğiyle ve içeriden işbirlikçilerin de desteklemesiyle uygulanan krizler, model olarak, 1929 buhranı gibidir. “Küçük Amerika modeli” işte budur. Türkiye’de de milli sermaye ve bütün halk soyulmuştur. Türkiye’nin borcu, yıllık milli hasılasını aşmıştır.
Türkiye’yi, bu çaresizlik ortamında tutarak, bütün yeraltı ve yerüstü servetlerini teslim etmeye zorlamaktadırlar.
Kredi kartı deyip geçmeyin, bir kartla koca ülkeyi teslim alabiliyorsunuz!